|
Davul kimin sırtında

İktidara talip ciddi bir parti şunu yapacağız bunu yapacağız diye atıp tutmak yerine, neyi nasıl yapacağını net bir şekilde ortaya koyar.

Yani, ekonomiye dair belirli bir programı olur.

Ekonomi deyince de takdir edersiniz ki birçoğumuzun aklına enflasyon ve faiz parametreleri gelir.

Peki herhangi bir parti lideri, biz iktidara geldiğimizde faizleri düşüreceğiz, vaadinde bulunabilir mi?

Bulunur bulunmasına da, bunun pratikte bir karşılığı var mıdır, soru budur.

Merkez Bankası’nın halihazırdaki muhterem başkanı ve üst kurul üyelerine göre hiçbir karşılığı yoktur.

Çünkü bu muhteremlere göre faiz enflasyonun sonucudur. Dolayısıyla, herhangi bir parti enflasyonu düşüreceğim diyebilir, ama faizleri asla.

Peki faizi enflasyonun sebebi gören zihniyete sahip bir partiyseniz ne olacak?

Ne yapabilirsiniz yani?

Merkez Bankası’nın kavline göre hiçbir şey.

Hülasa, böylesi bir ekonomi programınız varsa seçmenden onay alıp iktidara gelseniz de uygulamaya sokamazsınız.

Niye?

Niye olacak, yine bu muhteremlere göre, kapitalist paradigmaya uymaz.

En fazla şu olur: siz otoriter ilan edilirsiniz ama piyasalarda Merkez Bankası’nın otoritesi geçer.

2002’den beri iktidarda olan hakim parti ve bu partinin kurucu lideri Sayın Cumhurbaşkanımız her vesileyle faizlerin düşürülmesi gerektiğini söylediği halde neden bunun somut bir karşılığı olmuyor sanıyorsunuz?

İşte gördünüz, Merkez Bankası’nın günlerdir beklenen kararı açıklandı; resmen şaka gibiydi.

Politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 7, 75’ten 7,50’ye çektiler; yani, 0,25’lik bir faiz indirimi lütfettiler. (Vatana millete hayırlı olsun, ve dahi sağlık olsun.)

Sayın Başbakan da haliyle yeterli bulmadı bunu.

Tekrar edelim, Merkez Bankası Başkanına göre faiz enflasyonun sonucu. Sayın Erdoğan ve ekonomi danışmanlarına göre de faiz sonuç değil amil neden.

Maksadım, hangisi hangisinin nedeni (faiz mi enflasyonun, enflasyon mu faizin) tartışması değil.

Dikkat çekmek istediğim şudur:

Bizdeki üst bürokrasi (Merkez Bankası, BDDK ve yönetim kurulu üyeleri, SPK ve kurul üyeleri, ila ahir) ekonomiyi belirlemede alabildiğine yetkilidir ama hiçbir sorumluluğu yoktur.

Sorumlu olan sadece ve sadece siyasilerdir.

Başka bir ifadeyle, seçmenden sorumluluk yetkisini alan siyasi irade, üst bürokrasinin sorumsuzca aldığı her kararın faturasını seçmene ödemek zorundadır.

Askeri vesayete muhalefet hiçbir zaman karşı çıkmadı, hatta yollarına taşlar döşedi; paralelci vesayete de karşı çıkmadı, hatta kol kola girdi; hiç değilse bürokratik vesayete karşı çıksaydı...

Bürokratik vesayete karşı çıkmak da Sayın Erdoğan’a kaldı.

Sonra da Süleyman Şah türbesi üzerinden muhalefet yaptıklarını sanıyorlar; AK Parti vatan toprağını satmışmış, he canım he he!

#faiz parametreleri
#Merkez Bankası
#Erdoğan
9 yıl önce
Davul kimin sırtında
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü