|
Ülkesi rüyalarına girmek
Berber çırağı olan çocuğa söylediklerimi işitince şaka yapıyorum sandılar. Ona ilkin kaç aydır çıraklık yaptığını sordum. Altı aydır çırakmış. İşini sevip sevmediğini sordum. “Seviyorum” dedi. Ustasından, onun parmaklarına, parmak hareketlerine dikkat edip etmediğini öğrenmek istedim. Makineyi, makası nasıl kullandığını can gözüyle izleyip izlemediğini sorduğumda: “Bakıyorum” dedi. Can alıcı sorumu sona bırakmıştım, çırağa: “Peki, rüyanda hiç saç kesiyor musun?” dediğimde, çocuk: “Hayır” cevabını verdi.

O zaman ona, bu işin rüyasını görmesi gerektiğini söyledim. “Bu iş rüyalarına girecek, rüyanda boyuna saç keseceksin, kestiğin saçı beğenmeyecek, bir daha deneyeceksin, bir daha keseceksin.. ta ki, beğeninceye kadar..” Çırağın ustası da beni gülümseyerek dinliyordu. Beni onayladığını göstermek için o da çırağa: “Duydun mu?” diye sordu. Bu kez ben ona: “Sen bu işe başladığında bu işin rüyasını görüyor muydun?” sorusunu yönelttim. “Hayır abi, dedi, rüya müya görmezdim amma merakım vardı!” Ben de ona: “Olmadı işte, dedim, bu işin veya herhangi bir işin virtüözü olacak kişi o işi rüyalarında görür; daha doğrusu görmelidir.”

Elbette şaka yapmıyordum. Bir işi (iş berberlik de olabilir, çalgı çalmak, yazı yazmak da olabilir.. işin her neyse, sen onu düşün) rüyalarında görecek denli o işle hemhal olmamışsan, o işi götüremezsin demiyorum, ama o işi virtüöz olarak icra edemezsin diyorum. Herkesin her işe, ortalama bir insan olarak bir kerteye kadar istidadı vardır. Demek istiyorum ki, bir işi öğrenmek ve onu icra etmek herkes için mümkündür. Ama o işin kendiliğinden virtüözü olan kimse, benliğini ona verir. Kafayı o işe takar. O işin nasıl üstesinden gelebileceğinden başka bir meselesi nerdeyse yoktur. Yaptığı işi beğenmez. Bir daha dener. Her defasında yeni bir iş çıkarır, her çıkardığı iş de, aslına bakarsan eli yüzü düzgün bir iştir. Ama virtüöz onu beğenmez.

Devlet adamının da ülkesi, devleti rüyalarına girer. Girmelidir.

Devlet adamının, mütefekkirin, kahramanın tutkulu olduğunu söyleriz. Buradaki tutku, kişisel ve bencil hırsını tatmin etme hevesiyle ilgili değildir. Öylesi sıradan insanda da olur. Kişisel ve bencil duygunun tam karşısında feragat ve fedakârlık duygusu yer alır. Kişi, kendi rahatı ve konforu için değil, fakat ülkesinin, milletinin istikbali için öne atılır ve kendini feda eder. Şair şiirini, devlet adamı ülkesini rüyalarında görür. Onların hası ve hakikisi rüyalarıyla beslenir, rüyalarıyla besler.
#devlet adamı
#ülke
#yönetim
#siyaset
9 yıl önce
Ülkesi rüyalarına girmek
Arnavutluk ve Arnavutlar-4
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?