|
Kenan Evren’e borçlu olanlar
Kenan Evren öldü. Düşük katılımlı bir cenaze töreninin ardından da defnedildi. Yaptıkları nedeniyle eleştiriliyor, kınanıyor, telin ediliyor.

Anayasası ise halen yürürlükte, bütün Türkiye'de...

Allah var, bazı solcular O'ndan çok ekmek yediler. 12 Eylül darbesinden ne çok çektiklerine dair yazılar yazdılar, sinema filmleri çektiler, çıkıp çıkıp romantik konuşmalar yaptılar, darbeyi küçük bir çocuğun gözünden anlatan filan romanlar yazdılar, iyi de birikim yaptılar. Kenan Evren'i ve onun yaptığı darbeyi eleştirmek neredeyse bir kazanç kapısı haline geldi; derin iç çekişlerle, uzaklara dalan hülyalı gözlerle, arkadaşlarının başına gelenleri anlatırken duygusallaşan tonlamalarla yıllar, yıllar geçirdiler.

Aynı kişiler, 27 Mayıs için ağıt yakmamıştı ama; 12 Eylül gibi “bir sağdan bir soldan” alıp götürmemişti zira 27 Mayıs. Seçilmiş bir Başbakan ve üç Bakan asılmış, millet iradesi toptan okka altına gönderilmişti. Bunun için 27 Mayıs'a cuntanın kendi yaptığı işe koyduğu isimle “ihtilal” dediler. Hatta “Türkiye'nin en özgürlükçü anayasasına zemin hazırladığı” gerekçesiyle meşrulaştırdılar.

12 Eylül'e, gerçekleştirilen eylemin darbe olmasından dolayı karşı çıkmadılar yani. 80 darbesinden, 1-Solcular da sağcılarla beraber cezalandırıldığı için ve 2-“Yobazların” önü açıldığı için nefret ettiler. Oysa, 80 darbesinde ABD'nin parmağı olsa bile, 80'li yıllardan itibaren küreselleşmenin girilmedik delik bırakmayan güçlü etkisiyle yayılan özgürlük dalgası ve kimlikler çağı –istense de istenmese de- Türkiye'yi etkisi altına alacaktı. Muhafazakarlığın güçlenmesi sadece Türkiye için değil tüm dünya için söz konusuydu. Etnik, dini kimlik talepleri çoktan başlamıştı, Çekoslavakya'nın dağılışı da, Bosna Savaşı da, Türkiye'deki Kürt meselesinin ortaya çıkışı da biraz bununla ilgiliydi. Türkiye ise, hem Kuzey Kore olmak için fazla çokkültürlüydü, hem de kesintilere uğruyor olsa da, sonuçta kör topal bir demokrasi geleneği vardı.

Zamanın ruhu denen olguyu ıskaladıkları için “dincilerin” yükselişine 80 darbesini sebep gösterdiler. Sonuçta, ülkücülerle birlikte solcular da hapis yatmış, bazıları da asılmış olduğu için, 80 darbesini “kaka darbe” ilan ettiler.

Bu yüzden, “12 Eylül'den çok çektik” grubunun 2010'da yapılan ve 80 darbecilerini yargılamanın önünü açan referandumuna hayır oyu vermeleri de, verenleri “ihanetle” suçlamaları da kimseyi şaşırtmadı.

Bu yüzden, bugünlerde birkaç hakim ve savcı yaptıkları hukuksuzlukların bedelini ödeme aşamasına geldi diye paralelle kolkola girip “hukuk değil guguk” diye bağırarak sözümona adalet isteyenlerin; 2000 yılında 12 Eylül darbecilerini yargılamak için soruşturma açan Sacit Kayasu'ya yapılanı görmemesi ve göstermemesi tuhaf değildi.

Bu yüzden, bu ülkenin ivedi ihtiyacı olan anayasayı yapabilmek için, her partiden eşit sayıda üyeyle oluşan Anayasa Komisyonu'na en baştan itibaren karşı çıkmaları, onlar için neredeyse ontolojik bir gereksinimdi…

Bugün, her şeyi ama her şeyi eleştiriyorlar ama Türkiye'nin 33 yıldır darbe anayasasıyla yönetiliyor olmasıyla ilgili tek bir cümle kurmuyor, tek bir kelam etmiyorlar.

Onlar, Kenan Evren sayesinde darbeci değilmiş gibi gözüktüler, Kenan Evren adı üzerinden çok ekmek yediler, çok adilmiş, çok demokratmış pozları verdiler. O'na borçlular… Keşke son görevlerini yerine getirselerdi.
#kenan evren
#yeni anayasa
#12 eylül darbesi
9 yıl önce
Kenan Evren’e borçlu olanlar
Çocukları ‘yollamadan’ önce...
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından