Pandeminin başında yavaşlayan uluslararası ticaretin yeniden hareketlenmeye başlaması ve buna ilave olarak küresel tedarik zincirlerindeki kopmalar navlun fiyatlarını artırmaya devam ederken konteyner bulmak ise giderek zorlaşıyor.
Sizlere daha önceki bir yazımda “Baltık Kuru Yük Endeksi” ile ilgili kapsamlı bir bilgi vermiş ve küresel ticaretin seyrinin öngörülebilmesi açısından bu tarz endekslerin öneminden bahsetmiştim. Bugün navlun endeksleri içinde şüphesiz en önemlilerinden birisi olan “Freightos Baltic Index” kapsamında takip edilebilen ve günlük data sağlayan endekslerin seyrine ilişkin bilgi aktaracağım. Zira söz konusu endeksler 1200 küresel lojistik sağlayıcıya günlük olarak veri akışı sağladığı için konteyner taşıyıcılarının ve konteynerlere ihtiyaç duyan dış ticaret şirketlerinin maliyetlerini planlamaları açısından büyük önem arz ediyor. Öte yandan söz konusu endekslerdeki artışların bizlerin kullandığı nihai ürünlerin fiyatına eklenmesi yani maliyetin son kullanıcıya yansıtılıyor olması da söz konusu endekslerin bizler tarafından yakın takip edilmesi gerekliliğine de beraberinde getiriyor.
Freightos, fiziksel ve türev sözleşmelerin ticareti ve anlaşmaları için faaliyet gösteren dünyanın tek bağımsız denizcilik piyasası olan Baltık Borsası ile işbirliği içinde hesaplanan taşımacılık fiyat endekslerinden oluşuyor. Biri Küresel Konteyner Endeksi olmak üzere Pasifik, Atlantik ve Süveyş hatlarındaki toplam 13 farklı endeksten oluşuyor. Yer kısıtı sebebiyle burada hepsini ele alma şansımız yok ancak ben Türkiye’yi yani bizim cebimizi yakından ilgilendiren dört tanesindeki duruma ilişkin bilgi vereceğim.
Aşağıdaki grafikte Freightos’un “Çin/Doğu Asya’dan Akdeniz’e, Çin/Doğu Asya’dan Kuzey Avrupa’ya, Kuzey Avrupa’dan Çin/Doğu Asya’ya ve Akdeniz’den Çin Doğu/Asya’ya” endekslerinin seyrini görüyorsunuz.
Endekslere baktığımızda “Akdeniz’den Çin/Doğu Asya ve Kuzey Avrupa’dan Çin/Doğu Asya” rotalarındaki fiyatlar yatay bir seyir izlerken “Çin/Doğu Asya’dan Akdeniz ve Çin/Doğu Asya’dan Kuzey Avrupa” rotalarındaki fiyatların korkunç bir şekilde artış gösterdiğini görüyoruz. Örneğin sadece 2 ay önce Aralık ayı başında 2700 dolar civarında olan konteyner başı fiyatlar 5200 dolardan fazla artarak 8000 dolara kadar yükselmiş durumda. Neredeyse 3 kata yaklaşan bu fiyat artışlarının lojistik maliyetleri artırdığı ve bunun da bizim kullandığımız nihai ürünlerin fiyatlarına yansıtıldığını düşünürsek önümüzdeki dönemde pek çok üründe yeni fiyat artışlarına hazır olmalıyız.