Modern algıda ise muhalefet, iktidarların kararlarını ve uygulamalarını toplumsal fayda esasına göre yeterli ya da doğru bulmayan parti ya da grupların, ilgili konularda kendi tezlerini oluşturma, anlatma ve bu sayede taraftar (seçmen) kazanma eylemidir.
Bu tabloda öncelikli olarak yer alan şey ise iktidar partisine ölümüne düşmanlık etme, Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a hakareti meşrulaştırabilmek için küfre, terbiyesizliğe, ahlaksızlığa yaslanma, iç savaş senaryoları yazma, mevcut yöneticileri darağacında hayal etme sapkınlığını normal bir fiilmiş gibi beyan etme durumudur.
Öte yandan bu muhalefetin destekçisi, taraftarı, yürütücüsü sıfatıyla birileri söz konusu tablo üzerinden sosyoloji yapmaya, kimi Haşhaşi yarım molla da İslam Hukuku’ndan kendilerini haklı çıkaracak deliller üretmeye çalışıyorlar.
Çünkü “İslam Hukuku’nda muhalefet” cümlesini kurmadan önce yukarıda mevcut tablosunu verdiğim durumun ve ona ilişkin diğer fiillerin “muhalefet” kapsamında ele alınıp alınmayacağının bir hükme bağlanması gerekir.
Bu manada örneğin: “Erdoğan ve şerikleri yargılanırken neler hissedeceksiniz? Gazetelerde, televizyonlarda boy boy Erdoğan ve onun yanında suça bulaşmış ‘dönemin’ iktidar sahiplerinin yargılanma haberleri yer alırken, öbür tarafta daha hayatî bir gündemimiz olacak. Benim gözümde canlanan manzara şöyle: Enkazın altından kundakçıyı çıkartıp yara bere içinde adalete teslim ederken, bizim gözümüz perişan haldeki enkazın yürek parçalayan görüntüsünde olacak. Koskoca devletin enkazı bu!” cümlelerini muhalif olmak bakımından sarfeden birinin ‘insanî planda’ hükmü nedir” sorusunun sorulması ve bir hükme bağlanması elzemdir.