|
Senaryoların alt metnini okuyabilen kimse yok mu!

Akşam eve gitmek için bindiği minibüste vahşice katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan’la birlikte idam cezası yeniden getirilsin tartışmaları yapılırken; tecavüz temasını kusurlu bir bakış açısıyla işleyen dizilerin yaşanılan olaylarda ne kadar etkisinin olduğu tartışmaya açıldı. Diziler yayındayken, tecavüz üzerine inşa edilen büyük aşk hikayelerinin, tecavüzün mizah malzemesi haline getirilmesinin hasta ruhlu insanlar üzerinde negatif etkiler yapacağını defalarca kere yazdım.

“Yıllarca sürecek bir aşk hikayesi çıkarmak için esas oğlanı aklama çabaları, tecavüze yaratılan haklı nedenler tecavüz kültürünün meşrulaştırılmasına katkı sağlar ancak. Töre hikayelerinde olduğu gibi tecavüz hikayeleri de aşk hikayesine dönüştürüldüğünde tecavüz normalleştirilmiş olur. Tecavüzü evliliğe ikna metodu olarak kullananlar zaten vardı, bakınız haberlere grup tecavüzleri patladı.

Fatmagül’ün Suçu Ne ile başlayan tecavüz sömürüsü, tecavüzden reyting devşirme amacına ulaşınca, diğer dizilerde vaka-i adiyeden bir sahne olarak yer bulunca, ikinci tecavüz dizisini yapmak kaçınılmaz oldu! Tecavüzü endüstrileşme yolunda hızlı ve emin adımlarla ilerliyor dizi dünyası. Normalleştirildi, sıradanlaştırıldı, espri malzemesi yapıldı. İffet’de tecavüz aşkın gerekliliği, aşkın duraklarından biri haline getiriliyor. Dizi ekibi malum sahnenin tecavüz olmadığı konusunda ısrarlı, aşktan kaynaklandığına ikna etmeye çalışıyor seyirciyi.

Seyirciyi ekranda tutmak için karakterlerin hikayesine yakınlaşmak, her türlü kötü eylemi gerekçelendirmek hak vermeye dönüşür. Dizi adı altında daha çok reyting almak, daha çok kazanmak için, tecavüze haklı gerekçeler yaratmaya çalıştıkça tecavüz akıllılardan zarar gören kadın sayısı artacak.” (Dizierkil ailede baba rolü/diziler aracılığıyla manipülasyon-sayfa 79)

Dizilerde anlatılan hikayelerden ziyade tekrarlayan temalar önem arz eder.

Gönül İşleri’nde hangi amaçla yazıldığı belli olmayan bir sahnede, Tibet Sevda’ya tecavüze yeltendi. Sevda yaşadığı bu olaydan sonra Tibet’le ilişkisine nokta koysaydı belki bir manası olurdu o sahnenin. Sevda ne yaptı, Bedir aşkı öncesi, Tibet’le vakit doldurur gibi evlilik hazırlığı yapıyor.

Stockholm sendromu adı altında tecavüzcüsüne aşık olmak gibi bir belayı senaryolara eklemekte sakınca görmüyor senaristler. Karagül’de örtülü bir şekilde Melek Sabri arasında yaşandı sendrom. Sabri, Özlem’in hapisten çıkan abisi, bir taraftan Özlem’i öldürme niyetinde diğer taraftan Kendal’a olan hıncını öfkesini Melek’i kaçırarak çıkarma derdinde. Senaryo kötü adam olarak hikayeye dahil ettiği Sabri’yi aşkla yıkayıp temizleme derdinde. Bitmedi yetmedi aşık olunca kötü olmaktan vazgeçer klişesi. Melek adamın elinden kurtuluyor, Kendal sana bişey yaptı mı diye kızı doktora muayeneye götürmeye çalışıyor. Ebru her zamanki gibi Kendal’ın karşısına dikiliyor kızı rahat bırak namus o demek değil namus bu demek değil diye. Bu arada Halfeti halkının dedikoduları kulağına kadar gelen Kadriye Hanım, konakta yaşayan tüm kadınları yanına katıp kasaba meydanına gidiyor. Kendal’ın resmi gayri resmi üç karısı olduğunu hepsinin de konakta yaşadığını dipnot olarak düşelim. Kasaba meydanında hepsi benim kızlarım taşı en günahsızınız atsın diye hayat dersi veriyor Kadriye Hanım. Tabii kimsenin eli taşa varmıyor. Buraya kadar sosyal mesaj vermek adına iyi, güzel. Senaryo tecavüz olmuş mu olmamış mı kısmını muallâkta bıraktığı gibi konuyu burada noktalasa verilen mesajlar yerine ulaşacak. Hayır bırakmıyor, Melek kendisini kaçıran adama aşık oluyor adam da ona. Sabri’yi konakta saklamaya varıncaya kadar yardım ediyor. Sabri daha önce de başkalarını öldürmeye teşebbüs etmiş bir suçlu. Üç beş bölüm tecavüz temasının peşinde gerilim yaratan senaryo Melek’i Sabri’ye aşık ederek yerli dizilerin tuzağına düşüyor.

Aşk hikayesini tecavüz/kaçırma olaylarının üzerine inşa etmek hasta ruhların sapkın davranışlarının artmasına yardımcı olmaktan başka bir işe yaramıyor. Olayların peş peşe dizilmesi, kriz üstüne kriz üreterek yazılan senaryolarda alt metnin verdiği mesajlar gözden kaçırılıyor. Mesaj, hikayenin kendisidir, araya serpiştirilmiş tiratlar değil!

Fatmagül’ün tecavüz öncesi ve sonrası giydiği elbiselere içinde mahalle geçen tüm dizilerde rastlanması yerli dizi kuralı haline geldi. Göğüs dekolteli basma elbise seyircide Pavlov’un köpekleri misali tecavüzü çağrıştırıyor. Paramparça’nın Gülseren’i o elbiseleri giyerken iki işverenin bir müşterinin tacizine uğradı. O elbiseler hangi mahallelerde giyiliyor, kostümcünün kolaycılığı mı senaristlerin tercihi mi bilmiyorum ama, dizilerde göğüs dekolteli basma elbise giyen kadınların sürekli tacize tecavüze uğraması, bu tarz giyinen kadınlara tecavüz edilebilir düşüncesini besliyor.

#Özgecan
#Fatmagül’ün Suçu Ne
#Stockholm sendromu
9 yıl önce
Senaryoların alt metnini okuyabilen kimse yok mu!
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…