|
Sınırın bu tarafında hayat, öbür tarafında ölüm

Kilis’teyiz. Vali Süleyman Tapsız anlatıyor, biz dinliyoruz. Arada sorularımız.

Yüzölçümü itibariyle Türkiye’nin 80. nüfus itibariyle de 78. şehri Kilis.

Tabelaya göre 89.500 kişi yaşıyor.

Suriye’den gelenler ise mevcut nüfusun çok üzerinde.

Kilislilerin toplamından daha fazla Suriyeli var.

Büyük bölümü kurulan kamplarda yaşıyor.

Çadır ve konteynerlerle oluşturulan kampların, özellikle yurt dışından gelip gezenlerden fazlasıyla takdir topladığı malûm.

Düzeni, temizliği, koordinasyonu bakımından kim gelse beğeniyor.

Kampların içinde okul, cami, kuaför gibi her türlü sosyal ihtiyaçlar karşılanıyor.

Her gelen, beğendiğiyle kalıyor. Ötesi yok.

“Çorbada bizim de tuzumuz olsun” düşüncesine kapılanlar, bir paket tuz bile bırakmadan gidiyor.

Bütün masraf, Türkiye’nin omuzlarında.

Kamplardaki okullarda görev yapan 406 öğretmenin 315’i Suriyeli.

Türk öğretmenler, yalnızca Türkçe öğretiyor.

Mart 2012’den bu yana 30 binin üzerinde ameliyat yapılmış.

Kilis’te doğan Suriyeli çocuk sayısı 6714 görünüyor kayıtlarda.

Şehirde asayişin ne durumda olduğunu sorduğumuzda, yüzde 77 Kilisli, yüzde 23 Suriyeli cevabını alıyoruz.

Nüfusa oranlarsak, olumsuz bir tablo çıkmaz.

*

Vali Bey, daha önce kampları ziyarete gittiğinde, arabasının etrafını yüzlerce kişinin sardığını ve hiç de hoş bir görüntü olmadığını söyledi. Ve şöyle devam etti:

Kendi temsilcilerini seçmelerini sağladık. Adaylar belirlendi. On günlük propaganda yaptılar aralarında. Adaylar arasında bayanların da olmasını tavsiye ettik. Seçimi başından sonuna kadar İl Seçim Kurulu yönetti. Tam anlamıyla bir demokrasi alıştırmasıydı. Bize şöyle söylediler: “İlk defa, birden fazla namzedin olduğu bir seçim yaşadık.”

Yönetim şartları hafifledi. Şimdi kamplara gittiğimde, etrafımı kimse sarmıyor. Bir sorunu olan, yönetime bildiriyor.

Orada danışma büroları kurduk. Bilgisayar sisteminde elektrik su vb. arızası olanın adresine hemen usta gönderiyoruz. Hastahane randevuları da aynı sistemle yürütülüyor.

Hepsinin birer çipli kimlik kartı var. Hesaplarına aylık 85 lira yükleniyor, oradaki marketten alışveriş yapabiliyorlar.

Çamaşırhanelerde yıkama ve kurutma makinelerini kimin hangi gün hangi saatte kullanacağı belli.

Yetişkinler için de dil kursları açtık. Bir kimya mühendisi hanım, Türkçe kursunda birinci oldu. Ödül verirken, kursa niçin gittiğini sordum. “Çocuklarımın derslerine yardımcı olmak için” cevabını verdi.

Suriyeli öğretmenlere bakanlık tarafından ücret verilmemesi motivasyonu olumsuz etkiliyor. Aynı şekilde çocuklara karne ve diploma da veremiyoruz.

Üniversitelerimizde okuyan 137 Suriyeli genç var burada.

*

Sayın Valimizin anlattıklarından sadece bir kısmını aktarabildim.

Kilis Belediyesine de uğradık. Başkan Yardımcısı Cuma Özdemir, şehirdeki su tüketiminin iki katına çıktığını, çöplerin üç katına yaklaştığını, atık su tesislerinin kapasite üzerinde çalıştığını belirtti.

Bu kadar ağır yükün altından kalkmanın kolay olmadığı ortada.

Yine vurgu Ensar-Muhacir konusu üzerinde.

Biz diyor Cuma Bey, ekmeğimizi üçe bölmek durumunda kaldık. Lakin asla şikâyetçi değiliz. Zor durumda olana yardım etmezsek, en başta inancımız zedelenir.

Ayrıca bu külfet gibi görünen hadisenin, bir de rahmet tarafı var.

Su sıkıntısı çekiyorduk, bol bol yağmur yağdı.

Zeytin rekoltesi iki katın üzerine çıktı.

Kilis bankalarındaki mevduat 150 milyon liradan 270 milyona ulaştı.

İşte bu rakamlar, bereketi somut bir şekilde gösteriyor.

#Kilis
#Vali Süleyman Tapsız
#Ensar-Muhacir
#Cuma Özdemir
9 yıl önce
Sınırın bu tarafında hayat, öbür tarafında ölüm
İran için Kral Abdullah’ın ölümü
Afrin küçüktür, doğru… Ama çokuluslu hesapların defterinin dürüldüğü yerdir
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…