|
Paralelcilerin saldırısı
Paralel Yapı'nın kaset şantajlarına ilişkin önemli açıklamalar yapan Latif Erdoğan, A Haber'de bir programa katılmak üzere geldiği binanın önünde saldırıya uğradı.

Fotoğraf çektirmek için yanına yaklaşan iki kişi üzerine çullandı.

Sonra da kaçtılar.

Güvenlik kayıtlarındaki görüntüye göre, genç adamlar bunlar.

Genç fakat delikanlı değil.

*

Doğrusu, Latif Erdoğan'a ne zaman saldıracaklar diye bekliyordum.

Koruma kabul etmediğini ve açıkça tehdit edildiğini biliyoruz.

Sonunda saldırı gerçekleşti.

Fakat çok geç kaldılar.

Bu kadar beklemenin ne gereği vardı?

Elde bu kadar net görüntü olduğuna göre, onları yakalamak için polis fazla gecikmez.

Nasıl bir ifade verirler yakalandıklarında?

Gerekçelerini nasıl dile getirirler, hakikaten meraka değer.

PARALEL YAPI LTD ŞTİ

Paralel Yapı deyince, bir inşaat firmasından bahseder gibi oluyor.

Gerçekten de bu işler ortalığa dökülmeden çok önce kurulmuş aynı isimli bir inşaat şirketi varmış.

Tabelasını gördüm, dedi geçenlerde bir arkadaş.

İkisini birbiriyle karıştıran var mıdır acaba?

İRADE SAHİBİ OLMAK

Seçim nasıl yapılır? Kim hangi partiye oy verir? Karar verme aşaması nasıldır? Oy nasıl kullanılır?

İlk bakışta ne kadar saçma sorular bunlar.

Herkesin bir eğilimi, bir siyasi görüşü vardır.

Kendi düşüncesine göre gider, sandıkta oyunu kullanır.

Bu kadar basit mi?

Kesinlikle değil.

*

Bazıları kendi düşüncesini paketleyip rafa kaldırır ve yukarıdan gelen talimata göre oy verir.

Hatta o paketleme ve rafa kaldırma işi o kadar sağlam yapılmıştır ki, bir süre sonra, gelen talimatın kendi fikri olduğunu bile zannedenler vardır.

Paralelci arkadaşlar, bugüne kadar hangi partilere oy verdiklerini bir düşünseler, o partilerin isimlerini alt alta yazıp bir baksalar, gök kuşağının her rengini denediklerini görürler.

*

Demirel'den Ecevit'e, İnönü'den Çiller'e, Özal'dan Erdoğan'a, Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na, İhsan-ı Ekmel'den Demirtaş'a, sol bağımsızdan sağ bağımsıza savrulduklarını…

Belediye seçimlerini saymadık, o tamamen curcuna fakat referandumlarda durum farklı değil.

Kiminde evete, kiminde hayıra yöneldiklerini görecekler.

Ve sonra iradeden bahsetmek, fikir sahibi olmaktan bahsetmek ne derece mümkündür, onu da düşünmek lazım.

Ya da abilere sorup, “bu konuda ne düşünmek gerektiğini” öğrenmek de imkân dâhilinde elbette.

*

Abiler ne der?

Ne diyecek, önemli olan şu parti bu parti değil, asıl doğrultunun değişmemesi.

Yol belli, iz belli.

Partiymiş, pırtıymış, mühim değil.

Yani esas olan kendi örgütüne bağlılık… Ötesi fasa fiso!

*

Tabii onlar bu kadar kaba şekilde anlatmazlar.

Fasayla fisoyla konuşmazlar, tumturaklı anlatırlar.

Güzel cümlelerle, süslü ifadelerle ne kadar doğru yaptıklarını söyler ve yine ikna ederler.

Zaten 'kardeşler', ikna edilmeye teşne olduktan sonra, 'abiler' havadan sudan bahsetse bile netice alır, bütün tereddütleri iki satırla giderirler.

OY NAMUSTUR

Bütün bunların dışında bir de silah tehdidiyle oy kullananlar var.

Kendi gönlün-Onların durumu da hakikaten içler acısı.

Siz eğer kendi iradenizle oy kullanıyorsanız, bu durumun kıymetini bilin ve mühre sahip çıkın.

Çünkü ne diyor Reis: “Oy namustur.”

Başkasına teslim edilmez.
#seçimler
#milli irade
#oy kullanmak
٪d سنوات قبل
Paralelcilerin saldırısı
Aman, dikkat.. Diyanet İşleri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?