Her kolonyal Hollywood filmi gibi “Sniper” da ezan sesiyle açılıyor. Böylelikle, ezan sesine bindirilmiş sentetik Doğu kurgusu, Batılı izleyicinin hafızasına 10 saniye içinde download ediliyor: Vahşi, tekinsiz, karanlık, kanlı, barbar, gerici, sapkın, düşük ve insanın karanlık tarafında dair ne varsa.. bunlar Doğu’ya özgüdür ve tabii ki Doğu’nun içinde de en kötü topluluk Müslümanlardır.
“Sniper”, ABD’nin en hızlı vatanseveri/cumhuriyetçisi/milliyetçisi Clint Eastwood’un bir “gerçek hikâyeye” dayandırdığı son filmi. Chris Kyle, Amerikan ordusunun en öldürücü keskin nişancısıdır. “Meslek yaşamı” boyunca, özellikle de Irak’ta (Felluce) düzinelerce gözü kan bürümüş çocuk kadın öldürmüş, ülkeye demokrasi eken ABD askerlerini bu demokrasi düşmanlarından korumuştur.
Tamamen düzmece kitle imha silahları ve Saddam’ın El Kaide’ye destek verdiği şayialarıyla Irak’ı Özgürleştirme Harekâtı bir milyon sivilin ölümüne, mezhep düşmanlıklarına ve son olarak da IŞİD türünden canavarlıklara yol açtı.
Ve bunda Hollywood ve ABD medyasının da büyük payı var. Kutsalları istismar ederek, gerçeği saklayarak ve bunu çok iyi yaparak.