|
Portakal ağacı
Şehirde doğup büyümeme rağmen çocukluğumdan itibaren yaz aylarını köyde geçirmemden dolayı kendimi şehir hayatına değil köy hayatına daha yakın hissederim. Cemrelerin düşmesiyle müjdelenen baharla birlikte köyde eve sığamaz insan. Şehirlilerin aksine, kırlara, yan gelip yatmak için değil, çalışmak için koşulur. Tohumu atıp toprağın üstüne çıkışını beklemek, sonra her geçen gün büyümesini, çiçek açmasını, meyve vermesini beklemek heyecanlı, heyecanlı olduğu kadar da gurur vericidir.

Bitkilerin çoğunu yakından bilirim hatta meyve ağaçlarının. Ama portakal ağacını ilk defa birkaç gün önce televizyonda gördüm.

Nisan'da hangi meyve ağacının nasıl çiçeğe durduğunu bilirim. Kiraz, vişne, erik, elma, armut, ayva, kayısı, badem, ceviz. Çiçeklerin meyveye dönüşme sürecini. Dalında kalan kiraz ve vişnenin kuruyarak rüzgarla döküldüğünü; elma, armut ve eriğin dalında kaldığında çürüdüğünü bilirim. Dalında kalan ceviz ise rüzgarın etkisiyle yere düştüğünde yağmura çamura maruz kalmazsa aynen muhafaza eder kendini. Cevizin hasat zamanı ekimdir, diğerleri ise mayıstan itibaren meyvesini vermeye başlar.

Ağaç ezberimde ağaçlar çiçek açar, çiçekler soğuğa maruz kalmazsa meyveye dönüşür, sonra meyveler dalında kalırsa ya kuruyarak ya çürüyerek yok olur. Ağaç yapraklarını döker, baharda tüm bu döngü yeniden yaşanır.

Portakal ağacını televizyonda gördüğümde tüm ezberim bozuldu.

Portakal, meyveleri dalındayken çiçek açan tek ağaç. Olgunlaşmış meyvesi ile aynı anda dalda var olan çiçek, portakal çiçeği. Geçmişi ve geleceği aynı anda barındıran tek ağaç, portakal ağacı.

Fiyatı düşen, üreticiyi kahreden ürün dalında kalmış, diğer taraftan mucize bir kez daha tekrarlanmış baharı karşılayan portakal ağaçları yeniden çiçeğe durmuştu.

O mucize, bir tarafta çiçek bir tarafta meyve; yaşamasına yetmedi portakal ağaçlarının, yüzlerce ağaç kesildi Adana'da.

Markette, pazarda 2 liraya satılan portakal, üreticiden 25 kuruşa alındığı için, portakal, ağaç dalında kalmıştı. Fiyat mağduru, portakaldan para kazanamayan çiftçiler başka ürün ekmek için ağaçlarını kesme kararı almıştı. Kameraların önünde onlarca ağaç kesildi. Çiçeğiyle meyvesini aynı anda taşıyan binlerce portakal ağacının kesileceği söyleniyor.

Meyve suyu fabrikaları kilosu altı kuruştan alıcı imiş portakala. Bir daha yazalım hatta büyük harflerle yazalım KİLOSU ALTI KURUŞ. Kilosu altı kuruşa düşen portakal, işçinin yevmiyesini karşılamadığından meyveleri toplanmadan kesiliyor portakal ağaçları. Üretici şaşkın, çaresiz, ürünü para etmediği için portakal ağacını kesiyor, yerine para edecek mandalina şeftali ağacı dikeceğini ifade ediyor. En az beş yıl yeni dikilen fidanlara bir bebeğe bakarmış gibi bakacak yavaş yavaş meyve almaya başladığında mandalina ve şeftalinin para edeceği garantisi var mı? Ürün fazla olduğunda aynı akıbet yeniden yaşanacak. Çünkü ne bolluk kalıcıdır ne kıtlık. Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı olaya müdahale etse, üretim fazlası ürünlere çözüm bulunsa, soğuk depolarda saklansa ürünler. Fabrikaların aynı fiyattan satmaya devam ederken üreticiden ürününü yok pahasına almasının önüne geçilse… Bu arada en ilginci ise para etmediği için dalında kalan portakal, açıklanan Nisan enflasyonunda yüzde 24 ile patatesten sonra fiyatı en çok artan üçüncü ürün.

Hayatımda ilk defa gördüm portakal ağacını, ölürken. Bir taraftan var gücüyle geçen yılın mahsulünü dallarında muhafaza ediyordu, diğer taraftan gelecek yılın mahsulü için çiçeğe durmuştu.
#Portakal ağacı
#Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı
#portakal çiçeği
9 yıl önce
Portakal ağacı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…