|
AK Parti’ye dönük sürek avı…
Az gidildi uz gidildi, dere tepe düz gidildi ve Türkiye AK Parti hükümetleri döneminde 10. seçimin kıyısına geldi.

Bu süreç boyunca hepimiz çok değiştik. Baksanıza CHP Ermeni vekil adayı gösteriyor. İçine siniyor, sinmiyor, takiye vs. hiç önemli değil. Bu parti daha dün el konmuş Osmanlı Ermeni vakıflarının mallarını iade etmeye çalışan AK Parti'nin önüne dikiliyordu. “Vakıflar Yasası temelimize dinamit koymaktadır” diye yasayı AYM'ye götüren de Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisiydi.

Kürt sorununu çıkaran Tek Parti zihniyeti, yani CHP düne kadar Çözüm Süreci'ni engellemek için elinden geleni yaptı. Bugün HDP'yi gizli açık destekliyor. Bürokrasinin partisi, HDP'den medet umar hale geldi.

Sekiz bin KCK'lıyı hapse atan paralel yapı ile HDP arka kapı diplomasisine girişmiş durumda.

Doğan medya ve türevleri DHKP-C'ye Greenpeace muamelesi yapıyor. Muhalefet partileri Savcı Kiraz'ın cenazesine dahi gelemediler. Merhum Yazıcıoğlu ve Erbakan'ın partileri eski Türkiye ittifakının içinde yer alıyorlar.

Dikkatinizi çektiği üzere, mücadelenin kimyası radikal şekilde değişti ve iki kanalda ilerlemeye başladı.

İlk kanaldaki taktik “demokratikleşiyor ve değişiyormuş” emareleri oluşturmak. Buna aslında mecbur kalıyorlar çünkü AK Parti tabuları bir bir kırdı ve onların içinin ne kadar boş olduğunu gösterdi. Geçmişin hayaletleri üzerine saldırdı ve kâğıttan kaplanları yere serdi.

CHP'nin artık başörtüsüne karşı çıkamaması, farklı dinlerden topluluklara yabancı/düşman muamelesi yapamaması bu değişime karşı gelemedikleri, zamanın ruhuna teslim oldukları için.

Ancak ikinci kanal daha karanlık alanda ve üst aklın maestroluğunda ilerliyor. AK Parti dışındaki tüm partiler kendi geleneksel kimyalarının dışına çıktılar. Aynı yerde boncuk gibi hizalandılar.

Doğan, paralel ve irili ufaklı sol medyanın görevi de bu anormalliği normalleştirmek…

Sahada çalıştığımız için daha da yakından şahitlik ediyoruz. Ülkede tek milli ve özgün hareket, yani siyasetin ve sosyolojinin doğal şartlarını takip eden parti AK Parti. Diğerleri AK Parti'nin etrafında birikmiş halde bu dev yapıya irili ufaklı ısırıklar atma peşindeler.

Sırtlan taktiği uyguluyorlar. Siyaseten engel olamadıkları ve tek bir hamlede mideye indiremeyecekleri bu halk hareketine sürek avı tatbik ediyorlar.

Sırtlanlar fil gibi normalde avlayamayacakları dev hayvanlara şöyle bir taktik geliştiriyorlar. Onlarcası etrafını sararak onu şaşırtıyor ve yormaya çalışıyor. Bu arada boşluğunu bulduklarında küçük ısırıklar atıyorlar. Dev hayvan bu ısırıkları hissetmiyor bile. Ancak küçük küçük kanamalar meydana geliyor.

Aylarca aynı hayvanı kovalıyor ve küçük ısırıklar atmaya devam ediyorlar. Hayvan fark etmeden uzun sürede ciddi kan kaybına uğruyor. Bu arada sürekli hayvanı koşturuyorlar.

Teşbihte hata olmaz.

Birkaç ayın sonunda hayvan ağır kan kaybından bitkin düşüyor ve yere yığılıyor. Ve üzerine çöküyorlar.

Şimdi HDP'sinden CHP'sine, paralelinden DHKP-C'sine, elit medyasından sözde devrimci gazetelerine aynı taktiği iş bölümüyle sahneye koymuş vaziyetteler.

Bu bölümün ise esas oğlanı HDP…

HDP bu haliyle artık bir Kürt partisi değil. Gençleri kandırabilirler. Batı'daki Kürt vatandaşlarımız 150 yıl sonra AK Parti sayesinde gelen itibarın keyfini sürmek ve etnik bir yönelimle sempati besleyebilirler. Ancak Güneydoğu ve Doğu'daki muhafazakâr Kürtler 6-8 Ekim'de neler yaşadıklarını ve hala nasıl bir baskı altında olduklarını iyi biliyorlar. O nedenle HDP Güneydoğu'da seçim işini PKK'ya teslim edip Batı'da demokrasi oyunu sergiliyor.

Vesayetten çıkmak işte bu kadar zorlu bir mesele. Nedeni de çok açık. Ülke uzun yıllar üst aklın içerde formatladığı kurumlara teslim edilmiş. Öyle bir organize olmuşlar ki, siyasetin ve sivil toplumun tüm kanatlarında yer tutmuşlar. Mağduriyetlerin üzerine çökmüşler. Hepsi bir talimatla eğer halkın bağrından özgür bir hareket çıkarsa onu itibarsızlaştırmak ve boğmak üzere harekete geçiyorlar.

HDP'nin bu ülkeyi vesayetten kurtaracak, halkın iradesini devlet yapısında kalıcı hale getirecek, Öcalan'ın da destek verdiği başkanlık ve anayasayı engellemek için rol kapması normal mi?

Halkın değişim isteyen yüzde 75'lik kesimini boş verip, birkaç puan için tabanının kimyasına ters mahallelere yönelmesi normal mi? Değil. Ama medya bunu normal gibi gösteriyor.

Türkiye 200 yıl sonra, halkın ortalama sağduyusunu temsil eden bir halk hareketi meydana getiriyor. Bu hareket ülkeyi CHP ve MHP'nin 1 cente muhtaç ettikleri dibe vurmuş halden teslim alıp bu günlere taşıyor.

Bu hareketi ve bu hareketin liderini diktatörlükle suçluyorlar. Dokuz seçim kazanmış, Kürdün, Alevinin, Ermeninin ilk kez itibar gördüğü bir ülke yaratmış bir hareketi marjinal göstermeye çalışıyorlar.

7 Haziran son şansları. Ülke ellerinden kayıp gidiyor, bağımsızlaşıyor. Bu şanslarını da kullanamazlarsa, yeni anayasa ve başkanlık ile ülke bağımsızlığını ilan edecek.

Bunu engellemek için bocuk gibi aynı ipe dizildiler. İbretlik. Halkın bu müsamereyi “yuttuğunu”, “yutacağını” düşünüyorlar.

AK Parti'nin oyları buna rağmen artıyor. HDP ise düşüşte.

Muhtemelen son günlerde iyice çirkinleşecekler.

HDP gençlerine meydanlarda “Başkanlığa biz engel olacağız” sloganları attırıyor.

“En iyi Kürt ölü Kürttür Türkiye'si” için çalıştırıyor teşkilatını…

Ne hazin!

Ama bu işler böyle.

Halk sürek avının farkında. Sırtlanlara karşı partisini kendi gövdesiyle koruyor. Sandıkta da son darbesini vuracak.

Az kaldı…
#ak parti
#osmanlı
#seçimler
9 yıl önce
AK Parti’ye dönük sürek avı…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?