|
Memleketimden seçim manzaraları
2015 seçimlerine dönük “siyâsal mitingler” yoğun bir şekilde devam ediyor. Aslında siyâsal miting yapmak hayli eski, bir açıdan da demode bir olgudur. Şöyle düşünelim: Bu memlekette geçen yüzyılın başlarından îtibâren siyâsal gösterim (nümayiş - demonstration) olarak mitingler yapılıyor. Yâni, seçim-miting ilişkisi hemen herkesin zihninde kemikleşmiş, âdeta bir ezbere dönüşmüş durumda. Seçim mi var; demek ki miting yapılacak.

Şimdi biraz yakından bakalım: Siyâsal gösterim, aslında ontolojik bir iddiayı ifâde eder. Yâni bunu, siyâsal olarak arz-ı endâm etmek ya da varlığını ıspatlamak(ispât-ı vücût etmek) gayreti olarak da ortaya koymak mümkündür. İkinci olarak, siyâsal mitinglerin görkemi, karşı tarafa meydan okumak anlamına da gelir. Buradan, siyâseten “başka” olanları kazanmak gibi bir beklenti çok tuhaf olur. Bunun daha çok, siyâsal olarak “bizden olanları bize tanıtmak”, “bizden olanın, bize propagandasını yapmak”; “benleri, bir çoğunluk olarak bizden emin kılmak”la sınırlı olduğunu söyleyebilirim. O kadar tantana bunun için yapılır. Miting meydanlarında buluşan insanlar birbirlerini tanımamakta; ama birbirlerinin yüzlerine, aynı taraftan olmanın kardeşlik sempatisiyle bakmaktadırlar. İnsan rûhu tuhaftır. Büyük kalabalıkların parçası olduğunu ona idrâk ettiren bir tecrübeyi; üstelik bir âyin kıvamında yaşamak, pek çok kimse için çok rahatlatıcı olabilir.

Garip olan bu mûtandan görüntülerin içi boş, naif bir tarafı da vardır. Çok büyük kalabalıklar toplamak, iktidâra ne kadar yakın olunduğu konusunda anlamlı bir ölçü değildir. Merhûm Osman Bölükbaşı, büyük kalabalıklar toplardı. Ama bu kalabalıklar kendisine oy olarak dönmezdi. Hattâ bir keresinde kızıp, kendisini alkışlayanlara; “Alkışlar bize, ama oylar A.P.'ye” diye sitem etmişti. Demek ki bu kadar tantananın, siyâseten bir güç arttırımı sağladığını düşünmek safdillik olur.

Kalabalıkları kıyaslayıp; reyini en kalabalık; ya da(acıyıp) en tenhâdan yana kullananların sayısı herhalde çok ihmâl edilebilir bir orandadır.

Siyâsal sistemlerini oturtmuş, sağlam bir işleyişe kavuşturmuş toplumlarda siyâsal mitingler anlamını kaybediyor. Açık alanlar terk ediliyor. Bunun yerine kapalı salon toplantılarıyla yetiniliyor. Burada “açık alan” ile “kapalı alan” arasındaki farklılığa dikkât çekmek isterim. Kapalı alanlarla yetinmek, biraz da siyâsetin iddialarının yumuşamasının göstergesidir. Siyâsetin rutinleşmesi oranında siyâsal mitinglerin de kapalı alanlara çekilmesi arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Rutinleşmeyi bozan gerilimli durumlarda ise; kabına sığamayan ne varsa açık alanlara teveccüh ediyor.

Türkiye'de kapalı alanlar, daha çok parti kurultayları için tercih ediliyor. Ama seçimler sözkonusu oldu mu, kapalı alanlar akla bile gelmiyor. Bunu yine de yapan olursa, durum o partinin küçüklüğüne delâlet ediyor. Yâni, “bir meydan mitingi bile yapamadı” deniliyor. Hâsılı Türkiye'de siyâsal mitinglerin hâlâ iddialı bir şekilde yapılıyor olması, siyâsetin tansiyonunun hala yüksek seyrettiği bir toplum olmamızın en açık göstergelerinden birisi olarak değerlendirilebilir.

Siyâsal mitinglerin bir de kendisine göre bir ekonomisi olduğunu herkes görüyor. Bayraklar, dövizler,flâmalar, pankartlar derken, hâtırı sayılır bir ekonomik çark da dönmüyor değil. Bu çarkı çevirenler de adı konmamış 'Ekmek Partisi'nin mensupları. Kemâl-i ciddiyetle merdiven altlarında çalışıyorlar. Ama bu ekonominin ürünlerinin yarattığı çevre kirliliği de azımsanmayacak kadar büyük bir boyutta. Allahtan artık, oraya buraya ilânlar yapıştırılmıyor; daha beteri; bir siyasal vandalizm olarak târihî câmilerin duvarları, çeşmeleri bu siyâsal vandalizme âlet edilmiyor.

Seçim manzaraları arasında benim en fazla ilgimi çeken, adayların resimlerini ve partilerin amblemlerini kaportalarına yapıştırmış; partinin seçim müziklerini bağırta bağırta çalarak dolaşan “minübüs”ler. Bu da 1970'lerden kalan arkaik; hatta nostaljik bir iş. Buna değinmemek olmaz. Tahminim Cem Yılmaz gibilere buradan çok malzeme çıkar. Ne diyelim; memleketimden seçim manzaraları…
#seçimler
#Siyâsal gösterim
#miting
9 yıl önce
Memleketimden seçim manzaraları
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’