|
G7: Rusya’nın kalktığı yere Çin oturabilir mi?
İçeri kapanmayalım.. Hatta ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın, “uluslararası hukukun izin verdiği her yere uçacak ve yelken açacak ve yöneteceğiz” gibi, İkinci Dünya Savaşı radyo demeçleri türünden açıklamalarını görerek, akıl gözümüzü bütün dünyanın üstün(d)e kuralım… ('US will play 'pivotal' role in Asia', 01/06, BBC.)

Bu sözler ABD-Çin çekişmesinin Asya'daki ana strateji üssü Güney Çin Denizi'ni ortalayarak söylendi ama sadece bir hafta sonra, Çin Merkezi Ordu Komisyonu Generali Fan Changlong-ki bu unvandan anlamamız gereken, askerî hiyerarşide Devlet Başkanı'nın hemen altında olduğudur-Amerikan topraklarına bir haftalık ziyaret için ayak bastı. ('Chinese Military Official Visits US', 08/06, VOA.)

Eş zamanlı başka olaylar da var. Türkiye Pazar günü sandık başına giderken, Almanya'da G-7 zirvesi gerçekleştiriliyordu ve onlar daha geniş bir haritada denge kurmaya çalışıyorlardı.. G7 Asya'daki gerilimle ilgili kaygılarını açıkladı ama Çin'e dair ne bir gönderme yaptı ne de yaptırım gibi iyice yüksek beklentileri karşıladı.

Zirveye ABD Başkanı Obama da katıldı ve bu konuda-yaklaşık iki ay önce zikrettiği-görüşleri belliydi; “Çin'in barışçıl yükselişinden korkmuyoruz ama uluslararası kurallara sadık kalmadığı ve gücünü diğer ülkeleri itaat konumuna itmek için kullandığı noktaları takip ederiz. Bu bizim denizlerle ilgili kaygılarımızdır. Sırf Filipinler ve Vietnam Çin kadar büyük değil diye kenara itilebilecekleri anlamına gelemez”.

Ve hemen altına, ABD-Çin Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantısının Haziran ayı sonunda Washington'da gerçekleşeceğini, ABD'nin ekonomik sıkıntılarının kurutulmasına ilişkin bir seri dosyanın açılacağı bir gündeme sahip olduğunu söyleyelim. Tüm bunların üzerine Çin lideri Şi Jinping'in Obama'nın daveti üzerine Eylül ayında ABD'yi ziyaret edeceği bilgisini de iyice lezzetli bir sos olarak dökelim…

Washington Asya'da, Güney Çin Denizi'nde, bölgedeki çok sayıda ülkeyi etkisi altına almaya çalışıyor. Ancak hiçbiri iki dev arasında kalmak istemiyor. Yetmezmiş gibi bu ülkeler yine Güney Çin Denizi ve adalarında hak iddia ediyor. Yani karışık bir iş.

Avrupa ise bu konuyu fazla umursamıyor. ABD'yi yalnız bırakıyor, üstüne de gidip Çin'in Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın kurucu üyeleri oluyorlar. Sebebi 'duygusal'; Avrupa da, Çin'i kendilerini kurtarabilecek ekonomik güç olarak görüyor.

ABD'nin Çin'e ilişkin ancak böyle ardı sıra dizildiğinde hissedilen yukarıdaki diplomatik iniş-çıkışlarının bir anlamı var!..

RUSYA OUT!..

Yukarıda bahsettiğimiz ve dünyanın ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerini bir araya getiren G7 (Malum, aslı G8'dir ve Moskova'nın üyeliği askıda olduğundan 7 olarak devam ediyor.) zirvesinin ana konularından biri Rusya ve Ukrayna'ydı. Kırım vakasının ardından Rusya ikinci kez bu toplantıya alınmıyor. Dahası, zirveye katılan ülkelerin Rusya'ya yönelik yaptırımları devam edecek. 'Gerekirse yenileri eklenecek ve ağırlaştırılacak' kararı da var.

Bu konuda da ABD Başkanı'nın söylediklerini duymak gerekiyor: “Bu Sayın Putin için sorun olacak. Karar vermesi gerek; ülkesinin ekonomisini çökertmeyi sürdürüp, Sovyet imparatorluğu yaratma inatçılığını sürdürecek ve Rusya'nın yalnızlığını devam ettirecek mi, yoksa Rusya'nın büyüklüğünün diğer ülkelerin bütünlüğü ve bağımsızlığını ihlal etmeye bağlı olmadığını görecek mi?”

ABD'nin, Rusya sınırına politik ve ekonomik siper kazma konusunda gönülsüz kimi kritik Avrupa ülkelerini (Almanya, Fransa) ikna etmede zorlandığı biliniyor. Ancak İtalya da dahil ikna edildiler ve bu G7 zirvesinin Washington hanesine yazıldığını söyleyebiliriz. G7 bu zirveyle Rusya'ya karşı bir “duruşu” olduğunu gösterdi. Öyle ki, Temmuz ayında bir Avrupa Birliği Zirvesi var ve daha gerçekleşmemiş bu toplantının yaptırımları uzatacağı şimdiden açıklandı.

Hasılı, Rusya'nın G7'deki koltuğu boş duruyor ve anlamlı bir süre daha Putin o yuvarlak masaya oturamayacak.. Ve Amerika Rusya'yı kuşatmaya devam ederken, Çin'i arka kapılardan içeri almayı sürdürecek.

ÇİN İN!..

Zorlarsak, Çin-ABD ilişkilerinin Rusya'ya dönük cephesi de bu türden potansiyellere sahip mi diye merak gerekir. Ancak G7 kapılarının Rusya yerine Çin'e sonuna kadar açılacağını söylemek şu an için iddialı olsa da, en azından gayr-ı resmi formatın bu koltuğu Pekin'e gösterdiği anlaşılıyor. Yani “Çin'li G8” büyük laf ama Jinping'in gölgesi oraya kadar uzuyor…

Çin bir gün o masaya oturacak ise sebebi, ağırlığı ile dünyaya iyice abanmaya başlayan Asya karşısında G7'nin etkisizleşmeye başlamasıdır. Batı'nın bu tür durumlarda ve hele akçeli işlerde en sevdiği iş, düşmanını/rakibi kapsamaktır.

Peki Çin bu işe ne der?.. Pekin-Kremlin ilişkileri elbette ileri seviyede.. Ancak Çin çok uzun zamandır dış politikasını neredeyse tek madde üzerinde yükseltiyor; “çıkarımız ne”? Bunu Rusya'yı “satmak” anlamında yazmıyorum. Onlar Çin-Rusya ilişkilerini Batı'ya karşı görmekten çok kendi menfaatlerini iyileştirmek amacındalar.

Diğer gerçek de şu; Çin ve Batı arasında küresel dertler var ama ondan fazla işbirliği var. G7'deki boş koltuğa Çin oturur mu bilinmez. Ancak G20'deki en yüksek koltuğa oturmak üzere ve ikisi bağlantılı…

twitter.com/nedretersanel
#g7 ğlkeleri
#Avrupa Birliği Zirvesi
#rusya
#çin
9 yıl önce
G7: Rusya’nın kalktığı yere Çin oturabilir mi?
Bağlılığın ya da kopuşun simgesi olarak isimler...
Eskişehir’de göz göre göre gelen katliam
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?