|
Seküler Fransa’nın İslam düşmanlığı
Fransa bütün kurum ve kuruluşlarıyla, “ileri” seküler Batı dünyasından “geri” İslam dünyasına, düşünce ve eleştiri özgürlüğü dersi verme hevesindedir. Genelde dünyadaki, özelde Avrupa'daki Müslümanlar, Fransa benzeri ülkelerin eleştiri sınırlarını aşan, hakarete varan suçlamalarını, hoşgörüyle karşıladılar. Yine de Edward Said'in “Oryantalizm” kitabında, ayrınıtılı olarak ortaya koyduğu İslam düşmanlığı, Batı'da hızını kesmeden devam ediyor.

*

Yirmibirinci yüzyılın Avrupası, geçen yüzyılların Avrupası değil. Ömrünü Fransızlara İslamı anlatmaya adayan Muhammed Hamidullah, 1969 yılında Ankara'da yaptığı bir konuşmada, “Paris'in Avrupa'da İstanbul'dan sonra en çok Müslümanın yaşadığı kent” olduğunun üzerinde önemle durmuş, “Paris İslam'ın Yeni Avrupa'da parlayan yıldızı olacak” demişti. Değişen Avrupa'da yalnızca Paris'te değil, bütün Avrupa kentlerinde yüzbinlerce Müslüman yaşıyor. Müslüman Avrupa'da binlerce “çarşı ve cami” inşa ettiler.

*

Fransa'da yaşayan Müslümanlar, toplumda yüzde 10'u aştıkları için, ülkenin ekonomik, siyasal ve kültürel yapısında vazgeçilmez bir yer tutuyorlar. Başta Fransa olmak üzere, bütün Avrupa ülkeleri, kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanların kutsallarına saygı göstermek, değerlerine değer vermek zorundalar. Fransa'nın seküler kültürün anavatanı olması, kendisine bütün kutsal değerleri, ölçü ve sınır tanımaz bir biçimde eleştirme hakkı vermez.

*

Fransa, dünyada yeni bir çatışma ekseninin ortaya çıkmasına öncülük yaptı.

Artık dünyada sağcılar ile solculardan daha çok kutsal kültüre dost olanlarla düşman olanlar çatışıyor. Avrupa'da Fransa'nın başını çektiği ülkeler, İslam peygamberlerinden başlayarak, ifade özgürlüğü şemsiyesi altında, bütün peygamberleri itibarsızlaştırmak için, ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. Amerika'nın siyahları gibi, Avrupa'nın Müslümanları, polis kurşunlarının hedefi oluyorlar.

*

Avrupa'yı yaşanır kılmanın yol haritası, seküler kültürün pozitif olgularında değil, kutsal kültürün normatif olgularında gizlidir. Albert Camus'den Andre Malraux'ya kadar pek çok Batılı aydının vurguladığı gibi: Avrupa ya bütün tarihsel birikimiyle kutsal kültüre odaklanacak, ya da bir akrep gibi, seküler kültürün ateş çemberi içinde toptan intihar edecektir. Ancak Avrupa güneşinin battığının farkında değil, hala İslam dünyasına üstünlük taslamaya çalışıyor.

*

Avrupa'da kutsal kültür adına ne varsa, hepsi Asya'dan alınmadır. Avrupa, Avrupa'daki Müslümanları dışlamakla, İslam dünyasından önce Batı dünyasına zarar verir. Müslümanlar Avrupalı olmasalar da Avrupa'da yaşıyorlar, İspanya'da zengin bir tarihe sahipler.

*

Dünyanın Avrupalılaşması çoktan bitti. Asyalılaşma başlayalı çok oldu.

*

İnsanlığın geleceği İslam dünyasının geleceğine bağlıdır.

*

İnsanlık dünyaya Batı'dan değil Doğu'dan bakacak.

*

Kutsal kültür iki dünyayı birden kucaklar.

*

İslam'a düşman olan hayata düşman olur.

*

İslam kutsal kültürün ana kaynağıdır.
#fransa
#islam düşmanlığı
#islam dünyası
9 yıl önce
Seküler Fransa’nın İslam düşmanlığı
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü