|
Klas duruşlu bir put kırıcı bir İbrahim

Biz liseyi altmışlı yılların ilk yarısında tamamladık. O yılların gözde eğitim alanı mühendislikti. Türkiye’nin içine düştüğü üretim güçsüzlüğünü vurgulamak için, toplu iğne bile üretemeyen bir ülke olunduğu, her yerde sürekli tekrarlanırdı. Bugün her evde onlarcası olan, elektrikli ev aletlerine herkes imrenerek bakardı. Batı dünyasının tüketim ürünleri herkesin gözünü kamaştırırdı. Batı’nın israf kültürü bütün dünyayı büyülemişti.

*

Altmışlı yıllarda toplum bilimlerinden daha çok teknik bilimlere önem verilirdi. Türkiye’nin Cumhuriyet öncesi, yok sayıldığı için, her alanda eğitim 1923 sonrasına odaklanmıştı. Bizim kuşak sağ ve sol çatışmalarının doruk noktasına çıktığı yıllarda üniversite eğitimini tamamladı. İki kutuplu bir dünya vardı: Bir yanda Amerika, bir yanda Rusya. Washington ve Moskova’nın dışında çözüm aranmazdı. İslam dünyası, sağ ve sol çatışmalarının merkezi oldu.

Mühendislik eğitimi alan bizim kuşak, özgürlükten yola çıkan Kapitalizm’in nasıl bir emperyalist bir yapıya dönüştüğünü gördü. Eşitlikten yola çıkan Sosyalizm’in de nasıl dehşet verici kanlı dayatmacı yönetimlere yataklık yaptığına şahit oldu. Böyle bir dönemde, ben DPT’de klas duruşlu, eylem bakışlı Nuri Pakdil ile tanıştım. Pakdil: “Bunalım Batıcı yazarların, Marksçı yazarların halk düşmanı oluşlarında toplanmaktadır” yargısını, her fırsatta dile getirir, bıkmadan, usanmadan tekrarlardı.

*

“Ülke yazarla bozulur, yazarla düzelir” diyen Pakdil, “Kapitalizmin ve Marksçlığın bir benciliklik öfkesine dönüştürdüğü insanın karşısına, mistik bir insan çıkarmanın vakti geldi. Mistik insanın gereği yazıla yazıla, mistik insan sökün ettirilir” demekten hiç geri kalmadı. Bu yüzden, Pakdil, her karşılaştığına, insanda toplumu, toplumda insanı anlatan romanın, önemini vurgulamak için, “Roman okur musunuz”, “Biz roman okumayanın düşmanıyız” demekten kendini alamaz. Herkesi bizim romanımız olan Mesnevi’yi okumaya çağırdı.

Pakdil ne sağdadır, ne de soldadır, Pakdil yalnızca İslam’dadır. Bu bağlamda, Pakdil parayı başının üstünde değil, ayaklarının altında taşıyan, kirli mülkiyete, eğri mülkiyete, kanlı mülkiyete kesinlikle karşı, put kırıcı, çağdaş bir İbrahim’dir, bir devrimcidir, bir savaşçıdır. Ancak onun savaşçılığı, savaş değil, yeniliğe dönüktür, çağı yenileyen, edebiyatı yenileyen, insanı yenileyen, bir savaşçılıktır. Pakdil şiirleriyle savaşır, dizeleriyle savaşır, kelimeleriyle savaşır. O şiirleriyle silahlanan bir savaşçıdır.

*

Savaş ve korku çağını, barış ve ümit çağına edebiyatçılar dönüştürecektir. Pakdil’in vurguladığı gibi: “Arşa en yakın duran: Duadan sonra: Boyun eğmeyen edebiyattır İblis’e.” Dünyayı yenileyecek insanın candamarlarını edebiyat besler. Bütün dünyanın sabırsızlıkla beklediği “Godot”, savaş değil barıştır, korku değil umuttur. Karamsarlık bulutlarını edebiyat dağıtır.

*

“Hayaline başkonulan büyük sevdadır hayatı yaşanır kılan.”

*

Büyük hayaller büyük dönüşümlerin habercileridir.

*

Rüyası görülmeyen eylemler kalıcı olmazlar.

*

Varolanlar eylem yapanlardır.

*

Edebiyat eylemin okuludur.

*

Eylemin adı: Pakdil’dir.

*

Pakdil eylemdir.

#Nuri Pakdil
#DPT
#Kapitalizmin
9 yıl önce
Klas duruşlu bir put kırıcı bir İbrahim
‘1 gün savaşı’…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...