|
Bu kafaları kim nerde şarj ediyor?

Bizdeki malum aydın makulesi kadar kibir abidesi, laf kumkuması ve alabildiğine bencil bir güruh yeryüzünde yoktur.

Öyle bir bencilliğe duçar olmuşlardır ki...

Türkiye’de iç savaş çıksa, herkes birbirinin gırtlağına sarılsa, ve hatta bu ülke büsbütün işgal edilse ne gam, yeter ki imtiyazlı pozisyonları sarsılmasın, yeter ki mütemadiyen ağızlarına bakılsın.

Halbuki..

Aydın olmak her şeyden evvel belirli bir duruşu, ne bileyim, asgari bir cibilliyeti gerektirir.

Sartre boşuna dememiştir “Denemeler”inde: “Ben insana Racine’i, ya da Theokritus’u bilince kültürlü olur demiyorum. Bence kültürlü insan, dünyadaki durumunu anlamasına yarayan bilgiyi ve yolları edinmiş olan insandır...”

Gerçekten de insanın yeryüzündeki serüvenini anlamaya ve anlamlı kılmaya faydası yoksa “kültürlü olmak” nedir ki?!

“Bulantı” yazarının işaret ettiği “kültürlü insan”ın bizdeki karşılığı da “arif insan” olsa gerek. (Cemil Meriç üstadımızın “Kültürden İrfana” adlı anıt eserini hatırlamanın tam yeridir.)

Arif insan diğerkâmdır, malum eşhasın en bariz vasfı ise bencilliktir.

Eh yani insan bu kadar bencil olunca da Necip Fazıl’ın ifadesiyle “fikrin fahişesi” olmaktan kurtulamaz.

Kimsecikler yanlış anlamasın, siyasi iktidar kıyasıya eleştirilsin elbette. Nihayetinde “Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar.”

Lakin bunların yaptığı eleştiri değil, sahibinin sesi olmak. Siyasi iktidarın kulağına akılları sıra kar suyu kaçırmaya bile çalıştılar.

İçlerinden biri, Morton Abromowitz ve Eric Edelman adlı iki azgın Siyonist öncülüğündeki bir ekibin yazdığı, “From Rhetoric to Reality- Reframing U.S. Turkey Policy” adlı raporda AK Parti’nin uyarılması istendiğini belirttikten sonra şöyle demişti: “Eğer, AK Parti iktidarı (...) iktidara gelmelerini ve iktidarlarını sürdürmelerini sadece Türkiye’deki ‘sandık’ zannediyorlar ve Washington’daki Beyaz Saray unsurunu dışlıyorlarsa...”

İşte böyle!..

Ne demişti Kemal Tahir: “Orospunun dişisi, erkeği olmaz. Orospuluk huydur (...) birini casuslamak, arkadan adam vurmak, kendinden zayıfı ezmek, hatta korkmak bile yerine göre orospuluktur...”

Mahut aydın makulesi, bütün öngörüleri ellerinde kaldığı halde hiç yılmıyor; içerde dışarda, irtibatlı olduğu her yerde, müthiş bir azimle matine- suare çalışıyor.

Bunca tutarsızlık, bunca yanılgıdan sonra normalde her insan biter, tükenir. Bunlar daha bir azgınlaşıyor, artık kim nerde nasıl şarj ediyorsa.

Tutarsız ve aymazlar!..

Mandela diyerek yere göğe sığdıramadıkları Öcalan ne zamanki “çözümü” üçüncü taraflarla değil Türkiye’nin içinde aramaya başladı, “Öcalan, Erdoğan'la Kürtlerin hakları ve kendi geleceği ile ilgili olarak uzlaşmaya varıp, Türkleri demokrasi konusunda satışa getirebilir mi?..” demeye başladılar.

Öcalan, tevekkeli “vekalet savaşı” verdik dememişti.

Bu kafaya göre...

Öcalan sadece Türkiye ile çözüm sürecini başlatınca hain, üçüncü tarafların (ABD, İngiltere) ağzına bakınca kahraman!

“Bizi satışa getirebilir mi?” dediği Öcalan’ı aynı kafa vaktiyle kaleme aldığı yazıda şöyle satışa getirmişti: “Başbakan Ecevit’in televizyondan açıklamasını dinlerken bir heyecan dalgası yalıyor içimi. Gerçekten tarihi bir an, bir dönüm noktası. Apo’nun yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi, 1984’ten beri Cumhuriyet devletinin PKK’ya karşı verdiği haklı ve meşru mücadelede bayrağın zirveye dikilmesi, zaferin tescilidir(...) Bu büyük başarı öncelikli olarak askeri bir başarıdır. Silahlı Kuvvetlerimiz, devlete karşı silah çekmiş, 15 yıldır şiddet ve terörü politika aracı benimsemiş, insanlığa karşı suç işlemiş olan PKK’yı çökertmiştir...”

Bunlar böyledir; pozisyonları ve istikballeri adına yapamayacakları hokkabazlık yoktur.

Şimdilerde PKK’nın kulağına, “AKP’yle niye anlaşıyorsunuz, hazır IŞİD nedeniyle Batı’da prestijiniz var, ABD de arkanızda, Türkiye de eskisi gibi ABD’yle yağ bal değil, ee ne duruyorsunuz, fırsat bu fırsat işte, bağımsız Kürdistan’ı kurun, davranın silahlara...” yollu üfürüyorlar.

“Kürt siyasi hareketi” unutmasın: Fareler üfürdükleri yerden kemirirler!

Evet, bunlar böyledir. Demokrasi olmadan barış olmaz diyorlardı, çözüm süreci başlayınca, demokrasi yok oldu demeye başladılar.

Paralel koltuğu altında akılları sıra çalım atıyorlar.

Bu aydın makulesi için her şey ama her şey, demokrasi, hukuk ne varsa, sadece araçtan ibarettir.

#Aydın
#Sartre
#kültürlü insan
9 yıl önce
Bu kafaları kim nerde şarj ediyor?
Dolandırıcılar milletvekili olabilirler ama memur olamazlar
Her zamanki gibi doğru yazmışız
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?