|
Paris’in köpekleri Müslümanlardan daha değerli

11 Eylül, yalnız ABD için değil, bütün dünya için önemli bir dönüm noktasıydı.

ABD iki kule vermiş, karşılığında iki ülkeye saldırıp çöreklenmişti:

Afganistan ve Irak.

‘Kule’ ile ‘ülke’ ne kadar benziyor birbirine.

Birkaç harfin yeri değişse yeterli...

Fransa, bakalım ‘dergi’ karşılığında neler yapacak?

Giderleri mi kısar, vergiyi mi yükseltir, baskıyı mı artırır, o tarafını zamanla göreceğiz.

*

Kesin olan bir şey var:

Sadece Fransa’da değil, bütün Avrupa ülkelerinde Müslümanlar için hayat daha zor olacak bundan sonra.

O ülkelere girerken daha fazla sıkıntı çekecekler.

Yaşarken daha fazla düşmanlık görecekler.

*

Sivilleri öldürmek, üstelik bunu din adına yapmak, fanatiklerin kitabına uyabilir.

Fakat bizim kitabımıza uymuyor.

Acaba aynı kitaba mı bakıyoruz?

*

Paris’te bir dergiyi basıp 12 kişiyi öldürmekle bir yere varılabilir mi?

Fanatiklerin ‘varılabileceğini’ düşündükleri ortada.

Fakat bizim düşüncemize aykırı.

Demek ki farklı yerdeyiz, farklı bakıyoruz, farklı düşünüyoruz.

*

Bütün dünya, Paris’te –şimdilik– 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan baskına kilitlendi.

Filistin’de her gün daha fazlası hayatını kaybediyor hâlbuki.

Suriye de farklı değil.

Doğu Türkistan’dan haberi olanlar, çaresizlikten her gün kahroluyor.

Müslümanlara neler yapıldığını bilenler, eli kolu bağlanmış hissediyor kendilerini.

Dünya kamuoyu oraları hiç görmüyor.

*

İlk haber değil, yirminci haber bile olamıyorlar bültenlerde.

Çünkü sıradan.

Çünkü oradakilerin canı ucuz.

İsrail bebekleri katlederken bütün dünya sessizce seyrediyor.

Çin, kadın, bebek, ihtiyar ayırmadan işkence yaparken, görmezden geliyor cümle âlem.

Londra, Paris, New York’taki bir kaniş kadar, bir fino değeri yok o insanların.

Onlar köpeklerine daha fazla değer veriyor.

Yanıldığımı ispatlayan olursa, kalemi bırakırım.

OCAĞINIZ BATSIN

Geçen gün “Yeni Şafak ocaktır” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Bir muhterem zat-ı şerif, hemen kısa bir mesaj gönderdi.

Şöyle yazmış:

“Ocağınız batsın....yuvanız yıkılsın...yaptığınız yayınlarla yıktığınız asker ocakları ve yuvaları...coluk çocuğunuz başınada gelsin...kadalara kalasınız...selamlar...”

Allah Allah...

Ben bu üslubu bir yerden hatırlayacağım ama...

Acaba nereden?

Sonuna bir de selam yazmış ki gülmeye mecalim kalmadı.

Bunu yazarken, kollarını kaldırıp indirerek, oturduğu yerden havaya fırladığını da tahmin ediyorum.

Ne kadar isabetli bir tahmindir, bilemem elbette.

(İmlasına hiç dokunmadım. Dokunmaya kıyamadım. İmla hatalarından bahsedince, hemen savunmaya geçip “Ben yazar değilim ki” gibi saçma sapan konuşanlara, imlanın herkes için geçerli olduğunu da bu vesileyle hatırlatmak isterim.)

İsmini de eklemiş muhterem.

Gönderdiği adres de var, firmasını da belli ediyor.

Lakin hiç merak etmesin, savcıya bildirme gibi bir alışkanlığım yok.

Beklesin sadece.

#11 Eylül
#ABD
#Afganistan
#Irak
9 yıl önce
Paris’in köpekleri Müslümanlardan daha değerli
Elimizde dikilecek bir fidan var mı?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!