Türk futbolu yavaş yavaş üzerine konuşulma hevesini kaybettirirken, hepimize bugün sıradışı bir futbol kimliğinden bahsetmek istiyorum.
Belki de dünya futbol tarihinin en karizmatik oyuncusu, 100 yıl savaşlarının çok yüz yıl süren etkilerine rağmen, bir Fransız olmasına aldırış edilmeden Premier Lig’in gelmiş geçmiş en sevilen oyuncusu olmayı başarmış, futbolun Al Pacino’su, hatta Marlon Brando’su...
Kaç kişinin aklına 7 numara deyince hala o gelmez, ya da formasının yakalarını kaldıran bir futbolcu gördüğünde hemen O’nu anmaz ki? Evet bahsettiğimiz isim Eric Cantona...
Rolls Royce’unu açık artırmayla 120 bin Euro’ya satıp parasını evsizlere dağıtan kahraman bir adam...
Ne seyircilere hoş görünmek gibi bir derdi oldu onun ne de doğru bildiklerini yapmaktan ve söylemekten kaçındı... Çoğu zaman sinirlerine hakim olamadı. Böyle tatsız sahneler de hepimizin hatırında... Ancak hiç bir zaman rakibini aşağılamadı, hakaret etmedi... Derdi olan adamdan zarar gelmez mottasının ispatı bir kariyere sahipti. Mahallede pek çok kişinin çekindiği ama ihtiyacı olanı kollamaktan geri durmayan bıçkın delikanlılar gibiydi, hem duruşu hem de tavırları...
Maçlara giderken klasik müzik dinleyen, maç yorumlarında dünya klasiklerinden alıntılar yapan Cantona, “Ben herhangi bir rakibe karşı oynamam, sadece yenilgiye karşı oynarım” sözünü sarfederken, Premier Lig’de oynadığı 6 sezonun 5’inde şampiyonluk kazanarak tam bir “Winner” olduğunu da ispat etti.
2012 yılında Premier Lig’in 20. Yılı için verilecek 11 ödülün 5’ine aday gösterilen Cantona sanatçı kişiliği ile de dikkat çekiyor. Yakın zamanda Nike firmasının Portekizce “Güzel Oyna” anlamına gelen Joga Bonito reklam serisindeki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Eric Cantona, aynı zamanda futbol sonrası kariyerinin pek çoğunu kendisine ait tiyatro grubunda ve son yıllarda rol aldığı film setlerinde geçiriyor. İlginç bir anıyla bitirelim:
1994-95 sezonunda kendisine küfür eden taraftara attığı meşhur kung-fu tekmesinin ardından olayı soran gazetecilere verdiği cevap futbol tarihinin efsanevi sözlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
“Martılar, kendilerine sardalya atılacağını zannettikleri için balıkçı teknelerini takip eder” diyerek kimsenin anlayamadığı özlü sözü sarfeden Cantona, balıkçı teknesi kim, martı kim tartışmaları yıllarca herhangi bir sonuca ulaşamayınca yıllar sonra, benim için zor bir andı, "Bir şeyler söylemem gerekiyordu. Ben de hiç bir anlamı olmayan bu cümleyi kullandım" diyerek gollerinden alışık olduğumuz zekasını hayatında da kullandığını ispat ederken, belki de bir çok kişiyi de hayal kırıklığına uğratmıştı.
Her haliyle sıradışı ve karizmatik bir karakter olarak hafızalarımıza kazınan Hırçın Filozof’un zirvedeyken ve erken bir yaşta futbolu bırakması da üzücü olsa da tam Cantona’ca bir hareketti.
Biz mi geçmişi fazla özlüyoruz, yoksa gerçekten futbolumuz da git gide sıradanlaşıyor mu kestirmek zor ama ne mutlu bize ki, pek çok sıradışı hayata şahitlik ettik...
#Eric Cantona
#Türk futbolu
#7 numara
9 yıl önce
Rolls Royce’unu satan kahraman bir adam...
Boğaz’dan çıkan Arap Baharı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
