|
Ne Tayyip gitti, ne ülke çöktü, ne de gökten kemik yağdı

Süleyman Şah Türbesi, ülkemiz dışında bize ait olan tek toprak parçası.

Uluslararası hukuk çerçevesinde sınırları belirlenmiş.

Aramızdaki ilişkilerin en kötü olduğu zamanlarda bile Suriye, o türbeye saygısızlık yapmamış.

Anlaşmalara bağlı kalmış.

Osmanlı’nın atası Süleyman Şah’ın kabri başında askerlerimiz nöbette.

Bunlar kesin olan bilgiler.

Aynı kesinliğe sahip birkaç husus daha var.

Bayrağımız aralıksız dalgalanıyor orada.

Baraj suları altında kalmasına yahut tehlikeye maruz kalmasına razı gelemeyeceğimizden, türbenin yeri daha önce iki defa değiştirilmiş.

Çünkü bizim için manevi değeri olan toprak değil, oradaki kabirler.

*

Kabir nakli, bizde ve dünyanın başka yerlerinde ara sıra da olsa görülen bir uygulama.

27 Mayıs şehitleri Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın kabirleri de nakledildi.

Atatürk’ün ve Celal Bayar’ın kabri de.

Suriye’deki savaş yüzünden büyük bir tehdit belirdiği için, tekrar kabir nakli gerçekleştirildi.

Bu konu, siyasî bir partinin, ya da ülkedeki insanların bir kısmının meselesi değil.

Bütünüyle millî bir mesele.

Hal böyleyken, muhalefetin itiraz etmesinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışanlar epey zorlanıyor.

Daha önce iki defa nakledilmemiş olsa ve bu nakil işlemi ilk defa gerçekleşiyor olsaydı, belki bir derece haklı gibi görünebilirdi itirazlar.

Bugünkü şartlar altında söylenenler havada kalıyor.

*

Nakil yapılmasaydı, gözle görülen tehlike ihtimal olmaktan çıkıp başa gelseydi, Süleyman Şah Türbesi saldırıya uğrasaydı, oradaki askerlerimiz şehit olsaydı, Türkiye savaşa girseydi, bu arkadaşlar demek zil takıp oynayacaklardı.

Açıkça görüyoruz ki ciddiyetsizliğin ve seviyesizliğin boyutları aşılmış, millî meselenin niteliği kavranamamış ve daha ileri gidilerek düşmanlığa ulaşılmış.

Bunlar değil miydi, “Yeter ki Tayyip gitsin, isterse ülke çöksün” diyenler?

Daha ne bekleyebilirsiniz?

Ne Tayyip gitti, ne ülke çöktü, ne de gökten kemik yağdı.

TAKLİT İDDİASI

Süleyman Şah saygı karakolunun boşaltılması ve orada görevli askerler ile Süleyman Şah’ın naaşının tahliyesi sonrası operasyonla ilgili kareler basınla paylaşıldı.

Ardından o görüntülerden birinin, 2. Dünya Savaşı sırasında çekilen bir fotoğrafa çok benzediği ve ‘kopya’ olduğu iddia edildi.

Bunun adına da habercilik denildi.

Bir bayrak ve bir direk, askerler tarafından dikiliyorsa, bunun başka bir yöntemi olabilir mi?

Elbette birkaç asker direği yerine oturtmaya çalışacak.

Ve bu işlem sırasında ister istemez benzer bir görüntü çıkacak.

Hangi ülkenin bayrağı, hangi ülkenin askeri, hangi ülkenin direği olursa olsun.

Bunu bir eleştiri gibi sunmaya, taklit bir iş yapılmış gibi göstermeye çalışanlar, isterlerse beş altı kişi bir araya gelerek, kendi gazetelerinin önüne bir bayrak dikmeye çalışsınlar. Biri de uzaktan fotoğraflarını çeksin.

HODRİ MEYDAN

CHP’nin Genel Sekreteri gazetelere el koyma meraklısı çıktı.

Seçimi kazanacaklarmış, iki gün sonra iktidar olacaklarmış, hiç vakit kaybetmeden ilk iş olarak kendilerince kirli buldukları gazetelere el koyacaklarmış.

Patronlarından da hesap soracaklarmış.

Bunu utanma sıkılma olmadan söylüyor, ne kadar büyük bir skandala imza attığının farkına varmıyor, eleştiri gelince iki gün sonra tekrar ediyor.

Gazete ismi vermediği için, bazı gazetelerin ve televizyonların alınmasına da şaşmış.

Bak bak... Ne kadar akıllı.

Biz biliyoruz muhterem, sana göre hangi gazetelerin kirli olduğunu.

Fakat başkasına göre de farklı gazeteler kirli. Nolcak şimdi? Onlar da öyle mi yapsınlar?

İşin en keyifli tarafı, bu sözleri seçim vaadi olarak sunması.

Vallahi çok güzel.

O sözleri eleştirenlerin “Sosyal Demokrat bir partiye yakışmadığını” söylemesi de çok garip.

Neresi sosyal, neresi demokrat?

Doğrusu şu: Asosyal, anti demokrat.

Sayın Bayım... Siz seçimi kazanır da iktidar olur ve ertesi gün gazetelere el koymaya kalkarsanız, hiç şüpheniz olmasın, biz de size kol koyarız.

#Süleyman Şah Türbesi
#Suriye
#Osmanlı
9 yıl önce
Ne Tayyip gitti, ne ülke çöktü, ne de gökten kemik yağdı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak