|
Mahalleden yalıya ataerkil düzen

Kara Ekmek’i izlerken göz attığım sosyal medyada, Asiye’nin küfürlü atarlı konuşmalarını, şiddete meyyal tavırlarını çok gerçekçi olarak yorumlayanlarla bu ne ya böyle kız mı olur diye yorumlayanlar neredeyse eşitti. Ekranın yeni dizilerinden Kara Ekmek. İsmine bakınca emeği merkeze alan, emekçilerin hayatını anlatacak bir dizi izlenimindeydi. Gecekonduda yaşayan, hem yoksullukla hem üvey annesiyle sınanan Asiye’nin hayatın içinde sıkışmışlığı, kuaför dükkanında yaşadığı patlama ile gün yüzüne çıktı. Ama hepsi bu kadar. Karakterin kaçmaya çalıştığı hayatı göstermek adına peş peşe sıralanmış sahnelerden ibaret olarak. Ataerkil düzenin ezdiği kadınlar yorumlarının yapılmasına zemin hazırlayan sahneler yığını olmaktan öteye geçemedi.

Kurmacanın gerçekçi olup olmadığını sorgulamak kurmacanın doğasının yanlış anlaşılmasından kaynaklanır. Şiddet, cinsellik, argo, küfür kullanımına bakarak kurmacanın gerçekçi olup olmadığını tartanlar da bu yanılgıya düşerler sıklıkla. Kurmaca gerçek dünyayı yansıtmaz, o dünyayı üretir. Senaryonun başarısı gerçek dünyanın ne kadar başarılı üretildiğiyle doğru orantılıdır. Kurmaca seyrederken hissedilen gerçeklik hissi psikolojiktir. Kurmaca gerçeklik etkisini dış dünyayla uyuşarak değil izleyicide doğrudan katılım duyguları oluşturarak üretir.

Asiye 12 yaşında iken annesini kaybetmiş, iki kız kardeşi, babaannesi, babası ile hayata tutunmaya çalışırken; üvey anne ile birlikte insanların acımasız yönüyle tanışmış bir genç kız. Genç, güzel, ahlaken düşük profile sahip üvey annenin güzelliğini ve gençliğini kullanarak babayı kızlara karşı kışkırtması yanında, üç kızdan sonra gelen erkek çocuk evdeki tüm dengeyi alt üst etmeye yetmiş. Köfteyi oğlum yiyecek, muzu siz yemeyin oğlan yiyecek replikleriyle fazlasıyla göze sokuldu bu dengesizlik. Asiye isyankar her an başını alıp gidecek modda ama kız kardeşlerine kıyamıyor en çok da Ayşe’ye. Mine ise ablasına göre daha munis, sevecen, ağır başlı, üzülmesine rağmen kimseyi üzmeyen, her şeye rağmen babasına kıyamayan bir genç kız. Yaşadığı hayattan ve yoksulluktan ara vermek zorunda kaldığı üniversite eğitimini tamamlayarak kurtulabileceğine inanıyor. Ama hikayede Mine değil ne pahasına olursa olsun kırmızı çizgiyi geçip bir gecede zenginlerin dünyasına adım atmayı düşleyen Asiye ön planda.

Eleştirmelere doyulamayan ataerkil düzenden kurtulmak için bir başka erkeğin tuzağına düştü Asiye. Hamile olduğunu öğrendiğinde gönlünü mahallenin en şerefsizine kaptırdığı gerçeğiyle yüzleşti. Evlenelim diye karşısına çıktığı sevdiği adam gözlerinin içine baka baka gönül eğlendirdiğinin altını çizmekle kalmadı, ne malum çocuğun benden olduğu dedi. Babaların namus baskısından başlayıp ataerkil düzene demediğini bırakmayan zihniyet, evlilik vaadiyle gönül eğlendiren şerefsizlere tek kelime etmez ne hikmetse!

Babasından sonra gönül telini titreten adamdan da darbe yiyen Asiye; hayata, yaşadıklarına duyduğu öfkeden sevdiği adamı bıçaklayarak kurtuldu. Kelimenin tam manasıyla kurtuldu çünkü buraya kadar anlatılan hikaye Asiye’nin yeni hayatına geçiş yapabilmesi için sıçrama tahtasıydı sadece. Kardeşiyle birlikte çıktığı yolda otobüs bileti alacak paraları olmayınca otostop çektiler ve tesadüfe bakın ki zengin bir ailenin çapkın oğluyla kesişti yolları. Çetin çapkındı, sorumsuzdu, Asiye’yi yüz üstü bırakan bakkalın oğlu gibi kızları evlilik nişanlılık vaadiyle istismar ediyordu. Asiye ve Mine’yi arabasına aldığında yanında yine o kızlardan biri Selen vardı. Zengin hayata özenen para olunca hiçbir derdi kalmayacağını zanneden Asiye, bu çocuk seni aldatıyor diye Selen’i kışkırttı, ikili uçurumun kenarında tartışırken internete koyma düşüncesiyle kaydetti. Her iki taraf da birbirini iteklerken kız uçurumdan aşağı düştü, Asiye ve Mine’nin gözleri önünde. Tartışmayı tetiklediği, kızın ölümüne sebebiyet verdiği halde en ufak bir pişmanlık emaresi göstermeyen Asiye, büyük bir umursamazlık ve duygusuzlukla yaşanan trajediyi lehine çevirdi. Ölen Asiye, ben bundan sonra Selen’im dedi çıktı işin içinden. Acımasız, kendi sebebiyet verdiği ölüme karşı bile duyarsız, duygusuz, anında hadiseyi menfaatine çevirebilecek kadar fırsatçıydı Asiye. Hayalini kurduğu zengin hayata ilk adımını atmış oldu böylece. Sözüm ona ataerkil düzenin hayatı zindan ettiği Asiye, şantajla yalıya postu serme derdinde. Üç vakte kadar su yüzüne çıkacak aşkla yine yeniden ataerkil düzenin bir parçası olacak. Ama bu sefer gönüllü, sınıf farkından maddi imkanların genişliğinden dolayı eleştirilmeyecek, karşı çıkılmayacak, hatta onaylanacak bu durum.

#Kara Ekmek
#Asiye
#Ayşe
9 yıl önce
Mahalleden yalıya ataerkil düzen
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi