Başbakan Ahmet Davutoğlu, meydan okudu. 7 Haziran seçiminde sandıktan birinci çıkmazsa, istifa edeceğini söyledi.
İngiltere'de seçimi kaybeden üç muhalefet liderinin istifa etmesini örnek gösteren Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Eğer AK Parti en güçlü parti olmazsa, 8 Haziran'da istifa edeceğim. Bahçeli 12 seçim kaybetti, Kılıçdaroğlu da kaybetti. HDP daha yeni ama o da eder mi? Bırakıp giderler mi?”
*
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan cevap geldi:
“Kaybedenlerin bırakması demokratik kültür olarak doğru. Kaybeden bırakmalı.”
Bu sözü bir kenara not edelim.
Seçimden sonra hatırlamak için.
*
HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş, daha iddialı konuştu.
Demirtaş, ertesi günü de beklemeyecek.
NTV'deki programda “Barajı aşamazsak 7 Haziran akşamı görevi bırakırım” dedi.
Bizim görevimiz, bunu da not etmek. (Hayatımız not etmekle geçiyor.)
*
MHP Lideri Devlet Bahçeli bir defa istifa etmişti.
Sonra yoğun ısrar üzerine tekrar geldi.
7 Haziran'da beklenen başarıyı elde edemezse “Biz o vazifeyi evvelce yerine getirmiştik” mi der, yoksa yine ayrılır mı bilemeyiz.
Henüz bir açıklamada bulunmadı.
İstifa kurumuna nasıl baktığına bağlı.
Eğer kızamık hastalığına benzetilirse, hayatta bir defa istifa etmek yeterlidir.
Yok grip gibi görülürse, durum değişir.
Ayrıca Bahçeli için “hedeflenen başarı” yüzde kaç civarıdır, onu da bilmiyoruz.
*
Hayatımız not etmekle geçiyor dedik ya parantez içinde.
O cümleyi kurtaralım parantezden, rahat bırakalım.
Ve hayata yeni notlar ekleyelim.
Liderler sözünde durursa, seçimden sonra sadece bir parti liderinin koltuğunu koruyor olması gerekir.
Fakat bugüne kadar edindiğimiz tecrübe, bizi kesin konuşmaktan men ediyor.
Net bir şekilde “Diğerleri seçimden sonra yok” diyemiyoruz.
Münasip bir açıklama bulunur.
Bize mantıklı gelmese de istifa etmeyenler, “Benim kaybetmekten kastım bu değildi” diyebilir.
Ne de olsa edebiyatımızda “Galiptir bu yolda mağlup” gibi bir ifade mevcut.
Bahane dediğimiz kavram, uçan bir kuştur.
Ayaklarının yere basması gerekmez.
Ve biz, kenarlara bir takım notlar alanlar, seçimden sonra elimizdeki o notlara bakıp bakıp güleriz yine.
ARABA GİTTİ DE KAVGA BİTTİ Mİ?
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i hedef alanlar, yaptıkları hamleler neticesinde bir puan aldılar.
O puan, makam arabasının iade edilmesi olarak açıklanabilir.
Lakin geride daha pek çok puan duruyor.
Ben değerlendirmeyi 100 değil, 1000 puan üzerinden başlattım ki itiraz da kabul etmem.
Binde biri gitmiş, ne olacak?
*
Makam odasını dinleyenler, yapacağı atamayı engellemeye çalışanlar, başaramayınca tehdit edenler, akabinde cümbür cemaat üzerine çullananlar, gözü kararmış şekilde saldıranlar, bize şunu gösteriyor:
Mehmet Hoca, bizim bildiğimizden çok daha sağlam bir adam.
Sağlam, dirayetli, güçlü, başarılı…
Üstelik bütün bu vasıflarına ek olarak tevazu sahibi. (Sahte bir tevazu değil, gerçeğinden.)
Bu itibarla, gelmiş geçmiş Diyanet Reisleri arasında en iyilerinden.
Araba gitti de kavga bitti mi?
Bitmez, çünkü mesele araba değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?
*
Şu Gezi'nin gözünü seveyim.
Kendi bitti gitti ama bize ne güzel bir kalıp bıraktı. Her gün kullansak doyulmaz.
#Diyanet
#seçimler
#ak parti
#Selahattin Demirtaş
٪d سنوات قبل
Seçimden sonra kimler istifa edecek?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’
