|
Bosna’dan gelirim, yüküm de selâmdır hey aman

Rumeli’yi nasıl kaybettik, Balkanlar’ı nasıl kaybettik sorularına cevap arayan yazılar, kitaplar pek çoktur diyeceğim, doğru olmayacak.

Sayısız dergi bu konuda özel sayılar hazırlamıştır ifadesini kullansam, yine mübalağa sayılacak.

Rumeli ve Balkanlar üzerine çekilen filmler, belgeseller, konferanslar, paneller için de aynı durum geçerli.

Çok değil fakat belli bir miktar da olsa hepsi üzerine çalışılmış.

Kesin bir sonuç var:

Rumeli ve Balkanlar’ı kaybettik.

Uzun zamandan beri yeniden kazanmaya çalışıyoruz ama aynı çerçevede değil.

Bizim olsun, yönetelim anlayışından uzak, kardeşlik esası üzerine kurulu bir ilişki.

Kaldı ki o esas bile bazılarını rahatsız ediyor.

*

Kültür Ajanda Dergisi ekibiyle beraber on günlük bir Bosna Hersek seyahati yaptık.

Ne işiniz vardı bu karda kışta derseniz, inanın çok işimiz vardı.

Sivil toplum kuruluşlarıyla, basınla, yazar ve gazetecilerle, sanatçılarla, siyasetçilerle, esnafla, iş adamlarıyla, akademisyenlerle, vatandaşlarla geniş çaplı görüşmelerimiz oldu.

On beş kişi, her gün sabahtan başlayıp gece geç vakitlere kadar röportajlar gerçekleştirdi.

Saraybosna, Mostar, Travnik, Srebrenitsa, Bihaç, Sazin başta olmak üzere birçok şehir ve kasabayı dolaştık.

*

İkişerli üçerli görüşmelerin yanında toplu ziyaretlerimiz de oldu.

Anadolu Ajansı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği gibi orada faaliyet gösteren kurumlarımız dışında Genç Müslümanlar Teşkilatı, Merhamet Derneği, Srebrenitsa Anneleri, Esnaf ve Sanatkârlar Derneği başta olmak üzere birçok Boşnak kurum ve kuruluşuyla görüştük, röportajlar gerçekleştirdik.

*

Yediğimiz içtiğimiz üzerinde fazla durmayalım ama Boşnak böreğinden, begova çorbasından ve çok lezzetli etlerinden söz etmeden geçmek olmaz.

Suları ayrı bir güzellik Bosna’nın.

Hem içmek için, hem seyretmek için.

Nehirleri, dağları ve bütün tabiat güzellikleri nasıl üzerinde durulmaya değerse, aradan yirmi yıl geçmiş savaşın izleri üzerine de ciddiyetle eğilmek gerekiyor.

Kültür Ajanda ekibi, özel bir sayı hazırlayacak.

Sayfa sayısı geniş tutulacak olan derginin yanında Boşnakça’dan tercüme edilen hacimli bir kitap da hediye edilecek.

Ve bir Aliya albümü eklenecek dergiye.

Ülkenin ekonomik ve siyasi durumu, halkın içinde bulunduğu şartlar ve sair konular genişçe ele alınacak.

*

“Bosna’ya gittik, Başçarşı’da gezdik, alışveriş yaptık, aynı Bursa... Mostar’daki köprü muhteşem. Hele bir Alperenler Tekkesi var ki dillere destan...”

Bu çerçevenin mümkün olduğunca dışına çıkmak hedefleniyor.

Daha geniş bir açıdan bakmak, Bosna’nın bizim için anlamını ve önemini daha derinden irdelemek gerektiğini düşündüğümüz için kış ortasında bu yoğun tempolu seyahati gerçekleştirdik.

Bakir İzzetbegoviç’in Türkiye’yi ve Erdoğan’ı nasıl gördüğünü, Boşnak halkının duyguları ve düşüncelerini de ilgi duyan okurlar dergide bulacak.

*

Görüşmelerimizi bitirdik ve “Allah’a emanet” deyip döndük; Boşnaklar da bize o şekilde söyledi.

Biz oradaki rehberlerimiz, tercümanlarımızla 25 kişiyi bulan ekip halinde, kimi zaman parçalı kimi bütün, bir görüşmeden diğerine yetişmeye çalışırken, bir yandan da ülkemizdeki gelişmeleri takip etme derdindeydik.

Zira burası bildiğiniz gibi epey karışmış.

Giderken ulaşabildiklerimize “Kendinize mukayyet olun” mesajı göndermiştik ama anlaşılıyor ki pek işe yaramamış.

Operasyonlar, gözaltılar nasıl sonuçlanacak hakikaten çok merak ediyorum.

İfadesi alınanların pek bir şey bildikleri, gördükleri, duydukları yokmuş söylediklerine göre.

Görmeyen, duymayan, bilmeyen ve hatta kimseden talimat almayan birinin vereceği ifadeden ne olacak ki!

#Rumeli
#Balkanlar
#Kültür Ajanda Dergisi
#Bosna Hersek
9 yıl önce
Bosna’dan gelirim, yüküm de selâmdır hey aman
Yeni ulusalcılık ile bildik milliyetçilik arasındaki fark nedir?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?