|
Felaketlerin en büyüğü: Paralel

Barış Manço’nun şarkılarını dinleyerek güne başladım. Size de tavsiye ederim, iyi geliyor. Güzel bir gün geçirmenize yardımcı olabilir.

Aramızdan ayrılışının üzerinden 16 yıl geçmiş.

“Ne çabuk” diyenlerden misiniz?

O halde siz de nüfus cüzdanı eskiyenler arasında yerinizi almışsınız demektir.

Barış Manço, 1999 yılının başında vefat etti.

19 Ağustos depreminden bile önce.

Milenyuma girdiğimizi de göremedi. Hâlbuki yeni bir bin yıla girişin heyecanı ona çok yakışırdı.

Daha pek çok şeyi göremedi.

Kısaca, Yeni Türkiye için atılan adımlar diyebiliriz.

*

Barış Manço’nun göremediği o depremle ilgili hepimizin bir hatırası var.

Ne büyük felaketti.

Fakat, insan elini şakağına dayayıp bilgiç biri gibi düşününce, daha büyük felaketlerin olduğunu, onların yanında depremin hafif kaldığını görebilir.

Mesela yangın.

Mesela sel felaketi.

Hepsinin yaraları sarılır.

Nitekim bütün afetlerde seferberlik halinde davranabiliyoruz.

*

Bunların da ötesinde bir felaket var, onun adına kısaca darbe demek mümkün.

Darbenin yaralarını sarmak daha uzun zaman istiyor.

Anayasasını ortadan kaldırmak bile başlı başına büyük bir mesele.

Darbecilerin emir komuta ile kısa sürede hazırlattıkları anayasadan sağcısı, solcusu, aşırı uçlusu, orta yolcusu, futbolcusu, basketbolcusu herkes şikâyetçi olduğu halde, bir araya gelip yeni bir anayasa hazırlamak yıllar alıyor.

*

Darbecileri yargılamak da epey netameli.

Bu konuya itiraz edenler de az sayılmaz.

Diyorlar ki “Adamların çoğu ölmüş, yaşayanı da 90 yaşını bulmuş geçmiş vs. O yaştaki adamı yargılayıp da ne yapacaksınız? Elinize ne geçecek?”

Yahu hacı...

Mesele o ihtiyarları yahut ölüp gitmişleri yargılamak, cezalandırmak değil ki.

Önemli olan darbeyi yargılamak, nasıl bir acılar yumağı olduğunu, ülkeyi nasıl büyük zararlara uğrattığını herkese iyice öğretmek.

Yoksa kimsenin eline tirit adamların hapisle cezalandırılmasından bir şey geçecek sanma.

Bu kadar safdilce konuşma.

Ama hâlâ öyle düşünüp söyleyenler var ve biz de hâlâ bu konularda yazıp çizmeye devam ediyoruz.

*

Her halükarda darbenin de izleri silinir.

Ondan da beteri var.

Adına ‘paralel’ diyorlar.

Nice deprem, yangın, sel felaketi yaşadık.

Neredeyse rutine bindirilmiş nice darbe gördük.

Hepsinden beteri, emin olun ki paralel yapı.

Devletin iliklerine kadar sızan ve en ince noktalara ulaşan, en mahrem bilgileri kayda alan, en gizli görüşmeleri dinleyen ve servis eden bir organizasyon ile girişeceğiniz mücadeleyi üç günde de kazanamazsınız, üç yılda da...

Epey zaman alacaktır.

#Barış Manço
#Milenyum
#Darbe
#paralel
9 yıl önce
Felaketlerin en büyüğü: Paralel
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi