|
Kürt kimliği ve komünizm-2

İran’ın bir bölümünün Sovyetler ve İngilizler tarafından işgali üzerine uzun zaman sahipsiz kalmış olup, bir hayli hırpalanmış olan İran Kürtleri, Mahabad (Savcbulak)’ta Kadı Muhammed’in öncülüğünde örgütlenir. Şâfii ulemasından tanınmış bir aileden gelen ve kuvvetli bir medrese tahsiline sahip olan Kadı Muhammed babasının halefi olarak genç yaşta Mahabad’ta Şâfii kadılığına getirilir.

Aralık 1945’te İran’ın Sovyet işgalinde bulunan Azerbaycan eyâletinde Özerk Azeri Cumhuriyeti kurulur. Kadı Muhammed önderliğindeki Kürt örgütlenmesi de böyle bir Kürt Cumhuriyeti teşkiline karar verip Sovyetlerin desteğini isterler ancak Sovyetler, Kürtlerin Azeri özerk bölgesine bağlı bir siyasi birim oluşturmalarını isteyerek ayrı bir özerk cumhuriyete karşı çıkar. Buna rağmen Kadı Muhammed Irak Kürdistanı’ndan gelen Molla Mustafa Barzani’nin desteği ile 22 Ocak 1946’da Mahabad’ta Çarçıra meydanında Özerk/Bölgesel Kürt Cumhuriyetini ilan eder. Kısa sürede hükümet ve meclis teşkil edilir. Kadı Muhammed Cumhurbaşkanı ilan edilir. Molla Mustafa Barzani ise seraskerliğe getirilir. Kadı Muhammed ve Molla Mustafa Barzani Kur’an-ı Kerim üzerine yemin ederek merasimle vazifelerine başlarlar. Bu yeni özerk cumhuriyet için Kanun-i Esasi hazırlanır. Kürtçe Radyo ve gazete yayınlarına başlanır. Mayıs ayında Özerk Azerbaycan Cunhuriyeti ile de anlaşma yapılır. Ancak bu dönemde, Almanya’nın teslim olması akabinde, Sovyetler ve İngilizler anlaşmalı olarak İran’daki işgallerine son vermeye karar verirler. İki ülke İran’dan askerlerini çekerek bu bölgeleri yeni İran Şahına bırakırlar. İran Şahı M. Rıza Pehlevi idaresi önce Azerbaycan bölgesine hakim olur. Kasım 1946’da Azerbaycan bölgesi tamamen teslim olur. Şah Rıza Pehlevi’nin askerleri bu sefer Kürdistan’a yönelir. Kadı Muhammed idaresindeki Özerk Kürdistan Cumhuriyeti bu büyük güç karşısında direnç gösteremez. Sovyetlerden de gerekli yardımı alamaz. Çaresiz teslim olur. 17 Aralık 1946’da Şah’ın askerleri Mahabad’a girer. Birkaç ay süren Mahkeme sonunda Kadı Muhammed ve arkadaşları idama mahkum edilip, 31 Mart 1947’de Mahabad’ta idam edilir.

Mahabad’ın teslim olması üzerine Irak’a dönen Molla Mustafa Barzani, ağabeyi Şeyh Ahmed’in Irak’taki Şerifler idaresince Tevkif edilmesi üzerine, Azerbaycan Bakü’ye giderek Sovyetlere sığınır.

İkinci Dünya Harbi ve Mahabad’ta Kürt idaresi kurma tecrübesi esnasında, Sovyetlerin yardımını umut eden Kürt siyasi hareketi, bu umutlarının gerçekleşmemesine rağmen Barzani’nin çaresiz kalarak Sovyetlere sığınmak zorunda kalması üzerine yeni bir dönüm noktasına gelir. Sovyetler bu tarihten itibaren Kürt Siyasi hareketlerine iyice sızarak nüfuz eder. Soğuk Savaş döneminin baş göstermesi iki bloklu dünya sisteminin ortaya çıkması ile, dünyanın birçok yerindeki muhalif siyasi oluşumları ve gerilla hareketleri Sovyet yanlısı sosyalist bir renge bürünür. Soğuk Savaş döneminde zamanla Sovyetlerin ve Komünizmin bu etkisinde ciddi artış söz konusu olur. Sadece muhalif siyasal oluşum ve gerilla hareketlerinde değil, ulusalcı askeri darbe idarelerinde de bu etki hissedilir. Arap âleminde, Mısır’daki Cemal Abdünnâsır Darbesi akabinde oluşan idare sosyalizm soslu seküler Arap milliyetçiliğini benimsemiş bir idareydi. Kısa zamanda Arap âlemini saran Nasırcı kasırga ile askeri darbelerle işbaşına gelen Sovyet yanlısı yönetimler ortaya çıkar. Suriye ve Irak’taki askeri darbeler bu neticeyi hasıl eder.

Kürt siyasi hareketlerinde 1960’lı yıllara gelindiğinde artık sosyalizmi benimsemiş seküler milliyetçi bir renge bürünmüştü. 60’ların sonu ve 70’lerin başlarına gelindiğinde Kürt siyasi hareketleri üzerinde katı bir Komünizm tekeli oluşur. Sovyetlerde on bir yıl kalan Molla Mustafa Barzani 1958’de Irak’a döner. Molla Mustafa’nın kendisi Komünizmi benimsememiş olup, namaz ve oruç gibi ibadetlerini muhafaza etmiş olmasına karşı çevresi iyice Komünist ideolojinin etkisine girer. 60’lı ve 70’li yıllarda Peş peşe oluşturulan Kürt siyasi örgütlenmelerinin tümü çeşitli Marxist/Lenininist hatta Maocu fraksiyonların içinde yer alırlar. Kürt kimliği üzerinde oluşan Komünizm nüfuzu öyle bir noktaya ulaşır ki, kısa zamanda Kürt kimliği vurgusu yapmak Komünist/sosyalist olmakla özdeş hale gelir. Oysaki, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde dahi Kürtlerin, Kürt siyasi örgütlenmelerinin tüm lider/öncü kadrosu Şeyh/Molla/Müftü/Kadı gibi din adamlarından veya dindar şahsiyetlerden oluşurdu. 1946’da Mahabad’ta oluşturulan Özerk Kürt Cumhuriyetinin başında bile bir Kadı ve Molla bulunuyordu. Bu trajik dönüşüm Kürt siyasi hareketlerinde temel kırılma noktasını teşkil etti.

#İran
#Mahabad
#Azerbaycan
#Molla Mustafa Barzani
9 yıl önce
Kürt kimliği ve komünizm-2
ahmet nuri yüksel
“Ya Range Rover ya game over”
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek