|
Bir ecnebinin gözüyle Türkler

Bugün 28 Şubat. Demirbank iyi günler diler... Bu sözü gençler anlamaz, eskiler güler.

O halde kısa bir açıklama şart.

Önce 28 Şubat’ın ne olduğunu hatırlayalım.

97’deki MGK toplantısı ile Erbakan hükümetine postmodern darbe yapıldığı tarih.

Demirbank’ın iyi günler dilemesi ise, bir radyo spotu. Her sabah günün tarihi zikredildikten sonra “Demirbank iyi günler diler” sözü ile güne başlardık. Kulaklarımızda kalmış.

Artık öyle bir banka yok. 15 yıl önce kapısına kilit vurdu. Kilit sökülmeden satıldı, sonra da başka bir bankayla birleşti. Uzun lafın kısası, Hasibecik demiri eritti.

*

28 Şubat’ın cafcaflı günlerinde bu köşede çok parçalı yazılar yayınlanır, söylemesi ayıp olmasın karikatür ve fotoğraflar da yer alırdı.

En hoş yanı ise değerli okurlardan gelen –ekseriyetle- kısa yazıların da yayınlanmasıydı.

Aziz okurlarımız Piyer Karton ile o zaman tanışmıştı.

Ardından Gerçek Hayat Dergisinde gördük onu.

Kendi ifadesiyle, dergi köşe kapmacada mağlup olunca, Piyer Karton derin dondurucuya emanet edildi. Ta ki Asım Gültekin Cafcaf Dergisini çıkartıncaya kadar.

*

Bir süre önce Piyer Karton’un bir kitabıyla müşerref olduk.

Kısa adı: Türk Aydını.

Uzun adı: Horkhaymır’dan Alzhaymıra Türk Aydını.

Daha uzun adı (Alt başlık dâhil) ise şöyle: Horkhaymır’dan Alzhaymıra Türk Aydını, “Bir Ecnebinin Gözüyle Türkler”.

Kitap dediğin, önce adıyla kendini belli etmeli. Bu ediyor.

Sağ olsun yazarımız, 28 Şubat’ın cafcaflı dönemini de unutmamış, daha ileri vakitlerde çıkan Cafcaf Dergisi editörünü de.

Ve kitabın başına şöyle bir not düşmüş: “Bu kitabı Piyer Karton’a destek veren iki kişiye, Mehmet Şeker’e ve Asım Gültekin’e ithaf ediyorum.”

*

Yani etkilendim ve duygulandım. (Zira insanoğluna her hafta bir kitap ithaf edilmiyor şu dünyada.)

Az daha gayret etsem, mütehassıs bile olurdum.

Bunca yazıp çizmesine, pek çok dergide görünmesine, kitaplar çıkarmasına rağmen, yine de ismini duymayan, bilmeyen olabilir düşüncesiyle, Piyer Karton’un kim olduğuna dair bir iki kelam etmeli.

Piyer, Paris doğumlu. Ancak 72’de İstanbul’da ihtida edip Suavi Kemal Yazgıç adını aldı. En sevdiği üç yazar Werner Hugo, Molla Kasım ve Ulvi Alacakaptan olan yazar, hayatında hiç robdöşambr giymedi. Öksürük şurubundan ve çilekli pudingden hoşlanmayan Piyer, 200 civarında dergide kullandığı Suavi Kemal müstearıyla Sebepsiz Serçe, Taş Suya Değince ve Heves isimli üç şiir kitabı, Kırk Gri Hırka adlı bir öykü kitabı ve Avrupa Birliği isimli bir araştırma kitabını kaleme aldı.

*

Kitaba ismini veren bölümden birkaç satırla bugünkü programımızı bitirelim.

“Türk münevverinin ‘Tercüme Odası’nda doğması Cemil Meriç’ten beri tekrar edilen bir tespittir. Gel gelelim bu tespitin eksik bir yanı var. O da önce münevver, sonra aydın ve en nihayetinde entelektüel olan söz konusu yüce şahısların aradan geçen onca zamana rağmen ‘Tercüme Odası’nda kalmakta ısrar ettiği gerçeğinin bu tespitte yer almıyor olmasıdır. Tercüme Odası’nı bir kuvöz gibi kullanan aydınlarımız kuvözünden çıkmamakta ısrarlıdır. Onun kırmızı çizgisidir Tercüme Odası. Hatta ‘Vatan Yahut Silistre’sidir. Hatta ‘sine qua non’udur. (Olmazsa olmaz’ın Latincesi.)

Tercüme Odası’ndaki kuvözünde bütün gıdası tercüme gıda olan Türk aydını için Frankfurt Tekkesi’nin hocalarından Horkhaymır derin bir feyz kaynağıdır. Aydınlarımız hocanın özellikle ‘Akıl Tutulması’ namlı kitabının tutkunudur. Dedesinin yazdığı kitabı elif görünce mertek bile zannedemediği için okuyamayan bir münevver taifesinden bahsediyoruz burada.

Akıl tutulmasından bahseden yazarı okumuş gibi yapmayı marifet sayan ve reddi miras yoluyla alzhaymıra adeta dört kolla sahip çıkan münevver/aydın/entelektüel kişiliklerin soy kütüklerini yapı-bozumuna uğratsak da mı saklasak yoksa fenomenolojilerini mi alsak da mı saklasak emin değilim.”

*

Cafcaf yayınlarından çıkan kitapta yer alan Cemaate dâhil olma hikâyesi, Irkçı olmak isteyenlere tavsiyeler, Ne hatalar yaptım zaten yoktular, Ahmet Hakan olmak isteyenlere 10 tüyo, Hayatta iken köyümün yağmurlarıyla yıkanma projesi, Bir kız isteme hikâyesi, Ey insanoğlu, uyanıksan üç defa öksür, Modern sanatlardan anlıyormuş gibi yapabilme sanatı gibi başlıklı yazıları kaçırmayın derim ben.

Diğerleri de şüphesiz bunlar kadar güzel.

#28 Şubat
#MGK
#postmodern
9 yıl önce
Bir ecnebinin gözüyle Türkler
İçimize sinmeyen durumlar ile içimize tam sinen durumlar…
Washington Türkiye’ye baktıkça yumruğunu dişliyor…
Var tartışmaları
Memurlara verilen 1.507 TL tutarındaki ödülün şartları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…