|
Türkiye’nin ‘enflasyonla sınavı’ iyi gitmiyor

Geçen çarşamba günkü yazımda ifadem şöyle olmuştu: “Benim görüşüm ise, 3 Mart günü açıklanacak şubat ayı enflasyon oranlarının beklendiği kadar heyecan vermeyebileceği yönünde. PPK bu nedenle, para politikası faiz oranında 25 baz puan gibi temkinli bir indirimi tercih etmiş olabilir”. Ocak ayı sonunda yüzde 7,24’e gerilemiş olan yıllık enflasyonun, şubat ayında yüzde 7,55’e yükselmiş olması, yukarıdaki ifademi teyit ediyor. Anlaşılan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ekonomik araştırma birimleri 24 Şubat günü gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesi, şubat enflasyonun iyi çıkmayabileceğine dair bir rapor sundular ve PPK da 50 baz puan yerine, 25 baz puanlık bir indirim yapmayı tercih etti.

Nitekim, şubat ayı enflasyon oranlarının iyi çıkmayabileceğine dair ilk ipucunu, her ayın ilk günü İstanbul’un enflasyon değerlerini açıklayan İstanbul Ticaret Odası’nın perakende fiyatları endeksi ile toptan eşya fiyatları endeksi artış oranlarından elde etmiştik. 1 Mart pazar günü açıklanan İTO Geçinme Endeksi, yani İTO’nun İstanbul için hesapladığı bir nevi Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) şubat ayı için yüzde 0,72’lik bir artışa işaret ediyordu. TÜİK’in dün (3 Mart) açıklanan TÜFE artış oranı da yüzde 0,71 çıktı. İTO’nun TEFE’si 1 Mart’ta yüzde 1,14 olarak açıklanırken, TÜİK’in dün açıklanan ÜFE’si de yüzde 1,20’lik artışa işaret etti. Yani, İTO’nun fiyat endeksleri bir kez daha öncü gösterge oldu.

Şimdi, Euro Bölgesi’nde TÜFE ocak ayında yıllık bazda yüzde -0,6 iken, şubat ayında yüzde -0,3 olmuş. Yani, yıllık bazda negatif talep enflasyonu var; firmalar mal ve hizmetlerinin fiyatlarını az da olsa geri çekmiş. Euro Bölgesi’nin ÜFE’si, yani maliyet enflasyonu ise, ocak ayında yıllık bazda yüzde -2,6 iken, şubat ayında yüzde -3,4 olmuş. Küresel petrol ve hammadde fiyatlarındaki gerileme Euro Bölgesi’nde üretim maliyetlerine olumlu yönde yansımış. ABD’nin TÜFE’si yüzde 0,8, Güney Kore 0,8, Malezya 2,7, Meksika’nın 4,1, Pakistan 3,88, Tayland -0,41, Birleşik Arap Emirlikleri 3,1. Peki arkadaş, biz de nasıl oluyor da bu enflasyon yüzde 7-10 arasında takılıyor; biz dünyadaki negatif enflasyon sürecine dahil olamıyoruz?

Mal piyasaları ‘eksik rekabet’ koşullarına mahkum

Çünkü, ülkemizde, mal ve hizmetlerin satıldığı piyasalar yeterince rekabete açık değil. Bu memlekette piyasalar hala ‘eksik rekabet’ koşullarına bağımlı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) akaryakıt istasyonları arasında serbest piyasa koşulları oluşsun diye çaba sarf ediyor; akaryakıt istasyonları arasında fiyatlar milim bile oynamıyor. Yani, son 40 yıldır Türkiye’de esnafımızın, tüccarımızın, ekonomi aktörlerinin mal ve hizmetlerin fiyatlarını belirleme alışkanlıklarını değiştiremedik. Türkiye ekonomisinde en başarılı yönetim dönemlerinden birisine imza atmış olmuş AK Parti dahi, tarlada 50 kuruşa satılan domatesin, şehirde 3-4 TL’ye satılması sorununu çözemedi.

Aylardır yağmur var, kar var; kuraklık ve don riski geride kaldı. Buna rağmen, şubat ayı sonu itibariyle, TÜFE’de halen en yüksek yıllık enflasyonu yüzde 13,7 ile gıda ve alkolsüz içecekler mal grubu üretmeye devam ediyor. Türk Ekonomi Yönetimi, ülkemizde enflasyonun neden yıllık bazda son 42 yıl içerisinde yüzde 6’nın altını görememesini, gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 4,7 ile 5,4 arasında seyrederken, bu seviyeleri dahi niçin göremediğimiz hayli detaylı inceletmeli. Eğer, yurtiçi ekonomik koşullar bu yıl da yüzde 7’nin altını görmemize izin vermeyecek ise, yüzde 5 enflasyon hedefini tutturmak için kendimizi heder etmeyelim.

Piyasa yeniden 2,72 TL sepet kuru mu deniyor?

Tüm bu tartışmaların ortasında, bir de döviz kurları ile uğraşıyoruz. Dolar-TL kuru dün 2,54 TL’nin hemen altını görerek, yeni bir rekora imza attı. 0,5 dolar ile 0,5 eurodan oluşan sepet kur da 2,69 TL’yi gördü. Piyasalar acımasızdır ve garip bir mantıkla çalışır. 27 Ocak 2014’de, yani 1 yıldan biraz daha fazla bir zaman dilimi önce, piyasa sepet kurda 2,72 TL’yi gördüğünü biliyor ve adeta orayı yeniden test etmek istiyor. Bunun anlamı, dolar-TL kurunda da 2,55 TL’nin üstünün test edilmesidir. Bunda, dünyanın önde gelen 6 para birimi karşısında ABD Dolarının son 11 yılın en yüksek değerini test etmesinin de etkisi var; ama, Türkiye›de enflasyon şubat ayında yükselmiş iken, TCMB'nin mart ayı toplantısında yine de faiz indirme ihtimaline bağlı olarak, yurtiçi piyasalarda kurların kendini yeniden fiyatlandırması da var. Bu durumda, piyasalarda tansiyonu nasıl azaltabiliriz, bunu da düşünmemiz yararlı olabilir.

#TCMB
#PPK
#İTO
9 yıl önce
Türkiye’nin ‘enflasyonla sınavı’ iyi gitmiyor
Taşeron işçilerin kamuya geçirilmesinde yol haritası nasıl olmalıdır?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…