|
Beyaz Saray entrikaları
Bilimkurgu ve politik drama kişisel seyir serüvenimde özel bir yere sahip. Bilimkurgu günümüz insanının yarının teknolojisiyle dünde nasıl yaşadığını gözler önüne serdiği için ilgimi çekiyor. Politik drama ise insanı insana ifşa eden en etkili tür olduğu için. Dramanın işlevi de ikna etmek ya da inandırmak değil; ifşa etmektir özünde. Yerli dizilerde bilimkurgu örneğine rastlamak mümkün değil; politik kurgu ise ifşa etmekten ziyade idealize etme görevine soyunduğundan başarısız girişimlere sahne oluyor.

FBI/CIA ajanlarını, yöneticilerini farklı hikayeler ve bakış açılarıyla anlatan Amerikan dizileri, Beyaz Saray'ı merkeze alan hikayeleriyle de dikkat çekiyor. İç/dış politika, başkanlık seçimlerinde yapılan entrikalara kadar her türlü temayı görmek mümkün. Üçüncü sezon onayını alan Madam Secretary, dördüncü sezonda ne olacak sorusunu sorduran House of Cards, senaryoya getirdiği yeni açılımla yoluna devam eden Scandal; dil, anlatım, kurgu, politik yorum olarak birbirinden farklı üç dizi. Senaryoları zaman zaman propaganda kokmasına rağmen ilgiyi ve dikkati düşürmeden kendini izletmeyi başaran diziler.

Madam Secretary; uzun süredir diplomasiden uzak kalan CIA ajanı Elizabeth McCord'un, Dışişleri Bakanı'na yapılan suikastla kendini bir anda bakanlık koltuğunda bulmasıyla başlıyor. Güvercin kanadın temsilcisi, sevecen, merhametli, çözüme yönelik politikaları tercih eden Elizabeth McCord aracılığıyla Amerikalılara, biz aslında pamuk gibi insanlarız ama güvenilmez müttefikler, problem çıkaran komşular, söz dinlemeyen BM üyeleri sebebiyle sürekli krizlerle uğraşmak zorunda kalıyoruz mesajı alt metin olarak oldukça güçlü veriliyor.

İnternet dizisi olarak tüm dünyada ilgiyle izlenen, yeni sezonu merakla beklenen, on üç bölümü aynı anda yayınlanan House Of Cards; müdavimlerine değişik bir seyir keyfi sunuyor. Kongre üyesi Frank Underwood'un kendisine vaat edilen Dışişleri Bakanlığı'na başkasının atanmasından sonra uyguladığı planla önce bakan arkasından başkan yardımcısı ve nihayetinde başkan oluşunu anlatıyor. Eli kanlı bir politikacı o, en az kendisi kadar çıkarcı, hırslı, güçlü ve duygusallıktan uzak eşi Claire ile aşamayacakları engel, alt edemeyecekleri kimse yok! Beyaz Saray'a hedefe ulaşınca ortaklığa dönüşen evliliklerin aksine onlarınki en başından ortaklık prensibine dayalı. Birbirine değer veren, sözlerini önemseyen bir çift ama sadakat duygusuna yer yok evliliklerinde. İkilinin evliliği her ikisi de hedefe ulaştığında Frank vekaleten de olsa Başkan, Claire ise başkan kocasının desteğiyle BM elçisi olduğunda sarsılmaya başlıyor. Başkalarını alt etmek için birleştirdikleri güç iktidar hırsına mağlup olduğunda. Rusya'yla ilişkiler krize girdiğinde seni asla BM elçisi atamamalıydım diyen Frank'a, ben asla seni Başkan yapmamalıydım diyen Clair'in cevabıyla dönüşü olmayan bir yola giriyorlar. Frank seçilmiş Başkan olabilecek mi sorusu, Claire'in seni terk ediyorum çıkışıyla, Claire'siz seçimi kazanmak mümkün mü sorusuna ve gerilimine bıraktı yerini. Ahlakın parçalanmaz bir bütün olduğunu Frank Underwood kadar başarılı bir şekilde verebilen başka bir karakter yoktur sanırım dizi tarihinde.

Beyaz Saray'da evlilikler neden hasar görüyor ve kısa sürede ortaklığa dönüşüyor sorusuna cevap Scandal'dan geldi: Burası Amerika'nın en lüks hapishanesi.

Hızlı kurgusuyla dikkat çeken Scandal, gücün insanı nasıl değiştirdiğini, manipüle ettiğini kendine has bir üslupla anlatıyor.

Üçüncü sezonda hikayede yaptığı açılım ile ivme kazanan, dördüncü sezonda fırtına gibi esen Scandal'da olaylar Başkan ile Beyaz Saray danışmanı Olive Pope'un yasak aşkı ekseninde gelişiyor. Politik isimlerin sırlarını korumak, o sırların ortaya çıkmasını engellemekle görevli kriz yönetimi danışmanı Olivya Pope'un hayatı tam bir skandallar geçidi. Terörist bir anne, derin devletin eli kanlı komutanı baba. Hayatındaki erkeklerin mücadelesinin her zaman merkezinde olan Olivya, yaralarını sararak savaşmaya devam eden takım elbiseli gladyatörlerin lideri. Dördüncü sezonda sıklıkla dile getirildiği gibi tüm savaşların uğruna verildiği Truvalı Helen. Bütün karakterlerin hikaye içinde hareket halinde olduğu bir dizi Scandal. Herkesin hem kazanmak için hem kaybetmemek için oldukça haklı gerekçeleri mevcut. B613 üzerinden cumhuriyeti korumak şifresiyle yapılan eylemler ise iktidarı ve gücü eline geçirenlerin canavara dönüşme sürecini etkili bir şekilde gözler önüne seriyor.

Scandal, yasak aşk beyaz saray entrikaları yanında bazen bağımsız bölümlerle de selamlıyor seyircisini. The Lawn Chair (şezlong) isimli bölüm, 18 yaşındaki silahsız bir gencin polis tarafından öldürülmesinden sonra yaşanan Fergusan ayaklanmasının canlandırılması gibiydi. Hayatta tecelli etmeyen adalet ekranda yerini bulurken önyargının ne bela bir şey olduğunu bir kez daha hatırlattı Scandal. Televizyon ekranı, kurmaca hayatın aynası olarak nasıl kullanılabilir sorusuna esaslı bir cevaptı.
#beyaz saray entrikaları
#amerikan sineması
#The Lawn Chair
9 yıl önce
Beyaz Saray entrikaları
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?