|
Ölü teröristlere sorsunlar şimdi bağlantılarını

Önde kol kola girmiş dünya liderleri, arkalarında milyondan fazla insan, hep beraber yürüdüler.

Paris ilk defa böyle bir protesto yürüyüşüne sahne oldu.

Dahası, bu dünya için de bir ilk.

Bugüne kadar kaç kişi teröre kurban gitti diye bir hesap yapmaya kalksak, içinden çıkamayız.

Kalem elimizde, kâğıt önümüzde öylece kalırız.

Ne sonuç çıkarsak gerçeği yansıtmaz.

*

44 ülkeden gelen liderlerin, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’a eşlik etmesi, acıyı paylaşmak adına anlamlıdır şüphesiz.

Daha önce de böyle bir yürüyüş yapılabilirdi diye düşünenler, bundan sonrası için beklentiye girdiklerinde ne olacak?

*

Terörün girmediği ülke kalmadı neredeyse.

Kimi gün on kişi, kimi gün yüz kişi öldü terör yüzünden.

Bombayla, kurşunla veya başka türlü silahlarla.

Daha önce hiç kimsenin aklına böyle bir organizasyon yapmak gelmemişti.

Hep beraber toplanıp terörü lanetlemeyi düşünen olmamıştı.

Bu bir dönüm noktası olabilir mi?

Pek ümitlenmemek gerekir.

*

Türkiye tarihi, aynı zamanda bir terörizmle mücadele örneğidir.

Burada teröre bulaşanlar, başka ülkelerde kahraman gibi karşılandı yıllar boyunca.

Çoğu Avrupa ülkesinde baş tacı edildiler.

Beslendiler, büyütüldüler, eğitim gördüler.

Korundular ve teslim edilmediler.

Halen serbestçe dolaşanların kabarık bir listesi var.

Kırmızı bültenler bile işe yaramadı.

*

Paris’teki yürüyüş sırasında ülkelerin liderleri arasında birinin yanında iki tane izbandut vardı.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun yanındaki iri kıyım adamlar, koruma olarak görev yapıyorlardı.

Sanki bir tek onun için tehlike söz konusu.

Diğer liderlerin korumaları yanlarında değildi.

Böylece ortaya son derece garip bir manzara çıktı.

*

Paris’teki yürüyüşün sadece dört yüz metre olması da ilginç aslında.

Hiç değilse bin metre olsaydı.

Eğer bundan sonra herhangi bir ülkede terörü lanetlemek için bu çapta bir yürüyüş yapılacaksa, en azından beş yüz metre olmalı.

*

Netanyahu’ya takılıyoruz ama bir yandan da hak vermek lazım.

Danimarka Başbakanı Schmidt, Elise Sarayı’ndan çıkıp merdivenden inerken ayağı takıldı ve kadıncağız bir anda yere düştü.

İki yanında iri cüsseli korumaları olsaydı, düşmezdi.

Daha ilk hamlede tutarlardı.

*

Paris’teki dergiye yapılan saldırının basit bir saldırı olmadığını, olamayacağını söylüyor strateji uzmanları.

Arkasında büyük bir güç bulunduğuna işaret ediyorlar.

Kast edilen, bir devlet gücü...

Acaba hangisi olabilir?

Eğer o yürüyüşte bulunan liderlerden birinin bilgisi dâhilinde yapıldıysa o saldırı, buraya kadar değindiğimiz bütün hususlardan daha ‘ironik’ bir tablo çıkar ortaya.

*

Yeri gelmişken, Fransız polisini de, jandarmasını da kutlamak gerekir.

Hem rehineleri, hem teröristleri öldürmeyi başardıkları için.

Teröristler öldüğüne göre, iz sürmek pek kolay olmayacaktır.

(Ne söylerler, ne bir cevap verirler.)

Ve şayet saldırının arkasında bir devlet gücü varsa, yürüyüş boyunca hangisinin bıyık altından güldüğünü de hiç öğrenemeyeceğiz demektir.

#Paris
#Fransa
#Hollande
9 yıl önce
Ölü teröristlere sorsunlar şimdi bağlantılarını
İsyanlar Çağı
Ana muhalefet partisi, ‘an’a muhalefet etmeli, geçmişe değil
‘1 gün savaşı’…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek