Bizde muhalefet boşboğazlık olarak anlaşılıyor ve kabul ediliyor.
Oysa bizde, mücerret muhalefet denildiğinde her olguya, her eyleme ceffel kalem karşı çıkma diye anlaşılıyor. Böyle anlaşıldığı için de, iktidar partisinin ya da onun hükümetinin icra ettiği her olgu ve her eylem, muhalefet partilerince “istemezük!” nidasıyla karşılanıyor. Bu tutum da onları boşboğazlığa itiyor.
Eleştirel tutumu benimsemiş muhalefet ise: “Şu nedenlerle yeni bir havaalanı açılmasına karşıyım” der ve gerekçesini açıklar. Örneğin der ki, bu havaalanının kapasitesi küçük ölçekte tutulmuş, gelecek yılların projeksiyonu dikkate alındığında kapasite şu ölçekte belirlenmeliydi, der. Veya bu havaalanının yeri uygun değil, orası değil, fakat şurası seçilmeliydi, der ve gerekçesini de açık seçik ifade eder. Veya der ki, yeni bir havaalanına ihtiyaç yoktur, çünkü mevcut alanlar ihtiyacı karşılıyor, hatta boş kapasite kalıyor; bu nedenle yeni bir havaalanı açılması israf olur...
Hükümet diyor ki, yeni bir havaalanına ihtiyaç var. Uluslararası yolculuklarda Frankfurt Havaalanı kullanılıyor; oysa Frankfurt gerek Ortadoğu’ya gerek Uzakdoğu’ya seyahat edecekler için uygun bir mola yeri değil; tüm menzillere uzak düşüyor; oysa İstanbul’a yeni bir havaalanı açıldığında yolcular mola yeri olarak onu tercih edecek, bu da hem uluslararası yolculuklarda, hem dâhili yolculuklarda yolcuların seyahatini ucuzlatacak ve kolaylaştıracak... Muhalefet ise bu gerekçe karşısında sadece “İstemem!” itirazının ötesinde bir gerekçe ileri sürmüyor veya süremiyor.
Yeni havaalanını istemiyor, üçüncü köprüyü istemiyor, İstanbul Kanalını istemiyor, yeni bir anayasa yapılmasını istemiyor, seçim barajının değiştirilmesi konusunda almaşık teklif edemiyor (sadece barajı istemiyorum diye tutturuyor, o kadar; neyse ki AYM bu konuda son noktayı koydu da muhalefeti rahatlattı), belediye hizmetlerinde yeni alt geçit, üst geçit istemiyor; nüfusun çoğalmasını istemiyor; ithalat ve ihracat hacminin artmasını istemiyor, iktisadî büyüklüklerin anlamını bilmediği için bu alanlardaki her artışı ekonominin aleyhinde gelişme sanıyor ve bu yanlış sanıyla iktisadî hayatın kötüye gittiğini vehmediyor ve vehmini doğru kabul ediyor, vs. vs...