|
Racon; Kabadayı kibri

Reytingler istenilen seviyede gelmediği zaman senarist yönetmen değişimine son yıllarda sıkça rastlanır, ama ilk defa bir dizi yayına girmeden senaristiyle yollarını ayırdı. Ezel’in senaristi olarak tanınan Kerem Deren, Racon yayına başlamadan önce ilk bölüm sonrası proje ile yollarını ayırdığını duyurdu. Racon en ilginç künyeye sahip dizi olarak geçti kayıtlara. Hikayesi Ahmet Ümit’e, proje tasarımı ve ilk bölüm senaryosu Kerem Deren’e, senaryosu Alican Yaraş’a ait Racon’un.

Kabadayı kültürünün mafya karşısında ayakta durma mücadelesi olarak kaleme alınan Racon, ekrandaki mafya enflasyonunun son halkası olarak umduğunu bulamadı. Karadayı’nın final yapacağının kesinleşmesinden sonra gelecek seneye yatırım olarak düşünülmüş olabilir ama o kadar renksiz ve ruhsuz başladı ki ekranda tutunması bir hayli zor.

Erkek seyirciye hitap eden diziler liginde yer alan Racon; romantik komedi seyircisinin egemenliğindeki bir günde, diğer yeni dizi Kara Kutu ile aynı gün başlamasının da etkisiyle seyircinin algısına giremedi. Mehmet Aslantuğ ve sosyal medyada bir hayli rağbet gören genç oyuncularına rağmen seyircinin dikkatini çekemedi.

Tanıtımla beraber dizi seyirciye cazip gelebilecek vaatlerde bulunamadı. Fragman yerine teaser tercih edilmişti tanıtım için. Ama teaser senaryodan çok önce yazılmış ve çekilmiş gibiydi. Kenan Korhan kızı Yağmur ile bankta oturur. Anlat bana baba hiçbir şeyi saklama der. Kenan baba anlatmaya başlar: Hakkını alamayan adamlar bana gelir. Bu seferki dışardan biri Recep Güldağ. İlk bakışta anladım tehlikeli biri olduğunu. Bir kuralı unuttum ben Yağmur, adalet sadece kör değil aynı zamanda kalpsizdir, kalbine yenik düşersen adalet dağıtamazsın. Yağmur heyecanlanır kötü bir şey geliyor değil mi baba? Nasıl durduracaksın? Kadraja Adnan girer, Kenan’ın oğlu, birlikte Yağmur biz gerekirse şeytana bile meydan okuruz.
Böyle bir dizi iddiasıyla yaptı tanıtımını Racon. Hakim babasının intihar etmesinden sonra adalet dağıtma işini üzerine alan, yoksulun mağdurun yanında olmaya özen gösteren Kenan Korhan ve ailesinin hikayesi olarak. Aile birlikteydi yan yana omuz omuza. Dizi başlayınca gördük ki 10 yıl önce hayatın içinde savrulmuş bambaşka hayatlara yelken açmış aile fertleri. Kenan Korhan 10 yıldır hapistedir. Yağmur babası hapse girince ismini değiştirmiş, ailesini babasını reddederek kendine yeni bir dünya kurmuştur. Babasının yerine racon kesen Adnan ise eski düzen ile bağını koparmış, mafya düzenine geçmiş, plazaya taşıdığı ofiste artık güçlünün yanında yer almaya başlamıştır. Hikaye böyle başlayınca, üstüne sanki herkes geçen on seneden yaşananlardan haberdarmış gibi kapalı replikler tercih edilince, hikayenin içine girmekte zorlandı seyirci. Kendi adıma sonuna kadar seyrettim ama tamamen başladığım işi yarım bırakmamak adına, merak ettiğim için ya da hikaye cazip geldiği için değil! Diğer taraftan dizilerin ilk bölüm sendromunu izlemek çok öğretici, ne yapılmamalı sorusuna iyi bir cevap oluyor genellikle.

Kenan vurulduktan sonra Adnan’ın Yağmur’un işyerine gidip silahlı saldırı olduğunu söylediği sahne vardı ki, kardeşlerin konuşmasını neden anlamıyorum isyanına sürükledi seyirciyi. Biri vuruldu diğeri onu hastaneye götürdü ben ne yaptım Yağmur ben senin yanına koştum çünkü sana ihtiyacım var’a cevaben, Yağmur’un takılmış plak gibi hangisi hangisi sorusunu tekrarlaması vardı ki, bu kız hangisi derken ne demek istiyor diye düşünmedim değil. Sonradan anlaşıldı, hangisi derken kim vuruldu demek istermiş Yağmur. Babası mı aşık olduğu adam mı? Manevi evlat Tekin ile Yağmur birbirine sevdalıymış meğer!

Anlatım dilindeki tıkanıklık hikayeyi Recep Güldağ’ın yazmasından kaynaklanıyor; anlatmasından değil ama yazmasından. Senarist yazsa Recep anlatsa problem yok ama burada intikamın sahibi direkt yazıcı konumunda. Hikaye Recep’in tıkır tıkır işleyen planı üzerine kurulu. Engin’e ablası Sedef üzerinden şantaj yaparak Adnan’a gönderen, Kenan’ı vurduran, Engin’in yerini Adnan’a söyleyerek Adnan’ın Engin’i vurmasını planlayan Recep. Yıllar önce çocukken abisi gözlerinin önünde Kenan tarafından öldürülen Recep. Cinsiyet ayrımcılığı yapmak adına değil türün adını belirtmek adına erkek diziler zekaya hitap eden kurgusu sağlam dizilerdir. Hikayenin seyirci bağlantıyı kuramamış olabilir endişesiyle periyodik olarak karakterlerin ağzından tekrar edilmesi zeka seviyesini düşürüyor senaryonun. İkinci bölümde ne olup bittiğini önce Recep anlattı, sonra Engin’in deftere yazdıklarını okuyan Sedef’ten dinledik.

Mafya karşısında övmelere doyulamayan kabadayıların esasında nasıl da kibir denizinde yüzdüklerini anlatan replikler var Racon’da. Ona bir şans tanıdım ama değerlendiremedi diyerek ölmeyi hak ettiğini iddia eden, adalet dağıtmanın kendi menfaatleri söz konusu olduğunda nasıl da adaletsiz olduğunu gözler önüne seren.

Hapse girmekten korktuğu için şantaja boyun eğen, babasına silah doğrultan bir evladın varlığına umut bağlayan Racon; çok konuşulacak, çok tartışılacak gündem yaratacak bir dizi diye tanıtılıyor, ama o günler artık mazide kaldı. Sosyal medya konuşur ama ne tartışılır ne de gündem yaratabilir! Özellikle de mafya dizisi enflasyonu yaşanan bir dönemde.

#Karadayı
#Racon
#televizyon
#dizi
9 yıl önce
Racon; Kabadayı kibri
Hüseyin Yıldırım
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir