|
Doğal özürlü özür
Doğan Medya’nın CNN’indeki programcılardan Mirgün Cabas’ın “Bu eylem nasıl biterse bitsin çıkarılacak tek ders var: Çocukları vurmayın, annelerini yuhalatmayın” şeklindeki (nedenini aşağıda açıklayacağım) doğal özürlü mesajı, ilgili kurum yetkilisinin “CNN Türk programcısı Mirgün Cabas’ın şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın teröristler tarafından rehin alınması olayı ile ilgili olarak atmış olduğu tweet, yayın ilkelerine aykırı görülmüştür. Aynı ilkeler çerçevesinde hatasını derhal düzeltmesi gerekmektedir” şeklindeki tatlı-sert azarından sonra, özürlülük formu değişmeyen şu yeni mesajı beraberinde getirdi:

“Dünkü tweetimle üzdüklerimden, başta şehit savcı Kiraz’ın yakınları olmak üzere içtenlikle özür dilerim. Hiçbir davanın terörü mazur göstermeyeceğini hayatım boyunca savundum. Hem kendimi hem de çalıştığım kanalı ve grubu hedef alan bir linç kampanyasına izin verdiğim için de kendime kızgınım. İki gün izin yapıyorum. Pazartesi günü her şey yine ekranda olacak.”
İki mesajı, hem bir zihniyetin göstergesi olmaları nedeniyle unutulmamaları hem de özür formları itibariyle benzeşmeleri bakımından aynen alıntıladım.

Zihniyetten kastım şudur: Cabas, Charlie Hebdo olayında ya da bir IŞİD teröründe aynı içerikte bir mesajı yazmış olsaydı, kraldan fazla kralcı meslektaşları, baskı makinesine gazetelerinden önce onun kellesini koyarlardı.

Demek ki, Cabas’ın temsil ettiği zihniyet, kendi ülkesine, halkına karşı lakayt olan ama yerli teröristlere ve ülke düşmanlarına saygı ve muhabbet içerebilen müstemlekeci bir zihniyettir.

Mesajlardaki özürlülüğe gelince:

İlk mesajında Cabas, ancak ilgili terör örgütünün basın sözcüsünce kullanılabilecek bir retoriğe başvuruyor.

Diyor ki,

-Bu bir terör saldırısı değildir ama velev ki kanlı da bitecek olsa bu size dersinizi verecek bir eylemdir.

-Bu eylem daha önce vurulmuş bir çocuğun adına yapılmıştır. O çocuğu vurduğunuz gibi bu çocukları da vurursanız, bize ‘katil devlet’ deme hakkını vermiş olursunuz.

-O halde bu çocukları vurmayın, annelerini yuhalatmayın ki, eylemden ders almış olduğunuzu görelim.

Bunlardan bakınca Cabas’ın CNN programcısı olmaktan çok, teröristlerin sözcülüğünü üstlenmiş biri olma ihtimali gerçekten ağırlık kazanıyor ama neyse ki, o yeni mesajında “iki gün” kafayı dinlendirdikten sonra yine CNN Türk ekranında olacağını söyleyerek, bizi nezaketle aydınlatıyor.

Elbette söz konusu mesajında başka nezaketleri de var.

Örneğin, mesajının yanlış olduğunu söyleyemeyerek başta kendisine nezaket gösterip, onun “başkalarını üzmüş doğru bir mesaj” olma ihtimaliyle üzmüşlüğünden dolayı özür diliyor.
Sonra yine özel nezaketi baskın çıkıp kendisini, çalıştığı kurumu hedef aldığını sandığı linç kampanyasına izin verdiği için kendine “Nelere sebep oldun be koçum” tonunda kızgınlık teessüflerini iletiyor.

Sonra, sıcak poğaçasından bir lokmacık koparıp, sabah kahvesinden bir yudum höpürdeten adam rahatlığıyla “Bu kez kızgınlığıma neden olmayacak şekilde kendime iki gün izin verdim, hem benim bana kızdığıma aldanmayın, geleceğim ha haberiniz olsun, hadi eyvallah” diyerek nezaketle yoluna koyuluyor.

“Hani linç kampanyasına maruz kalmıştı, bu nasıl linçtir ki ona yerini sağlamlaştırmış, cesaretiyle ünlenmiş bir programcı edası yüklemiş” diye düşünmenize gerek yok. Böyle şeylerin söylenmesi âdettendir, tıpkı patronunun “hafiften bir özür dile, hiçbir şey olmamış keyfiyle işine devam et” diyebilmesi gibi.

Ancak sizler Cabas’ı, bunca özürlü nezaketine rağmen ironi yapmakla suçluyor ve hatta onu Karanlığın Kahkahası’ından fırlamış eli oraklı bir tip gibi görüyor olabilirsiniz.
Bense aksine Cabas’ı kendi gerçeğine, asli zihniyetine göre davranan biri olarak görüyorum.

Çünkü o, vatan diye bir derdi, daha iyi şartlarda yaşamasını ideal olarak benimsediği bir halkı olmayan; Berlin, Paris, Londra ya da Washington vizeli olmakla alnına tabanca dayanma ihtimali de bulunmayan birinin rahatlığıyla konuşuyor.

O halde ondan beklenmeyecek ilk şey, şimdilik yaşadığı ülkeye ve halkına karşı sorumlu olduğunu düşünmesidir.

Dolayısıyla bugün bir teröristin, yarın bir hainin, sonraki gün bir eşkıyanın durumunu olumlamasında onun için bir sakınca olmayabilir.

Bu Cabas’ın ve onun gibilerin gerçeğidir; söz konusu özürlü mesajları da yine kendince doğaldır ve o istese de bu gerçeğin, doğallığın aksine davranamaz.

Çünkü iyilik, vatan sevgisi, millet aşkı, teröre düşmanlık ancak bunlara layık olanların yüreğinde yer eder.

Ve malum medyadan adı hayırla hatırlanan tek bir kişi çıkmamıştır, bundan sonra da kolay kolay çıkmaz.

twitter.com/OmerLekesiz
#savcı kiraz
#Mirgün Cabas
#adliye basıkını
il y a 9 ans
Doğal özürlü özür
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’