Söylemesi dile kolay ama yaşaması oldukça zor bir durum; doğurduğun çocuğu büyütmediğin gerçeğiyle 14 yıl sonra yüzleşmek. Ama bizim oldu bittiye getirilen Yeşilçam senaryolarından sonra Paramparça da olayı basite indirgeyerek anlatmayı tercih ediyor.
Hastanede doğum yapan, ergenlik döneminde çocuğuyla ya da annesiyle çatışma yaşayan herkesin zihnine acaba sorusunu ekmeyi başardığı için ilgiyle, ne olacak merakıyla seyrediliyor. Hükmünü baştan verdi Paramparça; fiziksel olarak da huy olarak da babaların genlerini yok saydı, annesine benziyor, bu huyunu annesinden almış diyerek kızları biyolojik annelerle bütünleştirdi. Ergenliğin en tipik özelliği anneleri tarafından anlaşılmadığını düşünen, sahip olmadığı şeylere özenen kızlar gerçeğini biyolojik formüle bağladı. Cansu biyolojik annesini şefkatli bulup anne gibi anne diye benimserken, Hazal hayalini kurduğu zenginliğe kavuşmanın sarhoşluğuyla kendinden geçti. Kızların tavrının birbirinden farkı olmamasına rağmen Cansu ah canım nidaları eşliğinde seyrediliyor, Hazal evlat olsan sevilmezsin nankör nidalarıyla. Seyirciyi büyük aşka hazırlayan senaryo Cansu Gülseren Cihan kanadına çalışırken; Hazal ve Dilara’yı nefret unsuru olarak kullanmayı tercih ediyor.
Mükemmel erkeğin prototipi olarak yazılan Cihan’ın tepkileri ve replikleri bir tek bana tuhaf geliyor olamaz. Bir kadın, gece yarısı içeri girmesine izin verilmediği gerekçesiyle, lokantanın camını taşla aşağı indiriyor. Cihan kadının çimen gözlerine vurulup benim de aynı yaşlarda kızım var buyurun ben size yardım edeyim diye veriyor tepkisini. Yetmiyor işini gücünü bırakıp tanımadığı kadını arabasına alıp kızını aramaya gidiyor. Yağmurlu havada bir taraftan araba kullanırken diğer taraftan bakışlarıyla kadını taciz ediyor. O bakışlar ne etkilenme ne merak bakışları tecavüz öncesi taciz bakışları gibi. Cansu’nun motosikletliler tarafından kapkaça uğrayıp yerlerde süründükten sonra başından darbe alması gibi senaryonun gidişatı. Darbeyi alttan alıyor, yaralanma vücudunda ama başından kan akıyor ve doktor başına tedavi uyguluyor.
Kızıyla aşkım kızım diye konuşan baba samimiyetsizliğinin tam karşılığı Cihan. Güneşi Beklerken’in babası Cihan da aynı samimiyetsiz aşkım kızım babalarındandı. Dört farklı yüzüne ve dört farklı ses tonuna şahit olduk Cihan’ın. Mutsuzluğunun kaynağı Dilara’yla sert ve haşin, kızı Cansu’yla ince, oğlu Ozan’la yüksek perdeden öfkeli, ufuktaki aşkı Gülseren ile şefkatli anlayışlı duyarlı adam tonunda konuşuyor. Kızının patiğini arabasında sallandıran, evden işyerine gittiğinde ilk iş kızının fotoğrafını öpen Cihan’ın oğluyla iletişimi ise evlere şenlik. Baba oğul birbirlerine yüksek perdeden konuşmakla kalmıyor oğlunu tepkisel tokatlarla sarsıyor Cihan. Babasına metreslerinden çocuk mu peydahlıyorsun diye bağıran oğul, sen ne diyorsun sorusunu şiddetli bir tokatla soran baba, hiçbir şey olmamış havasında devam eden sahne. Cihan Dilara’ya takıntılı, Dilara’nın doğurduğu çocukları sevemiyor, Hazal’a bakışlarından da anlaşıldığı üzere. Aşık olacağı kadının kızını, kadını tanımadan yıllar öncesinden sevebiliyor.
Sosyal medya ve internet gösterdi ki seyirci üzerinde konuşabileceği, yorum yapabileceği dizileri alıyor seyir listesine. Paramparça; kızlar, anneler, babalar ve kardeşler penceresinden ayrı ayrı hikayeye açılım kazandırdığı için hikayenin bir parçası olarak izlemek mümkün. Yetiştirdiği çocuktan asla vazgeçemeyeceğini düşünen anneler -sormasalar hatta çocuklarına seyrettirmeseler daha iyi ama- birlikte seyrettikleri çocuklarına sen aynı durumda olsan ne yapardın diye sorduklarında, öteki aileyi de görmek şartlarını değerlendirmek isterdim cevabını alarak büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar. İlk sahneden itibaren evlat/anne sevgisini maddiyata indirgeyen bir diziyi izlerken aksi bir cevap beklenebilir mi?
Zengin anne ve kayınpeder yetiştirdikleri kızdan vazgeçmeyi düşünmemekle birlikte maddi imkanların verdiği güçle biyolojik kızı alacaklarını düşünüyorlar ki, Hazal dünden razı. Hala ve kardeşi Özkan para için her şeyi gözden çıkarabilecek tıynette tipler. Namusumla para kazanıyorum triplerinde dolaşan, tuhaf bir giyim stiline sahip Gülseren ilk bakış sonrası Cihan aklına düştüğünde henüz boşanmayı düşündüğünden haberdar değildi. Yere bakan yürek yakan ne istediği ne yapacağı belirsiz karakter ise Cihan. Dilara’nın öğrenmek istemiyorum ısrarına rağmen biyolojik kızının peşine düşen Cihan işi tereyağından kıl çeker gibi halledeceği iddiasındaydı, ta ki Gülseren’i görene kadar. Bir uçurum özlemidir aşk romantizmine kapılmasaydı yaklaşımı Dilara’dan farklı olmayacaktı. İmkanlar bendeyse kızların ikisi de bende olmalı diyecekti büyük ihtimal. Gerçi Cihan açısından değişen bir şey olmadı imkanlar da senaryo da ondan yana. ‘Evlendik ama hiç mutlu olmadık, boşanacaktım ama araya hamilelik girdi’ replikleriyle yıllardır mutsuz olduğunun altı çizilen Cihan’ın, kocası tarafından 12 yıl önce terk edilen Gülseren’le mutluluğa yelken açması için tüm tezgah.
