|
“Demokrasiye Darbe” demişken...

14 Aralık’taki operasyondan sonra, geçtiğimiz günlerde “Demokrasiye Darbe” başlıklı bir imza kampanyası düzenlendi, biliyorsunuz. Sekiz gazetede yayınlanan, 90 aydının imza attığı deklarasyonda “Son bir kaç yılda pek çok yasa değiştirilerek, hukuk sistemi evrensel hukuk normlarından uzaklaştırılmış ve temel kişi hak ve özgürlükleri aleyhine bir baskı aracına dönüştürülmüştür... İktidar tarafından yeniden kurgulanan ceza yasaları ve yargı organları devreye sokularak eleştirel medya tamamen susturulmak istenmekte, gazetecilik bir meslek olarak bitirilmeye çalışılmaktadır... Aşağıda isimleri zikredilen biz imzacılar, kamuoyunu Türkiye’de demokrasiden sapma yönündeki kaygı verici bir sürece dikkat kesilmeye çağırıyor, AKP hükümetini bu girdiği tehlikeli yoldan dönmeye davet ediyoruz...” gibi ifadeler yer alıyor. Bildiride ayrıca, Tahşiyecilerin şikayetiyle cemaatin kurumlarına ve bazı polislere düzenlenen operasyon basın özgürlüğüne vurulan bir darbe olarak anılıyor.

İmzacılar muhtelif; yanılgı ortak. Aralarında yanıldığını bilerek yanılanlar; yanıldığını bilmeden yanılanlar vardır, olabilir.

Herkesin aklileştirme mekanizması da, imza hakkı da kendine...

Ama sanırım, bir fikir olarak bu bildiri hakkında iki kelam etmek gerekiyor. Zira insan, en azından “hukuk sistemi evrensel normlardan uzaklaştırıldı” demeyin bir zahmet, diye düşünüyor metni okuyunca. Daha dün, kulağımıza eğilerek F Tipi Gladyo’dan bahsederken; Ergenekon davaları sırasında cemaatin emniyet-yargı örgütlenmesini bir heyuladan söz eder gibi anlatıp ahtapot benzetmeleri yaparken; bugün, “Bir topluluğa olan kininiz sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmesin” lafını etmeyin, diye düşünüyor, mümkünse.

Bütün bu olanlara bakarak, ortada şahsi bir hesap varmış gibi, olan biten sadece Erdoğan’la Fethullah Gülen arasında geçen ve sadece kişisel sonuçları olan bir mücadeleymiş gibi yapmanın diğer adı çarpıtmaktır çünkü.

Söz konusu yapının, hedef ve yöntemleri seçilmiş hükümetinkinden çok farklı bir Dış Politika stratejisi, bir Güneydoğu politikası, kendine göre bir hukuk algısı; hatta -soru çalmak mübah sayıldığına göre- senin benim gibi insanlardan farklı bir ahlak anlayışı; devlet memuru olup devletten maaş alan ama emri amirinden değil abisinden alan bir memur tiplemesi olduğu gün gibi ortadayken; hükümetin hukuku bir baskı aracına dönüştürdüğünü iddia etmenin de, iyi niyetle açıklanır tarafını bulmak mümkün olmuyor.

Hem, “14 Aralık operasyonu siyasi”, ne demek? 17-25 Aralık operasyonları yapılırken, “Bu, kamuoyunu manipüle ederek hükümet düşürme denemesidir, siyasi bir amacı matuftur” dendi mi ki, Tahşiyeciler’in şikayetiyle yapılan 14 Aralık operasyonuna “siyasidir” argümanıyla karşı çıkılabiliyor. Sanırım, “kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin” tavsiyesine, en çok “adalet” sözcüğünü bir sopa gibi kullananların ihtiyacı bulunuyor.

O Erdoğan ki, seçimlerden birkaç ay önce, birkaç bakanı ve hatta oğlu üzerinden yolsuzlukla suçlandı; bu suçlamalar ve onlardan kaynaklanan hakaretler havada uçuşurken yaptığı her seçim konuşmasında da, kasetle, şantajla, montajla hükümet düşürmeye çalışan bu yapıya gerekli cevabı vereceğini söyledi. Sonuç ortada. Hem yerel seçim sonuçları, hem de Cumhurbaşkanlığı sonuçları.

Yani ki, Erdoğan, devletin içine sızmış ve sadece seçilmişlerin değil, El Kaide suçlamaları, Dış İşleri’ndeki gizli toplantının Youtube’a yüklenmesi, MİT şikayetleri gibi atraksiyonlarla aslında Türkiye’nin itibarına kasteden ve elinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ajandasıyla uyumsuz olduğu ortada bir ajanda bulunan bu yapıyla mücadele etmezse, seçmenin onayı ve hatta belki de talebini karşılamamış olmayacak mı?

Tuhaf değil mi; kendi savcısı, hakimi, polisi, bürokratı, akademisyeni olan; hükümet politikalarıyla çıkar çatışması içine girildiği anda da, bu insanları “ihanet” noktasına kadar sürükleyebilecek denli güçlü olan bu yapının; ne kanunda, ne yasada, ne de herhangi bir hukuk sisteminde yeri olan eylemlerini soruşturması nedeniyle hükümete “hukuk” uyarıları yapabilmek?

Hukuk denen şey; hükümet devirmenin manivelası, çıkar çatışmasına girilen seçilmişlere kelepçe takmanın aracısı; Cemaati eleştiren herkesi hapse tıkmanın haklılaştırıcısı olarak görülüyorsa, o başka tabii...

#14 Aralık
#F Tipi Gladyo
#Ergenekon
#Fethullah Gülen
9 yıl önce
“Demokrasiye Darbe” demişken...
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak