|
Roland’ın çocukları ve yerli hayranları

Paris’te herhangi bir okula girin ve karşılaştığınız ilk öğrenciye ‘Roland Destanı’nı sorun.

Siz vereceği cevap bellidir: Roland Destanı (Chanson de Roland), papaz Turoldus tarafından yazıldığı sanılan bir Fransız destanıdır. Kahramanlığı simgeleyen Bretagne Kontu Roland ile bilgeliği simgeleyen arkadaşı Olivier’in bir grup vatanseverle beraber Müslüman Araplara karşı verdikleri mücadeleyi anlatan bir destandır.

Roland’ın çocukları olmaları bakımından Charli Hebdo’da yuvalanan küstahlar da bunu iyi bilirler.

Sadece biz bilmeyiz bunu ve Roland’ın içimizdeki nifakçı tohumları da bilmezler.

Çünkü biz tarih bilgisi adına hepi topu 90 yıllık (üstelik yarısı da yalan) bir resmi tarihle sınırlandırılmışız, Roland’ın yerli hayranları ise her koşulda Batı’ya kulluğu çağdaşlaşmak sanmışlardır.

Nitekim Roland Destanı’nı Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi’nden Türkçeleştiren yayınevinin internet sitesindeki takdimi de aynen şöyledir: ‘Roland Destanı ya da Türküsü, Frank İmparatoru Büyük Karl (Şarlman) bağımlısı Atlı Beylerin yiğitliklerini anlatan ve şimdiki Fransızların Ghanson de Geste, ‘Yiğitlik Türküsü’ dediği, tıpkı İlyada’nın kökeninde olduğu üzere Bey konaklarında saz eşliğinde ‘teganni’ edilmek için ozanların ürettiği destanların en tanınmış ve en güzel örneğidir.’

Konuyla ilgili doğru bilgiye gelince...

Mehmet Özdemir’in İSAM Yayınları arasından çıkan (İst., 2014) ‘Endülüs’ adlı kitabından naklediyorum:

‘(Endülüs Emiri) I. Abdurrahman’ın (ö. 788) hükumdarlık döneminin sonlarına doğru Barselona ve Sarakusta’nın Yemen kökenli valileri, emiri devirmek için harekete geçtiler. Bu maksatla (770’li yıllarda) Endülüs’ün kuzeyindeki bazı toprakları vermeyi taahhüt ederek Franklar’dan yardım istediler. Frank Kralı Büyük Karl (Carlomango / Şarlman), Franklarla birlikte Lombardlar, Germenler, Britanyalılar ve Okitanyalıları’ın da katıldığı büyük bir ordunun başında Pireneler’i aşarak Sarakusta önlerine ulaştı. Bu arada papadan da gerekli destek alınmıştı. Ne var ki Sarakusta’dan sonraki asıl hedefinin Kurtuba olduğu söylenen bu kalabalık Frank ordusu, amacına ulaşamadan geri dönmek zorunda kalmış, hatta Pireneler üzerindeki Roncesvalles denilen mevkide Basklılar’la Müslümanların birlikte gerçekleştirdikleri ani bir hücum neticesinde artçı kuvvetlerinin tamamına yakını yok olmuştu. Bu saldırıda ölenler arasında daha sonra klasik Fransız edebiyatının en önemli yaptıtlarından biri kabul edilen Roland Destanı’nın (Chanson de Roland) kaleme aldığı Bretagne Kontu Roland da bulunmaktaydı. Sonuç itibariyle Roncavalles’de Müslümanlar Basklılar’la birlikte Franklar’a, bir anlamda Belâtüşşühedâ’ya karşılık olmaka üzere, ağır zayiat verdirmiştir. Ayrıca Franklar’ın, o gün için bir bütün olarak Endülüs’ü istila düşüncesinden vazgeçtikleri de söylenebilir. Ancak bu söylenenlerden, onların Endülüs’le alakalarını tamamen kestikleri sonucuna ulaşılamaz. Zira Franklar kısa bir süre sonra Barselona’yı işgal edecektir. Keza ileride Hıristiyan İspanyol kurallıklarınca Endülüs üzerine düzenlenecek ve XII. Yüzyıldan itibaren Haçlı savaşı hüviyeti kazanacak olan pek çok askeri seferde Frank askerler de yer alacaktır.’

Bu bilgilerden erişilebilecek ilk sonuç şudur ki: Roland’ın Charli Hebdo’da yuvalanan küstah çocukları ‘Müslümanlara küfrederken ve muhatap oldukları teröre karşı ‘Je suis Charlie’ (Hepimiz Çarliyiz) derken zihinlerine bir mühür gibi kazınmış tarihi düşmanlığı dışa vurmaktadırlar.

Bu nakarata karşı sessiz bir kabul içinde olan bizler ve onu takliden söyleyen Roland’ın yerli hayranları ise 2015 yılında vuku bulmuş ‘özel bir olay’ üzerinden hareket etmekteyiz.

Diğer bir yanlışımız ise Batılıların İslam düşmanlığını Osmanlı korkusundan ibaret saymamız ve onların (bitmeyen ve bitmesi de mümkün görülmeyen) düşmanlıklarına karşı ‘Osmanlıyı yıktınız, artık o yok, o halde bizden hâlâ ne istiyorsunuz’ gibi bir saflığa teslim olmamızdır.

Batılıların İslam düşmanlığı 711’de Endülüs’ün Müslüman Araplar ve Berberiler tarafından fethedilmesiyle başlayıp, 14. Yüzyıl'da Osmanlı’nın güçlenmesiyle katmerlenmiş bir düşmanlıktır.

Son doksan yılda Osmanlı tarihinden soğutulmuş olan bizler, Müslümanlarca yedi yılda fethedilip, sekiz yüzyılda kaybedilen (Geniş bilgi için bkz.: Eduardo Galeno, Latin Amerika’nın Kesik Damarları) Endülüs’ün tarihinden zaten habersiz kılındığımız için Charlie Hebdo’nun faaliyetlerinde 850’li yıllardaki ‘Kurtuba Fedai Hareketi’ni neredeyse aynıyla esas aldığını da bilmeyerek konuyu üç beş küstah karikatüristin küfretme özgürlüğüne indirgeyi veriyoruz.

Oysa ki, Batılılardaki İslam düşmanlığının tarihi 1300 yıllıktır ve modern zamanlarda bunun geçerliliğinin kalmadığına inanmak da silme saflıktır; Charlie Hebdo vari küstah yapılanmaları özgürlük terimi içinde basite indirgemek ise külliyen aptallıktır.

İslam düşmanı Batılılarla, Roland’ın yerli hayranlarının Müslüman topraklarını (Rabbimiz muhafaza buyursun) bir Belâtüşşühedâ’ya dönüştürmemelerini istiyorsak, hem tarihi hem de bugünü doğru okumaya ‘mahkumuz’.

twitter.com/OmerLekesiz
#Paris
#Roland Destanı
#Charli Hebdo
9 yıl önce
Roland’ın çocukları ve yerli hayranları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset