|
Savaş mı çıktı?
Geçen gün bir avukat ve sekreteri tutuklandı.

Avukat M.O.'nun Paralel Yapı'nın 'para abisi' olduğu söyleniyordu.

Yurt dışına çıkmaya çalışıyormuş avukat abi.

Konya ve 10 ilde kurduğu avukatlık büroları varmış.

'Himmet' karşılığında bazı işadamlarının davalarını usulsüz şekilde kapatmaktaymış.

Bu iddiaların ne kadarının gerçek olduğu mahkemede anlaşılır, suçu varsa cezası kesilir.

O değil de ben çantadan çıkanlara takıldım.

Sekreterinin arabasında bir çanta.

Çantada 500 bin lira…

Avukat adına ruhsatlı bir silah…

Ve 1500 mermi çıkıyor.

*

İşadamlarından para topluyorsan, 500 bin çok değil, bir nevi çerez parası.

Avukatın silahı da olur.

Yanında bir miktar mermi de bulunur.

Ona itirazım yok.

Takıldığım husus, mermilerin miktarı.

1500 mermi nedir Allah aşkına?

Ne oluyor, savaş çıktı da bizim mi haberimiz yok?

Otuz yıl boyunca terör örgütüyle silahlı çatışmaya giren askerlere bu kadar mermi verilmiyordu.

411 KEP, KAOSA ATILDI

Beş yıl önce kurulan Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi, önceki gün ilk mezunlarını verdi.

2009 yılında “İpek Yolu Üzerinde Bir Dünya Üniversitesi” sloganıyla eğitime başlayan üniversiteden mezun olan 411 öğrenci, 14 Mayıs günü yapılan törenle kep attı.

Malûm gazeteden ertesi gün “411 kep kaosa fırlatıldı” diye bir haber bekledik…

Rastlayamadık.

Demek ki işin sırrı 411'de değilmiş.

*

Bir not iliştireyim şuracığa.

Bendeniz bu kep atma işinden hoşlanmıyorum.

Fazlasıyla özentili bir hareket.

Bunca üniversite arasında hiç değilse bir tanesi başka bir yöntem bulamaz mı?

Hani üniversite dediğimiz yer, düşünen kafaların merkezi ya…

Hocalarıyla, öğrencileriyle muazzam beyin fırtınası yapmaları mümkün değil mi?

İstenirse farklı ve daha güzel bir fikir geliştirilebilir.

Gâvur âdetine uymak zorunda mıyız?

Öğrenciler kep atmazsa, fakülteden mezun olmuş sayılmazlar mı?

HANGİ KAPI DAHA UYGUN?

Ekrem Dumanlı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye binasına arka kapıdan girdi diye çok eleştirildi.

Bazen eleştirilerin ölçüsü kaçabiliyor.

Yakından tanımam ama şiir sevdiğini bilirim az buçuk.

Attila İlhan'dan bir şiir okumuş, etkisinde kalmış olabilir gitmeden evvel.

“öteki kapımdan gel bunu açamazsın

eski gözlerinle gel öldürmek vakti gel

hem tetik bulun ardında biri olmasın

hanidir ben bu evde saklanıyorum

adımı değiştirdim başka adla yaşıyorum

gece gündüz siyah gözlük takıyorum

öteki kapımdan gel bunu açamazsın

sabaha karşı gel bütün gözlerinle gel…”

*

Biz iyi niyetli düşünmeye devam edelim mi?

Belki de mezkûr şiiri okuyan Dumanlı değil, Diyarbakır'ın HDP'li Belediye Başkanı Gültan Kışanak'tı.

O öyle istemiş de olabilir.

Fakat bu ihtimaller düşünülmüyor.

O halde şunları düşünelim:

Ekrem Dumanlı arka kapıdan değil de ön kapıdan girse ne değişecekti?

Yahut varsa yan kapısından?
#Ekrem Dumanlı
#Diyarbakır Büyükşehir Belediye
#paralel yapı
#himmet
9 years ago
Savaş mı çıktı?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler