|
Baraj kapakları

İsmet İnönü’nün son başbakanlığı döneminde yaşanmış bir olay, 1963 senesinde bir gece: Televizyonun olmadığı yıllar, radyo pek revaçta, radyodaki açık oturumlar kamuoyunu etkilemek için çok önemli bir vasıta...

Tartışılan konu, basında yer alan ve çalkantıya yol açan “Isparta’nın Karakurt nahiyesinde şeriatçı köylülerin köy öğretmenini öğrencilerine top oynattığı gerekçesiyle linç ettikleri” hakkındaki bir “asparagas” haberdi!

-Menemen Olayı’na göndermeler gırla gidiyordu!

İsmet İnönü, radyoda “Karakurt köylülerinin tamamının “mecburi iskâna tabi tutulacağını” açıklamış: Açık oturuma katılanların hemen hepsi köylüleri ağır bir biçimde suçluyor, kabahati de “İslam dininde” buluyorlardı!

Katılımcılar arasındaki bir “Tabii Senatör” hızını alamamıştı: Mecburi iskânı bile hafif bir ceza olarak görmüş olacak ki, tüyler ürperten şu teklifi yapıyordu:

-Civardaki barajın kapaklarını açalım, bütün köy ahalisi sular altında kalsın!

(Radyodaki oturumu, rahmetli ağabeyi Doç. Dr. Yaşar Kutluay’ın ‘Siyonizm ve Türkiye’ adlı kitabına -Bilge Karınca Yayınları- yazdığı önsözde anlatan Kamil Kutluay’dır.)

***

Tabii Senatör’lük, 1961 Anayasası’nı yapanların icat ettiği enteresan bir parlamenterlik türü idi: Radyodaki açık oturumdan 51 yıl sonra, sahnede bu kez bir Tabii Senatör değil...

27 Mayıs Darbesi’nin ardından 1961 Anayasası’nın ürünü olarak ihdas edilen “Anayasa Mahkemesi” var ve Türkiye AYM’nin yüzde 10’luk seçim barajının kapaklarını açıp açamayacağını tartışıyor!

Baronlar’ın nüfuzu altındaki Taraf, heyecana kapılmış “Ankara’da Baraj Kapakları Açıldı” manşetiyle “Derin Siyaset Mühendisliği” arayışının sözcülüğünü yapıyor...

Yıllardır yüzde 10’luk seçim barajını mesele yapmamış Paralel Medya, Haşim Kılıç’ın açıklamalarını müteakip kılıç kuşanıyor!

MİT Krizi, Gezi Kalkışması, 17 Aralık darbe girişimi, 30 Mart Yerel Seçimi ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi hezimetlerinin acısıyla...

2002, 2007 ve 2011’deki genel seçimlerin öncesinde mevzubahis etmedikleri yüzde 10’luk barajın 2015 genel seçimi öncesinde ne kadar mahzurlu, ne kadar adaletten uzak olduğunu anlatmaya sarılmış vaziyetteler!

Yüzde 10 Barajı’nın yüksek oluşu, şimdi “birdenbire” akıllarına gelivermiş!

Öyle, milli irade veya temsilde adalet diye bir dertleri falan yok; yeter ki, “Baraj kalksın ve AK Parti’nin oyları bir oradan iki buradan hele bir düşsün” hesapları yapıyorlar!

Son dönemde kurulan üç adet “tuzluk” partisinin peş peşe sahne almasının “AYM’den seçim barajı için hamle bekleniyor” olmasıyla alakası var mıdır?

***

Bu tartışmada “Yüzde 1O barajının 12 Eylül’den kalma olduğuna” dikkat çekenlere de rastlanıyor:

Bel bağladıkları Anayasa Mahkemesi’nin, 27 Mayıs’tan kalma olduğunu hatırlamaya ise hiç niyetleri yok!

Eski Rejim’in bir nevi “Emniyet Subapı” işlevi yüklediği Anayasa Mahkemesi...

Siyaseti kontrol altında tutmak; Hükümetleri, Meclis’i frenlemek için tasarlanmıştı. Bir başka söyleyişle “Zaruri hallerde Anayasa’nın yerine geçebilmesi” için kurulmuştu!

Yıllarca bu amaca hizmet etti: 2007’deki “367 Sabih Tahtaya!” adlı siyasi gerilim filmi Anayasa Mahkemesi’nin nasıl sahne aldığına dair en çarpıcı örneklerden birisiydi.

Geçen Nisan ayında Twitter’la ve HSYK ile alakalı bazı kararlarının ardından AYM için “Fabrika ayarlarına geri mi dönüyor?” diye sorulduğunu da unutmamışsınızdır!

Şimdi de, Anayasa Mahkemesi’nden “seçim barajı” hakkında “beklenen bir karar” üzerinden istikrarsızlığa oynama, koalisyonu hedefleme çabalarını izliyoruz!

Paralel Yapı ve CHP’nin, “Derin Baronlar” eksenli son atağından söz ediyoruz!

***

Son dönemde Haşim Kılıç’taki rota değişikliğini Metin Şentürk bile görüyordu...

Seçim barajı hakkındaki tartışmalar, bir kere daha...

Anayasa Mahkemesi’nin başkanı için “Paralel Markaja dayalı mücbir sebepler mi var?” dedirtti!

Haşim Kılıç’ın başkanlık süresi birkaç ay sonra bitecek.

“Kötü bir final” final yapıp yapmayacağı tartışılıyor:

-Yıllarca kendisini tahkir etmiş olan Ecnebi Cephe’nin istekleri siyasi hesapları doğrultusunda mı hareket edecek?

***

AYM’nin 1995’te “Seçim barajının Anayasa’ya uygun olduğu yönündeki” kararı orada “kapı gibi” duruyor:

Barajı savunan kararın altında Haşim Kılıç’ın da imzası var!

***

Şimdilerde “talimatla” Seçim Barajı’nı hedef alan şu “Seçim Yenilgileri Kolleksiyoncuları”nın her fırsatta atıfta bulunduğu AİHM’nin bile 30 Ocak 2007’de “Seçim barajı konması insan hakları ihlali anlamına gelmez” şeklinde bir kararı mevcut!

CHP şimdiye kadar yüksek seçim barajının kaldırılması için ne yaptı?

Mesela, AK Parti Eylül 2013’te seçim barajlarıyla ilgili “İster tamamen kaldıralım, ister düşürelim, isterse aynen kalsın!” teklifiyle muhalefete çağrı yaptığında en başta CHP neden oralı olmadı?

(CHP’ye sufle verenler, 17 Aralık’tan sonra ortada nasıl olsa hükümet falan kalmayacak diye düşünüyorlardı!)

Şimdi “Ecnebi Kemal” çıkmış, “Seçim barajı milli irade hırsızlığıdır” diyerek “laklak” yapıyor!

#asparagas
#Menemen Olayı
#İsmet İnönü
9 yıl önce
Baraj kapakları
Çanakkale'de bayram namazı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir