|
Cevşenle direnmek!

Bugüne dek pek çok yazar, kanaat önderi, paralel yapı ile o yapının alt katmanlarındaki kitleyi hep birbirinden ayrı tutmaya çalıştı. Bu doğru bir yaklaşımdı, zira, suç işlemekle, o suçlularla aynı dini gruba mensup olmak ya da onları desteklemek hukuk nazarında aynı olamazdı. Hala öyle...

Ancak, cemaatin kalabalıkları; Ali Bulaç’ın deyimiyle sosyolojisi, her sokağa indiğinde, hem gerekçeleri, hem de ortak davranış biçimleriyle izleyenleri meraka ve şaşkınlığa sevkediyor. Hükümeti düşürmeye kalkıştıkları, yasadışı dinlemeler ve şantaj-montaj işleriyle uğraştıkları suçlamasıyla içeri atılan polis şeflerine gösterdikleri derin rikkatleriyle, Tahşiyecilere kumpas kurma iddiasıyla gözaltına alınanlara destek atışlarıyla ve son olarak TMSF’nin Bank Asya’ya el koymasının ardından ellerindeki Kur’an ve cevşenle bankalarının önüne dökülmeleriyle... Aynı grubun Halkbank’a düzenlenen ve sadece milli serveti değil, Türkiye’nin uluslararası itibarını da hedef alan polis operasyonunda ellerine geçirdikleri cevşenlerle sokaklara fırladığını görmemiştik oysa...

Bu manzaraya o klasik açıklama getirilebilir; dini ya da seküler cemaatlerin; çağımızın güvenlik ihtiyacındaki yalnız bireyinin sığındığı birer mutluluk barınakları olduğundan, bir grup terapisi işlevi gördüklerinden sözedilebilir. Post-modern dönemdeki yeni tür kabilecilikten de bahsedilebilir elbette. Bu tezler durumu kısmen açıklar.

Ama yine de hiçbir açıklama, ahiret-dünya dengesini kurma amacındaki inanmış bir Müslüman için irabda mahalli olmaması gereken bir konuda, bir banka önünde cevşen okumak şeklinde tezahür eden grotesk manzarayı rasyonelleştiremiyor.

Fethullah Gülen’in bağlıları, artık geleneksel cemaatçiler değiller, “ne olursa olsun ortaya çıkmamak” olarak bildiğimiz geleneklerini korumuyorlar; çünkü davalarını -bir bankadan bir dava çıkarılabilirse elbette- meşrulaştırma ihtiyacı duyuyorlar. Bu meşrulaştırımı da ellerinde cevşenle kendilerini ve eylemlerini dini çerçeve içine alarak yapıyorlar. Erdoğan’ın, kaynağını rasyonel temellere dayalı halkoyundan alan meşruiyetine karşı, dini gösterenlerden meşruiyet devşirmeye çalışıyorlar. Çünkü, bu ülkede seçimin meşruiyetiyle yarışabilecek tek kaynağın dini temelli meşruiyet olduğuna eminler. Modern kıstaslara göre irrasyonel sayılandan medet umuyorlar, çünkü rasyonel ve nesnel meşruiyet kaynağının Erdoğan ve hükümette olduğunu biliyorlar. Bunu söylerken yeryüzünün büyüklü küçüklü rasyonaliteler toplamından ibaret bir yer olduğunu söylemek istemiyorum, sözgelimi ahirete iman etmek, pozitivist ilkelerle kanıtlanabilir, nesnelleştirilebilir bir inanç sayılmaz.

Kastettiğim; dini jargon ya da görüntünün, hükümet düşürmek gibi, espiyonaj faaliyetlerine girişmek gibi, memleketin yönetici elitine demokrasi akılları vermek gibi son derece dünyevi dertleri olanların pozisyonlarını meşrulaştırmaya muktedir olamayacağı gerçeği. Böyle yapıldığında ortaya gülünsün mü ağlansın mı bilinemeyecek derecede traji-komik ve grotesk manzaralar çıkar. Banka önünde Kur’an okumak gibi. Kaldı ki, meşru olan, meşrulaştırılmaya ihtiyaç duymaz.

İkinci olarak; cemaatler ister seküler ister dini olsun; normal şartlarda kendilerinden olmayanların, onlar hakkında ne düşündüğüyle ilgili değildir. Hatta onu bırakın; sözkonusu kardeşlik, kendi seçimlerinin mutlak doğru olduğuna ötekilerin ise ya nasipsiz ya da düpedüz aptal olduğuna inanmakla mümkün olur. Dolayısıyla güçlüyken, o gruba dahil olmayanların sorduğu “siz Müslümanları katleden İsrail’le bir araya nasıl gelebilirsiniz?” şeklindeki soruları umursamazlar; soranı küçümserler, onların davası kutludur; hatta açıklama yüce gönüllülüğü bile esirgenir.

Oysa güçten düştüğünde, ortak eylemleri kriminalin alanına girdiğinde, toplumun geri kalanı tarafından dışlanmaya başladığında; elinde sadece bir zamanlar ötekilere anlatmaya bile ihtiyaç duymadıkları dinini ve dindarlığını göstermek seçeneği kalır. “Bakın biz de dindarız” gösterileri alır sırayı, seküler direnme yöntemleriyle birlikte elbette.

Ali Bulaç’ın “sosyolojiyi yenemezsiniz” diye yorumladığı, banka önündeki cevşen görüntülerinin açıklaması biraz da budur. Ve kendini meşrulaştırma ihtiyacı da, ancak yenilenlerde görülür.

#Ali Bulaç
#Bank Asya
#TMSF
٪d سنوات قبل
Cevşenle direnmek!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak