|
Üç kitap üç peygamber

Doğusu ve Batısıyla, dünyanın birbirini tamamlayan bir bütün olduğu gibi, hayat da fizik ve metafizik boyutlarıyla, birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Yaşanabilir bir dünya, inanılabilir bir din, sürdürülebilir bir ekonomi için, Doğu’dan Batı’ya, Batı’dan Doğu’ya, bütüncül bir vizyonla bakmak gerekir. Doğu hayatın metafizik alanının, Batı ise, hayatın fizik alanının vatanıdır. Fizik alan görünen dünyayı, metafizik alan görünmeyen dünyayı ele alır.

*

Fizik dünya sınırlı bir alanda yoğunlaşırken, metafizik dünya sınırsız bir alanda yoğunlaşır. Bu bağlamda, metafizik alan, fizik alanı da kuşatan, çok geniş bir alana ışık tutar, iki dünyayı birlikte aydınlatır. Fizik alanda bilimin yöntemleri, metafizik alanda dinin yöntemleri geçerlidir. İki alan birbirini dışlamaz, birbiriyle çatışmaz, birbirinin iki ayrı yüzüdür. Ancak iki alan arasındaki işlev kaymaları, alaniçi ve alandışı yorum farklılıkları, hala büyük çatışmalara yol açmaya devam ediyor.

*

Dinin ana ve değişmez kaynakları, kutsal kitaplar ve başta kitap verilen peygamberler olmak üzere, bütün peygamberlerdir. Dünyadaki varlıkları on bin yılı bulmayan insanlar, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, aynı anne ve babanın çocuklarıdır. Bütün insanlığın, dinsel ve bilimsel birikimi, kutsal kitapların taşıdıkları bilgilere yeni açılımlar, yeni boyutlar kazandırılmasıdır. Aslında bilgi Bir’dir. Bilgiyi dillerinde bilgeliğe dönüştüren bilgeler çoktur.

*

Metafizik alanın odak noktasında üç kitap ve üç peygamber vardır. Felsefenin vatanı Atina, hukukun vatanı Roma, dinin vatanı Kudüs’te, kim ne tartışmışsa, kendi ana diliyle, üç kitap ve üç peygamberin getirdiği bilgiyi tartışmıştır. İnsanlık tarihi boyunca, ne yapılmışsa, üç kitap ve üç peygamberi doğrulamak ya da yanlışlamak için yapılmıştır. Habil ve Kabil ile başlayan doğrulama ve yanlışlama çatışması, bugün de hızını yitirmeden sürüyor. Doğrulayanlara karşı yanlışlayanlar her zaman olacaktır.

*

Dünyanın her ülkesinde, insanlar bilmedikleri ve tanımadıkları insanlara daha katı, daha acımasız davranırlar. Bunun için, üç kitap ve üç peygamberi izleyenler, kendi kitaplarından başka kitap, kendi peygamberlerinden başka peygamber tanımak istemiyorlar. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler, üç kitabın, üç peygamberin ortak vatanı Kudüs’te de, birbirlerini tanıma zahmetine katlanmadan, birlikte yaşıyorlar. Oysa kare dünyada her şehir bir Kudüs’tür. Paris’te olduğu gibi, bir derginin saygısızlığı, bütün dünyayı ateşe vermeye yeter.

*

Hristiyanların kusurları Peygamber İsa’ya, Yahudilerin kusurları Peygamber Musa’ya yüklenemeyeceği gibi, Müslümanların kusurları da Peygamber Muhammet’e yüklenemez. Batı dünyası, Yahudilerin peygamberine tanıdığı dokunulmazlığı, Müslümanların peygamberine de tanımak zorundadır. Peygamberlerin ışığını kimse söndüremez.

*

İnsanlık tarihi boyunca ne yapılmışsa, üç kitap ve üç peygamberi doğrulamak ya da yanlışlamak için yapılmıştır.

*

Kutsal kitapların bilgilerini doğrulama ya da yanlışma çatışması Kıyamet’e kadar devam edecektir.

Avrupa için İslam hem bir algı hem bir olgudur.

*

Endülüs olmasaydı Avrupa olmazdı.

*

Elhamra en büyük tanıktır.

*

İspanya Avrupa’nın geleceğidir.

*

Kudüs’ün güneşi batmaz.

#Doğu
#Habil
#Kabil
9 yıl önce
Üç kitap üç peygamber
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’