|
Orta Doğu, Filistin ve Mescid-i Aksa-2
1
948’de Filistin toprakları üzerinde kurulan İsrail devleti, Atlantik’in iki yakasının Orta Doğu için öngördüğü politikanın merkezinde yer aldı. Soğuk Savaş dönemine tekabül eden bu döneme İsrail/İsrail’in güvenliği merkezli bir Orta Doğu politikası damgasını vurdu. Dünyanın birçok yerine dağılmış Yahudi toplulukları için yurt olarak teşkil/tesis edilen İsrail devletinin güvenliği esas alındığından, İsrail, askeri ve ekonomik olarak olabildiğince güçlendirilerek, Arap alemi denizi içinde yenilmez hale getirildi. Bu yüzden 1948’den itibaren 1973’e kadar hemen hemen tüm Arap-israil savaşlarından galip çıktı. Osmanlı devletinin inkıraz bulmasının akabinde, zaten batılı/gâlip devletlerce kurdurulan Arap ülkeleri vesayet altında olarak İsrail karşısında bir hayli zayıf/güçsüz bırakıldı. İsrail ise son model askeri teknik donanıma sahip bir ordu kurduğu gibi, nükleer silahlar da üretecek duruma getirildi.

1956 İngiliz-Fransız Süveyş Kanal harekatında, İsrail Sina yarımadasını işgal eder, ancak savaştan onra Sinâ ve Gazze’den çekilerek Mısır’a iade eder. 1967 Haziranındaki 6 Gün Savaşı ise İsrail için Arap ülkeleri karşısında tam bir zafer /üstünlük elde etme savaşı olur. Mısır, Suriye ve Ürdün çok ağır bir yenilgiye maruz kalır. Cemal Abdünnâsır’ın ateşli demeçleriyle İsrail’e kafa tutan Mısır hava kuvvetlerine ait uçaklar, henüz yerde iken İsrail tarafından imha edilir. Altı gün süren savaşta İsrail, Mısır’ın toprakları olan Gazze şeridi ve Sinâ yarımadasını işgal eder. Bu savaş, Sosyalizm soslu Arap milliyetçiliğiyle Arap âleminde kasırga gibi esen Cemal Abdünnâsır’ın yıldızının sönmesine yol açar. İsrail, Suriye’ye ait stratejik Golan/Cevlan tepelerini ve Kunytra şehrini de alır. Dürzi toplulukları ve Çerkeslerin yoğun yaşadığı Golan, Kuneytra ve çevresi İsrail’in halen de süren İşgali altına girer. Ürdün Hâşimî krallığına bağlı Batı Şeria/West Bank Ve Mescid-i Aksa’nın yer aldığı Doğu Kudüs İsrail’in denetimine girer. Bu Şekilde, Tarihi/Mukaddes Kudüs şehri ve Mescid-i Aksa Ürdün’ün eliyle kaybedilir. Böylelikle, Mescid-i Aksa halen de süregelen Siyonist işgaline maruz kalır.

1967’de Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın İsrail işgali altına girmesi İslâm dünyasında büyük yankı uyandırır. 1969 Ağustosunda ise, Mescidi Aksa bir kısım Yahudilerce ateşe verilerek yakılır. Mescid-i Aksa’nın yakılması âlem-i İslâm’da daha büyük tepkilerin oluşmasına yol açar. Abdünnâsır’ın 67 Savaşı ile poülaritesini kaybetmesine karşın, 1964’te tahta çıkan Suudî kralı Faysal bin Abdilazîz’in yıldızı parlar. Suudî kraliyet ailesinin diğer üyelerinden farklı olarak Batı karşıtı, İslamcı politikalar izleyen Kral Faysal İslam Konferansı Örgütü Ve Rabıtatu’l-Alemi’l-İslami’yi kurdurur. Bir kısım Filistin örgütlerine destek verir. 1973 Yom Kippur Savaşı akabinde de Batıya uyguladığı petrol ambargosu ile şimşekleri üzerine iyice çeker. Kral Faysal, 1975 Nisan ayında, ABD’nin dahliyle, Amerika’da yetişmiş olan ablasının oğlu tarafından bir merasim esnasında öldürülür.

1973’te, Mısır, Suriye ve Libya, Yahudilerin Yom Kippur gününde, 6 Ekim’de İsrail’e savaş açarlar. İlk günlerde General Şazeli komutasındaki Mısır Üçüncü Ordusu, Sinâ’da İsrail’in ünlü Bar-Lev hattını/istihkâmını yararak belli bir ilerleme kaydetse de, sonraki günlerde İsrail Ordusuna bağlı deniz komandoları Kızıldeniz’in Mısır yakasına geçip Üçüncü Orduyu arkadan kuşatır. Suriye cephesinde ise Suriye birlikleri Kuneytra şehrini kuşatsa da, ilerleme sağlayamaz. 1967’de, Kudüs/Mescid-i Aksa ve Batı Şeria’yı İsrail’e teslim eden Ürdün ise bu savaşta cephe açmaz. Açılmayan Ürdün cephesinden emin olan İsrail 18. Gün sonunda ateşkesi kabul eder. Savaş sonunda, İsrail’in kuşatmayı kaldırması ile, sadece Mısır Süveyşin doğu yakasına geçmiş olur.

Tüm bu olanlar, 1948’den beri topraklarını kaybedip çevre ülkelerde mülteci konumuna düşen Filistinlilerde hayal kırıklıklarına yol açar. 1964’de El-Fetih hareketini o dönemde Ürdün toprağı olan Kudüs’te kuran Yasir Arafat, 1967’de Kudüs ve Batı Şeria’nın kaybedilmesi ile Ürdün’ün doğu yakasına çekilir. 1970’te ise, Filistinlilerin ülkede güçlenmesini hazmedemeyen Kral Hüseyin, Yasir Arafat ve Filistinli gerillalara karşı Kara Eylül operasyonunu başlatır. Bu operasyonda binlerce Filistinli hayatını kaybeder. Yasir Arafat ve arkadaşları, Lübnan’a geçmek durumunda kalır. 1967 Savaşında, Filistin’in en önemli parçası olan Kudüs ve Batı Şeria’yı İsrail’e kaptıran, Şerifler hanedanı idaresi altındaki Ürdün, 1970 Eylülünde Yasir Arafat ve diğer Filisin örgütlerini Ürdün’den çıkarır. Lübnan’a geçen Filistin örgütleri burada yerleşip kök salarlar. Ancak 1975 Nisan’ında başlayan Lübnan iç savaşı tüm dengeleri alt üst eder. 1978 yılı Nisanında İsrail El-Fetih’in bazı eylemlerini gerekçe göstererek Güney Lübnan’a girer ve Liani nehrine kadar ilerler. Bu bölgeyi uzun yıllar işgal altında bulundurur. 1982’de ise, İsrail yine Lübnan topraklarına girip kuzeye dğru ilerler, Beyrut’a kadar gelen İsrail ordusu burada, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Merkez Karargahını kuşatır. Uzun süren kuşatmadan sonra Yasir Arafat ve 8 bin Filistinli militan Lübnan-Beyrut’tan çekilerek Tunus’a giderler. 1964’te örgütünü Filistin’in kalbi olan Doğu Kudüs’te kuran Yasir Arafat ve çevresi, Arap-İsrail savaşlarına rağmen , 1982 yılında kendilerini Filistin’den çok uzaklarda, Tunus’ta bulurlar.

Daha sonra, sürgünde, Tunus’ta devlet ilan eden Yasir Arafat onca Arap ülkesinin yıllarca Filistin davasına bir katkıda bulunmak bir yana, sürekli daha büyük felaketlere yol açtıklarını fark etmesi ve kendi yaşadığı tecrübe ile, meselenin Arap-İsrail meselesi olmaktan çıkarılmasına karar verir. Arafat’ın ön ayak olmasıyla, Filistin’in 1967’de işgal edilen Batı Şeria ve Gazze bölgelerinde İntifada baş gösterir. 5-6 yıl süren İntifada hareketleri, İsrail ile Yasir Arafat’ı Oslo Mutabakatı; Gazze-Eriha planına sevk eder. Bu mutabakat sonucunda Özerk Filistin yönetimi zayıf da olsa kurdurulur. Şermu’ş-Şeyh Anlaşması ile billurlaşan süreç 2000 yılında çıkmaza girer ve Ariel Şaron’un Harem-i Şerif ziyareti ile sabote edilir. Yasir Arafat 2004 yılında ölür. İsrail 2005 yılında Gazzeden tümü ile çekilir. Ancak, saldırılar eksik olmaz. Filistin yönetimindeki seçimleri Hamas’ın kazanması Mahmud Abbas’ın liderliğindeki FKÖ tarafından kabul edilmez. Filistin yönetimi Gazze Ve Batı Şeria olarak ikiye bölünür. Gazze İsrail tarafından abluka altına alınarak defaatle hava ve kara harekatlarına maruz bırakılır.

#Orta Doğu
#Filistin ve
#Mescid-i Aksa-2
9 yıl önce
Orta Doğu, Filistin ve Mescid-i Aksa-2
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı