|
Türkiye’nin G-20’de ‘KOBİ’ devrimi
15-18 Nisan tarihleri arasında bulunduğumuz Washington D.C.'den önemli tespitlerle döndük. ABD'nin başkentinde, bir yandan Dünya Bankası (WB)-Uluslararası Para Fonu (IMF) ilkbahar toplantılarındaki detayları, bir yandan da Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığı çerçevesinde yürütülen toplantıları takip ettik. İlk tespit, dünya ekonomisinin genel gidişatına yönelik net bir keyifsizlik söz konusu ve bu keyifsizliğin bir uzantısı olarak da, gerek IMF, gerekse de Dünya Bankası, küresel, bölgesel büyüme tahminlerini aşağı çekmiş durumdalar. Türk ekonomisi de, bu bağlamda, 2015 yılı büyüme tahmininin aşağı doğru revize edilmesinden nasibini almış durumda.

Başbakan yardımcısı, bugün için, 2015 yılı büyüme hedefi olan yüzde 4'ü değiştirmeyi düşünmediklerini belirtti. Bununla birlikte, küresel belirsizlikten ve dünya ticaretindeki zayıf seyir dikkate alındığında, Türkiye'nin hane halkı tüketim harcamaları ve kamu harcamalarına dayalı bir büyümeyi arzu etmediği de dikkate alındığında, yaz başı 2015 büyümesine yönelik bir revizyon gelebilir. Bir diğer önemli tespit konusu da, dünya bankacılığının genel gidişatından duyulan memnuniyetsizlik. Küresel finans krizinden fazlaca etkilenmiş olan ekonomilerde, bankacılık sektörünün hala kendine gelememiş olması ve reel sektöre kaynak kullandırmadaki sorunlar da gözden kaçmıyor. Bu nedenle, başta ülkelerin alt yapı yatırımları olmak üzere, özel sektör ve kamu yatırımlarının finansmanına yönelik yeni mekanizmaların oluşturulması çalışmaları da ciddi destek görüyor.

Yeni yatırım bankaları ve fonlar devrede

Bunlardan birisi, Çin'in öncülük ettiği ve 20 Asya ülkesiyle birlikte kurduğu yeni bir kalkınma bankası olan Asya Altyapı ve Yatırım Bankası (AIIB). Hatırlayacak olursak, geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin de başvurusu kabul edildi ve bu ay itibariyle bankanın ortak ve üye sayısı 30 ülkeye yükseldi. Amaç, özel sektör ticari bankalarının ve yatırım bankalarının özel sektör ve kamu sektörü yatırımlarını desteklemekte, kaynak aktarmakta giderek zorlanmalarına bağlı olarak, yeni ve güçlü altyapı-yatırım bankaları ile, dünyada yatırımların yavaşlamasını önlemek ve dünya ekonomisinin ortalama büyümesini yeniden yüzde 4'ün üzerine çıkarmak. Sadece Asya'da 7 trilyon dolar büyüklüğünde alt yapı yatırımı finanse edilmeyi bekliyor. Küresel ekonomide, önümüzdeki 10 yıl için 60 trilyon dolarlık bir yatırım büyüklüğü için yeni finansman imkanları oluşturulması gerekmekte.

Başbakan Yardımcısı Babacan'dan Washington'da kuruluş müjdesini aldığımız diğer banka ise, İslam ülkelerindeki katılım bankalarına kısa vadeli likidite ve proje finansmanı için kaynak sağlayacak 'Megabank'. Türkiye, İslam Kalkınma Bankası ve Endonezya'nın öncülük ettiği bu banka da, İslam ülkelerinde, başta alt yapı olmak üzere, projelerin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıyor. Türkiye'nin bu hamlesi, aynı zamanda İslam coğrafyası açısından, İstanbul ve Türkiye'nin bir finans merkezi olması hamlesi açısından hayli önemli. Dünyada İslami kurallara göre ihraç edilmiş yatırım aracının büyüklüğü 2 trilyon dolara ulaşmış durumda ve Türkiye, İslami finansmanda çok daha önemli bir aktör olmayı fazlasıyla hak ediyor.

Babacan'ın ifade ettiği noktalardan hareket ile, Körfez gibi enerji ihracatından veya Çin gibi yüksek cari fazla verdiği için, 'Devlet Yatırım Fonu' (SWF) sahibi ülkelerin de, ellerindeki fonları yatırımlar için seferber etmeleri ve dünya ekonomisinin küresel krizin etkisinden kurtarılması umut ediliyor. Bireysel emeklilik fonlarındaki geniş imkanlar da değerlendirmede. İslam coğrafyasında ve genel anlamda, dünya ekonomisinde, alt yapı yatırımları başta olmak üzere, yatırımların devamlılığını sağlamak, istihdamın geleceğini de koruma altına almak açısından son derece önemli. Bu noktada, Türkiye'nin İstanbul için gündeme getirdiği mega projeler, hızlı tren ve ulaşım projeleri, tünel projeleri için gündeme getirdiği Kamu-Özel Ortaklığı Projeleri (PPP) de, yatırımların devamlılığı açısından üzerinde durulan bir model. Bu arada, toplantılarda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a gösterilen ilgi ve hürmet, bende, 'Babacan Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığını ve koordinatörlüğünü kasım ayı sonuna kadar mutlaka yürütmeli' kanaati oluşturdu; paylaşmak isterim.

Türkiye'nin 'KOBİ Devrimi'ne büyük alkış

Dünya Bankası-IMF ortak ilkbahar toplantılarına denk getirilen, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığı çerçevesinde, G-20 bakanlar ve merkez bankası başkanları zirvesi ve TOBB başkanlığında gerçekleştirilen B-20 ve T-20 ana panelleri ve 6 görev gücünün (task, work force) gerçekleştirdiği toplantılar, dünya ekonomisinin ve G-20'nin en seçkin 350 işadamı, yönetici, bürokrat temsilcisinin katılımı ile, tam bir başarı ve Türkiye için büyük bir prestij ile sonuçlandı. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, G-20 Uluslararası Danışma Konseyi Başkanı ve Coca-Cola YKB ile CEO'su Muhtar Kent, IMF Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim ve G-20 dönem başkanı Türkiye'nin G-20 Başkanı Başbakan Yardımcısı Babacan'ın katıldığı panel, adeta Türkiye için bir gövde gösterisi oldu.

Bu noktada, TOBB'un B-20 dönem başkanlığı öncülüğünde, Türkiye'nin G-20 Başkanlığı açısından en önemli prestij konularından birisini de, G-20 ülkelerinin gündemlerine 'KOBİ'lerin Bugün ve Geleceği'ni almaları oluşturdu. Türkiye'nin bu başarısı ile, G-20 ülkeleri küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) için, girişimcilik, ar-ge, istihdam imkanları ve yatırımların finansmanı boyutunda, uluslararası bir bakış açısı kazanmış olacaklar. TOBB'un girişimi ile, Uluslararası Ticaret Odası'nın (ICC) da katılımıyla, Türkiye KOBİ'lerin yerel, bölgesel ve küresel perspektifine katkı sağlayacak bir forum kurulmasına öncülük ediyor. Dünya KOBİ Forumu (World ISM Forum) müthiş bir heyecana sebep olmuş durumda ve bu sürece Dünya Bankası'ndan sonra, biz Washington'dayken, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OEC) de dahil olmayı istediğini açıkladı. Ayrıca, İstanbul merkezli olarak KOBİ'ler için bir vakıf da kuruluyor. Türkiye'nin tüm gelişmekte olan ülkeler adına girişimleri, kasım ayı sonunda Çin'e G-20 dönem başkanlığını devrederken, çıtayı hayli yükseltmiş bir performansa işaret edecek. Emeği geçenleri alnından öpüyorum.
#kobi devrimi
#g20
#Rıfat Hisarcıklıoğlu
9 yıl önce
Türkiye’nin G-20’de ‘KOBİ’ devrimi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset