|
Sıcak ve zorlu yaza doğru

Önceki gün Karadeniz"deki askeri tatbikata katılmak üzere ABD ve Fransa donanmalarına ait iki savaş gemisinin boğazdan geçişini seyrettim. I. Dünya Savaşı"nı okuyanlar için ne kadar aşına bir durum. "Tarih tekerrür mü ediyor?" diye düşünmeden kendimi alamadım.

100 yıl önce 1914"de Akdeniz"de İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden kaçan Goben ve Breslau adında iki Alman savaş gemisi Çanakkale Boğazı"ndan geçerek İstanbul"a gelmişti. Osmanlı bayrağı çekilerek Yavuz ve Midilli olarak adları değiştirilen bu gemiler, askeri tatbikat için Karadeniz"e çıkmışlardı. Daha sonra Odessa, Sivastopol, Novorossisky ve Tedosya limanlarındaki Rus donanmasını bombalamışlar. Bu olayla Osmanlı Devleti I. Dünya savaşına girmişti.

Asya Pasifik Doğu ve Batı Avrupa"yı dışarıda tutarsak; I. Dünya Savaşının geçtiği alanlar bugün kriz alanlarını oluşturuyor. Balkanlar, Kırım, Kafkaslar ve Afganistan"dan Fas"a kadar Orta Doğu.

100 yılın başında Osmanlı Devleti"nin tarih sahnesinden çekilişi esnasında yaşanan olaylar biraz farklılaşarak bugün de devam ediyor.

Bugünlerin en sıcak gündemi: Kırım, Suriye ve Filistin Sorunu.

Her ne kadar ABD Kırım için Rusya ile savaşmayacağını açıklasa bile gerginlik siyasi, ekonomik ve askeri hamlelerle tırmanıyor. ABD-AB, siyasi ambargoya Rusya Devlet Başkanı Aleksandr Putin, Başbakan Dimitri Medvedev ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov"un dışındaki tüm siyasileri ekledi. ABD- AB"nin siyasi, ekonomik ve askeri ambargo tehdidine karşı Rusya da AB ve Ukrayna"ye doğalgaz sevkiyatını durdurabileceğini açıkladı.

Bu ara AB"nin doğu sınırında ve Karadeniz"de NATO askeri tatbikatları başladı. Rusya 10 binlerce askerini başta Ukrayna olmak üzere batı sınırına yığdı. Anlaşılan Karadeniz"de, Doğu Avrupa"da ve Baltık Denizi"nde sular ısınıyor. Anadolu"da bir insana yöneltilen silah boş olsa dahi ilk söylenen "dikkat et şeytan doldurur" sözüdür. Silahı şeytan doldurur mu bilmem. Bekleyip göreceğiz.

ABD-AB ambargosu ve askeri tatbikatları yaygınlaştıkça: Kırım"dan sonra başta Donetsk ve Harkov olmak üzere Ukrayna"nın güney doğu aksında sarsıntılar başladı. Velhasıl Kırım"la başlayan süreç Rusya ve ABD-AB arasında bir satranç oyununa dönüştü. Rusya"nın geri adım atma niyeti yok.

Bunun yansımaları şüphesiz Orta Doğu"daki gelişmeleri de etkileyecektir.

Suriye sorunun çözümü için toplanan Cenevre-2 görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından şimdi de Filistin-İsrail barış görüşmeleri kopma noktasına geldi. Oysa ABD Başkanı Barack Obama Başkan seçildikten sonra Filistin-İsrail barışını sağlayacağına inanmıştı. İkinci döneminde de bu konuda Dışişleri Bakanı John Kerry"i tam yetkili olarak görevlendirdi.

Kerry"nın açıkladığı takvime göre Mart ayının sonunda barış süreciyle ilgili taslak metin taraflar arasında kabul edilmeliydi. İsrail, barışın temini için öne sürülen şartlara uymaması yetmiyormuş gibi şimdi de ABD"nin askeri sırlarını çalarken suçüstü yakalanan ve İsrail adına casusluk yaptığı gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edilen Jonathan Pollard"ın serbest bırakılmasını talep etti.

Görüşmelerin tıkanması ve İsrail"in yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas 15 adet uluslararası sözleşmeyi imzaladı. Misilleme olarak İsrail Devleti, Batı Şeria"da topladığı ve Filistin Devleti"ne ödemesi gereken 100 milyon dolarlık vergi gelirini bloke etti.

Bunun üzerine ABD müzakerelerin durdurulması ihtimalinin gündeme alınabileceğini, ebediyen müzakere yapılamayacağını açıkladı. Kerry: "Bırakırız ve ne haliniz varsa görürsünüz" dedi.

Bu ara Gazze ambargosunun dayanılmaz bir hal aldığını da not düşmeliyim.

Bu şartlar altında barış ihtimali zor gözüküyor.

İran"ın uluslararası sistemle barışma hamlesine, Suudi Arabistan"ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani"yle diyalog geliştirme isteğine, farklı bir biçimde olsa da Suriye sorununun yavaş yavaş yeniden gündem almasına, bunlara Türkiye, Irak ve Mısır"daki seçimleri de eklersek: Orta Doğu"da yeni sorunların ve dengelerin oluşması kaçınılmaz gözüküyor.

Yaz sıcak ve zorlu geçecek, dünyayı yeni gelişmeler bekliyor.

Not: Cuma günü yazımın başlığında hata yaptım. Yazar dostum Vahdettin İnce uyardı ve doğru başlığı gönderdi. Doğrusu "Xwedê ji te razî be Abdülkadir" olacaktı. Okuyuculardan özür diliyorum.

10 yıl önce
Sıcak ve zorlu yaza doğru
Tasavvuf, tarikatlar ve cemaatler-3
Kürtaj ne zaman caiz olabilir?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!