|
Benim oyum Demirtaş’a ama bir şartla
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Müslümanlar için Kabe neyse 1 Mayıs'ta işçiler için de Taksim odur demeye getirince haliyle tepkiyle karşılandı.

Bu da gayet doğal…

Müslüman emekçinin de esnafın da tüccarın da patronun da kıblesi birdir ve Kabe'dir.

Taksim'in kıymetini Kabe üzerinden ortaya koymak da en hafif deyimle yakışıksızdır, hatta ayıptır.

Bunu ne şekilde dile getirirseniz getirin bu böyledir.

Bir de şu var: Taksim'in biricikliğini Kabe kıyasıyla anlatmaya kalkışmak, her şeyden evvel 1 Mayıs'a kutsallık atfetmektir. Bu da nerden bakarsanız bakın bizzat 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın “diyalektiğine” uymaz.

“Kabe Arabın olsun / Çankaya bize yeter!” (Kemalettin Kamu) dizesi Türk Kemalizminin protest çıkışıydı; Demirtaş'ın söz konusu Kabe -Taksim muhabbeti de Kürt Kemalizminin resesif dışa vurumu mudur bilmem, ama inanın duyunca irkildim.

HDP'nin değerli eş başkanı keşke “bütün Müslümanlardan özür dilerim” diyebilme erdemini gösterebilseydi.

Ne bileyim, maksadımı aştım, hata yaptım, dilim sürçtü falan deseydi. (Biz de ona en fazla, “teşbihte hata olmaz, zira hata olsa, teşbih olmaz” der, teşbih ederken dikkatli olmasını naçizane salık verirdik. )

Sayın Demirtaş hiçbirini yapmadı; gitti Aydın Doğan'ın bir yayın organında cürmünü tevil etti.

Yazık ki yazık, tevil etmeye çalıştığı “cürmünden” daha da kötüydü. Bari “onu değil, bunu kastettim” demekle yetinseydi.

Ne yaptı biliyor musunuz?

Medyada vaktiyle yer almış kimi resimleri Aydın Doğan'ın yayın organında gösterdi.

Mesela, bir umre turizm şirketinde Kabe şeklinde pasta yapmışlar ve sonra da afiyetle yemişler. Mesela, “paralelci” networkün 1989'da icat ettiğini Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinden birinde (bundan 2 yıl önce Zile'de) Kur'an-ı Kerim tasarımında bir pasta yapılmış, bir müftü de kesip yemiş.

E'eee?

E'si şu: Sayın Demirtaş, Kabe benzetmesi üzerine kendisini eleştiren Sayın Başbakana soruyor; “Bunlar olurken neredeydin?”

O halde biz de soralım: Peki sen neredeydin?

Kabe'yi ve Kur'an-ı pasta şeklinde yapıp yeme kepazeliklerine bir Müslüman olarak sen neden karşı çıkmadın?

Ayrıca…

Bu çirkinlikleri misal göstermekle, zımnen de olsa, Taksim- Kabe benzetmesinin çirkin olduğunu itiraf ettiğinin farkında değil misin? (Eskiler böylesi durumlarda, “Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler” derlerdi.)

Çirkinliği çirkinlikle örtemezsiniz.

Su-i misal emsal olmaz.

Mantık önemlidir: Şayet hatanız yüzünüze vuruluyorsa, başkaları da hata yapmıştı demekle cevap vermiş olmazsınız.

Kaldı ki Sayın Demirtaş bir partiye eş başkanlık yapıyor, umre şirketine yöneticilik değil.

Evet, mantık önemlidir, ama ahlak hepsinden önemlidir.

Sayın Demirtaş AK Parti'yi yerden yere vurabilir. İsterse günde 5 kez de Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan için “Seni başkan yapmayacağız” diyebilir.

Gerçekçi olmak zorunda da değildir. Nihayetinde kararı seçmen verecektir.

Beyaz Türklerle, Cihangir takımıyla, Dumanlı Ekrem tarzı tiplerle Kürt sorununu güzel güzel çözecektik, Erdoğan geldi Kürt kimliği inkar edildi; “Kürt diye bir şey yok, onlar kardaki kart kurt sesinden ibaret” dönemine geri dönüldü.

Diyebilir.

“Biz Aydın Doğan'ın organlarında çalışan arkadaşlarla baldıran zehri içmek pahasına anaların gözyaşlarını dindirecektik; Erdoğan geldi, çözüm sürecini bitirdi” de diyebilir.

Kobani olaylarında olduğu gibi şiddeti net bir şekilde davet etmediği sürece istediği her şeyi söyleyebilir. Arzular şelale.

Etik olarak sorunlu olsa da, meşrudur.

Meşruiyeti sakatlayan saçmalamak değil, modern, postmodern, teknik bütün darbe çeşitlerine karşı çıkmamaktır.

Sayın Demirtaş'a ne kadar saçmalarsa saçmalasın yine de oy verebilirim ama bir şartla…

Delil üreten polisiyle, mülaaneci imamların ağzına bakan savcısıyla, sipariş hakimiyle 17 Aralık'ta darbeye kalkışan, en son olarak da mahpustan “teknik nakavt” yöntemiyle adam kaçırmak üzereyken yakalanan “paralel yapının” da bağlı olduğu networke, yani, “Üçüncü tarafa” net bir şekilde karşı çıkacak.

Bunun için de, “Sayın Erdoğan paralel yapıya nasıl karşı çıkıyorsa biz de aynı şekilde karşı çıkacağız” desin yeter.

Hadi bakalım.
#erdoğan
#aydın doğan
#beyaz türkler
9 yıl önce
Benim oyum Demirtaş’a ama bir şartla
iki mizaç
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…