|
Domates gibi kokan domates
Tarımdan sevindirici haberler geliyor.

Ben de bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Son haber şöyle:

Adıyaman'a bağlı Eski Hısnı Mansur köyünde yaşayan Murat Olgun köyünde kurduğu tesiste ürettiği buğday, arpa, nohut, kırmızı mercimek ve tritikale tohumlarını Avrupa'ya ihraç etmeye başladı.

1990 yılında babasının izinden giderek tohumculuğa başlayan Murat Olgun dört kardeşiyle beraber kurduğu tohum entegre tesislerinde ürettiği tohumları önce iç piyasaya sattı, ardından talep gelince ihracata başladı.

Murat Olgun bu hususta şunları söylüyor:

Köyden kente göçü önlemek amacıyla fabrika kurduk. Yaptığımız Ar-Ge çalışmaları sonucu ürettiğimiz tohumlar çok beğenildi. Dediğim gibi önce yurt içinde sattık, sonra talep gelince yurt dışına yöneldik.

İlk olarak geçen yıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ihracat yaptık. Onu Bulgaristan, Romanya, Rusya ve Fransa takip etti.

2.200 ton tohum ihracı yaptık.

Çalışmalarımızın karşılığını alınca Ar-Ge işine ağırlık verdik. Yeni tohum çeşitleri üretiyoruz. Son çıkan tescil yasasına göre onaylanan “Perre” ve “Cendere” adını verdiğimiz iki çeşit buğday tohumu var. Bunlar hastalıklara karşı dayanıklı ve verimli tohumlar.

Düşünün her yıl yurt dışından tohum ithal eden ve bunlara avuç dolusu para ödeyen Türkiye artık tohum ihraç eden bir ülke oluyor.

Çok sevindirici ve iftihar vesilesi bir gelişme.

Üstelik bu işi devletin araştırma tesisleri değil Adıyamanlı bir köylü gerçekleştiriyor.

Daha düne kadar İsrail'den domates tohumu aldığımız söyleniyordu. Tohum deyip geçmeyin, domates çekirdekleri altınla tartılıyordu. Üstelik bu yıl ektiğiniz tohumdan elde edilen ürünün tohumu bir işe yaramıyor, seneye bir kez daha tohum alıyordunuz.

Bu ithal tohumlar ürünün raf ömrünü uzatıyor, ürün gayet gösterişli oluyor, çok verim alınıyor ama gelin görün ki domatesi bıçak kesmiyordu.

Sebzede ve meyvede ne tat kalmıştı ne tuz. Karakışta sera malı domates yiyorduk ama ne tadı vardı ne kokusu. Saman gibi bir şey.

Vatandaş eski domatesleri hatırlayarak: “Yahu nerde o eski tarla domatesi. Şöyle bir elinle parçalasan kokusu yüz metreden duyulurdu. Ya lezzeti. Sadece tuzlayıp ekmekle yesen tadına doyum olmazdı diye eski domatesleri arayıp durdu. İnce kabuklu, domates gibi kokan domates. Ara ki bulasın. Bitti.”

Son otuz yıldır bu özlemle yatıyor, bu özlemle kalkıyoruz. Öteki sebzeler ve meyveler de öyle.

Bir yandan da çiftçiye hak veriyoruz. Bu tohumlar çok verimli ve ihracata dayanıklı. Çiftçi tadını falan boşvererek seracılıktan bayağı para kazandı.

Öyle ki sadece Adana, Mersin, Antalya vb. gibi güney illeri değil; tüm yurtta seracılık gelişti. Zamanla fazla ilaç, hormon kullanımı da denetim altına alındı. Çünkü üzerinde ilaç kalıntısı çıkan sebzeyi ihraç edilen ülke geri gönderiyordu.

Devlet bilhassa Ak Parti döneminde Tarım Bakanlarının gayreti ile laboratuvarlar ve Araştırma Merkezleri kurdu. Şimdi tohumda dışa bağlılık giderek azalıyor ve yeni tohum çeşitleri üretiliyor.

Benim bu süreçte teklifim şudur:

Hem hastalığa dayanıklı, raf ömrü uzun ihraç için domates üretelim; hem de vatandaşın damak tadını kollayan eski domatesi yeniden yaygınlaştıralım.

Kazanca ve verime gelince.

İnanın ince kabuklu, kokulu ama fazla dayanıklı olmayan Çanakkale domatesi, sezonu kısa olsa bile satış rekoru kırabilir. Yani çiftçi her ikisini de üretmeli.

Eskiden bir Tekirdağ karpuzu keserdik yüz metreden kokusu duyulurdu. Tadına doyum olmazdı. Ne oldu Tekirdağ karpuzuna. Yok oldu. Ülkenin tamamı verimi fazla diye “tek tip” karpuza yöneldi. Elma dahi öyle. On beş çeşit elma ikiye düştü. Ya Starking ya Golden. Neyse ki Amasya direndi ve çıtır çıtır Amasya elmasına hasret kalmadık.

Tohum çeşitlendikçe ürün çeşitlenecek. İyi tarım sonucu üretici de memnun olacak tüketici de. En azından aradığını bulacak. Organik tarıma yer kalmadı. Organik tarımdan söz açacaktım ama yer kalmadı. Asıl hedef o çünkü.

Dünya sanayiden bir fayda gelmediğini, hem insanın hem tabiatın tükendiğini anladı. Aklı başında herkes tarıma dönmenin gerektiğini söylüyor. Lakin sanayinin kalesi o kadar güçlü ki onu yıkmak belli bir kıtlıkla gerçekleşecek. Allah saklasın.
#Tekirdağ karpuzu
#Çanakkale domatesi
#Murat Olgun
9 yıl önce
Domates gibi kokan domates
Teknoloji ve Türkler
Erbakan ve Selçuk Bayraktar’ın yaşadıkları bize ne söylüyor?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm