|
Muhalefet versus antagonizma
Günübirlik muhalefetten bahsetmiyorum. Belki onu da içine alan bir temel muhalefet kavramını dile getirmek istiyorum. Ve onunla ilişkili bir başka kavram: antagonizma...

Muhalefet (kabulsüzlük, karşı durma, uyuşmazlık, zıt gitmek, zıddiyet, muvafık olmamak) demekse, bu karşı durma aynı düzlemi (platformu) paylaşmak suretiyle gerçekleştirilir. İki ayrı farklı konumda duran birbirine zıt görüş sahipleri birbirine muhalif olmaktan çok, belki birbirini reddeden, birbirini ifna eden bir konumu paylaşmış olur.

Şu misal uygun düşer diye düşünüyorum. Hz. Peygamber, devri cahiliye döneminin geleneğine muhalif miydi? Bir bakışta buna evet dememiz mümkün görünüyor. Evet, O, devri cahiliyenin geleneğini kabul etmiyordu, ona karşı duruyordu, devri cahiliyenin benimsediği âdetlerle onun öngörmek istediği davranış biçimi birbirine aykırı duruyordu. Bunlar böyle...

Fakat Hz. Peygamber, devri cahiliyenin temel düzenini yerinde bırakıp kendi öngördüğü ilkeyle onu onarma niyetinde değildi. Öyle olaydı işi kolaylaşırdı. Nitekim kendisine Mekke kentinin yönetimi teklif edildiğinde bu teklifi tereddütsüz reddetmişti. Öyleyse o, başka bir talebin ardındaydı. Neydi o? O, öngördüğü ilkeyi yepyeni bir temel üzerine yerleştirmek, o ilkenin orada neşvünema bulmasını sağlamak istiyordu. Sanırım Hicret’in birçok farklı algılama alanı arasında bu fikir de ön almalıdır. Bu açıdan bakıldığında Peygamber efendimizin devri cahiliye karşısındaki muhalif tavrını basit bir karşı durmadan ibaret görmemiz mümkün olmuyor. Onun muhalefeti daha köktenci bir temele dayanıyor. İçinde yaşadığı kurulu düzeni (statükoyu) tümden reddetmeye yönelik bir tavır alışı öngörüyor.

Böylece basit bir muhalefet tavrıyla reddedici bir tavır alışı birbirinden ayırmamız gerektiğini anlatmış oluyoruz.

Allah Resulü, devri cahiliye yaşantısı ile basit bir çelişkili durumu yaşamıyordu. Onun tavrı çelişki (paradoks, antinomi)den çok antagonizma (karşıtlık) ile dile getirilebilir. İkisi arasındaki fark şu: karanlığın çelişik kavramı karanlık olmayandır, aydınlığın çelişiği aydınlık olmayandır; oysa karanlığın antagonizmi aydınlıktır ve tersi... Ak’ın çelişik kavramı ak olmayan iken, onun antagonizmi karadır.

Kurulu düzene basit bir muhalefet tavrı, onun bozuk yanlarını onarmaya matuf bir düzenlemeyi içerirken; antagonizma köktenci bir tavır almayı gerektirir.

Bu açıklama bizi kurulu düzen karşısındaki tavrımızı belirlemede yardımcı olmalı. Kurulu düzen karşısında basit bir muhalefet tavrını (onu onarmayı) mı benimsiyoruz, yoksa onu kökten değiştirmeyi, yeni, yepyeni bir düzeni almaşık olarak sunmayı mı hedefliyoruz? Hangisi? Bu tercih, kişinin asal duruşunu ve onun bilincinin köktenci tavrını belirlemede esas olur.
#muhalefet
#cahiliye dönemi
#hazreti peygamber
9 years ago
Muhalefet versus antagonizma
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler