|
Öğrencilerde toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi

Bir milletin geleceğini daha çok gençliğine verdiği eğitim ve öğretim belirler. Milletlerin kalkınmaları da yıkılmaları da eğitimdeki başarıları ve başarısızlıklarıyla ilgilidir. Koca Osmanlı''yı yıkan en büyük etken eğitim müesseselerindeki eskime, çürüme idi. Osmanlı, kendini bu alanda yenileyerek kalkınan, güçlenen Avrupa''ya yenildi, Tarih sahnesinden silindi, gitti. Bediüzzaman bu durumu gören, kurtuluş yollarını da gösteren ama kader planında geç kalan dehalardan biriydi. O, ulum-ı diniyyenin yanında fünun-ı müsbetenin zaruretine inanıyor, birine kalbin nuru, diğerine de aklın ziyası diyordu. İkisinin imtizacıyla ancak hakikate erilebileceğini söylüyordu. Hatta artık sıcak savaşların, silahlı cephe savaşlarının değil, ilim ve sanat cephelerindeki savaşların milletlerin, devletlerin kaderlerini tayin edeceğini; âhir zamanda beşeriyetin ilme döküleceğini ve ilmi elde edenlerin hâkim ve muktedir olacaklarını söylüyordu; bunun için de Doğuda bir üniversite kurulmasını şiddetle arzu ediyordu. Bu amaçla devletten tahsisat bile çıkartmış, Van''da üniversitenin temelini atmıştı. Ama kader müsaade etmedi.

Bugün Dünya ilim yarışmalarının neresindeyiz? Halimiz meydanda. Ama Anadolu insanı çalışıyor. Okullar açıyor, Üniversiteler kuruyor, çok değerli ilim adamları yetiştiriyor. Yepyeni bir gençlik geliyor. Reklama, alkışa ihtiyaç duymayan, milletin ve vatanın geleceği için çalışan hasbi ilim adamları, gençliğin elinden tutup onlara yol gösteriyor. Asıl olmaları gereken yerleri işaret ediyor ve önlerine yol haritaları koyuyor. İşte onlardan biri Fatih Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ali Demirci. Ali Bey, ilmini Üniversite duvarları içinde hapsetmiyor. Ortaöğretim öğretmen ve öğrencileriyle paylaşıyor. Onlara ilmin uygulama yollarını gösteren yazılar yazıyor. Toplumun problemlerine çözüm getirici ilmi yollar gösteren kitaplar hazırlıyor, araştırmalar yaptırıyor.

Doç. Ali Demirci, Fatih Üniversitesi ile Marmara Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi''nin de desteğiyle ilmi bir projeyi hayata geçiriyor. Bu projenin adı: “Öğrencilerde Toplumsal Duyarlılığın Geliştirilmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri''nden (CBS) Yararlanma.” Öğrenciler bu sistemi kullanarak geliştirecekleri üç projeyi uygulamaya koyacaklar.

Projeye Şişli Lisesi, Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi ve Recep Güngör lisesi katılıyor.

Projeler iki yılda tamamlanıyor. Projede incelenen konular, şehirlerde yaşayan herkesi ilgilendiren konular.

Bahçelievler İlçesinde Çöp Konteynerlerinin Mekansal Analizi,

Büyükçekmece ilçesinde kıyı zonu planlaması; Sahili insanlar mı köpekler mi daha fazla kirletiyor? Sorusunun Analizi, Okul Binasında Karbondioksit Gazının Zamansal ve Mekânsal Değişiminin Analizi gibi konuları araştırıyor.

İki yıllık, uzun, titiz, yorucu, ciddi bir ekip çalışmasının ürünü olan araştırmalar, hayati sonuçlara ulaşıyor ve çok önemli öneriler getiriyor.

Mesela Bahçelievler''de gürültü kirliliğinin analizi Sonuç ve Öneriler bölümünde: “Yapılan çalışmada gürültü değerlerinin çalışma sahasının büyük bir bölümünde 60 dB''in üzerinde olduğu görülmüştür. (İnsan sesi normal konuşma dikkate alındığında 60 dB şiddetindedir. Bunun üzerinde ses insanda rahatsızlık meydana getirir ve gürültü olarak adlandırılır. Bağırarak konuşan bir insan 90 dB şiddetinde bir gürültü kirliliği oluşturur.) Gürültü kirliliğinin azaltılabilmesi için çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir. Çok işlek caddelerde trafik yoğunluğunun azaltılması, egzoz ve kornalardan kaynaklanan gürültünün minimum değerlere çekilmesi, halkın eğitilmesi gürültü kirliliği ile mücadelede düşünülebilecek yöntemlerden bazılarıdır.” deniliyor.

Şişli Lisesi''nin birinci proje çalışma sonuçlarında ise: ”Çalışma sahasında yer alan toplam 256.892 metre uzunluğundaki kaldırımlardan sadece 273 metresi üzerinde (3 kaldırım segmenti) tekerlekli sandalye kullanan engelli bireyler kendi başlarına yürüyebileceklerdir.

Bu kaldırım segmentleri Eskişehir Mahallesi, Feriköy Mahallesi ve 19 Mayıs Mahallesinde bulunmaktadır.” Deniliyor. Öğrencilerimiz bir de proje alanları olan semtleri “Sâkinlerinin Gözü ile” 17 ayrı konu(soru)da değerlendirmeye tabi tutuyorlar. Çıkan sonuçlar çok düşündürücü.

Şişli''de ankete katılanların %34''ünün evet, %48''inin hayır, %18''inin fikrim yok dediği; Bahçelievlerde ise %30 evet, %56 hayır, %14 fikrim yok oyu alan konuda Büyükçekmece halkı, %34 evet, %44 hayır, %22 ise fikrim yok diyor. Sonuçlar üç aşağı beş yukarı birbirine yakın. Ama soru ne? Aslı önemli olan o. Soru şu: Yaşadığım yerdeki toplumun birbirlerinin sıkıntılarından haberdar olduğunu düşünüyorum. (mu?)

Bu sonuçlar, toplum olarak insani açıdan ne durumda olduğumuzun acı bir göstergesidir.

TÜBİTAK''ın desteklediği, Fatih Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi''nin işbirliğiyle yapılan çalışma, şu gerçeği ortaya koymuştur: Bugüne kadar hep siyasilerin vatandaşa söz verip bir türlü yerine getirmediği, milletin hayat seviyesini yükseltici, medeni ihtiyaçlarına cevap verici konuların asıl muhatabı Üniversitelerdir, ilim mahfilleridir. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, mahiyet ve istidat itibariyle her şey ilme tabidir. İlim adamları, milletin bütün problemlerine çözüm arar, bulur ve yöneticilere sunar. Siyasilerin işi de bunları uygulamaktır.

13 yıl önce
Öğrencilerde toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi