|
Pamuklara sardılar!
Can'daş Cumhuriyet, DHKP-C'ye terör örgütü diyemiyor! DHKP-C'li teröristler için ancak “eylemci” veya “saldırgan” diyebiliyor. Charlie muhibbi Cumhuriyet'e göre, saldırı Paris'te olduğunda terör, İstanbul'da olduğunda ise sadece eylemdir!

Türkiye'deki Gladio'nun devrimci bayrak gösteren kontra terör örgütü DHKP-C'yi “pamuklara saran” Ecnebi Cumhuriyet aynı zamanda Paralel Yapı'nın da candan destekçisidir!

Bu çerçevede, Can Dündar'ın bir süre önce Paralel Polis Şefi ile buluşmasının fotoğraflandığını; diğer bir yandan da Paralel Yapı mensubu bazı polislerin DHKP-C terör örgütü ile bağlantısının saptandığını hatırlayalım.

*

Cumhuriyet, savcımızı şehit eden DHKP-C'li teröristlerle rehin alma olayı esnasında röportaj yapmıştı. Can Dündar'ın yönettiği Cumhuriyet, sütunlarını DHKP-C'nin propagandasına açmıştır. Derin Baronlar'ın nüfuzu altındaki gazete, o röportajı şu başlıkla vermişti…

Cumhuriyet'e Konuştular: “Bu eylem mecbur bırakıldığımız yöntem”

Alt başlıkta ise şu satırlar yazılıydı: “Savcıyı rehin alan eylemciler öldürülmelerinden yarım saat önce muhabirimiz Ahmet Şık'ın sorularını yanıtladı. İşte o konuşma…”

*

Can Dündar'ın Cumhuriyet'i, teröristlerin bu sözlerini öne çıkararak savcı Kiraz'ın hayatına kasteden TERÖR “yöntemini” mazur göstermeye çalıştı! Yani, DHKP-C terörüne ayan beyan destek verdi.

Bu demektir ki, aynen DHKP-C ve onu istihdam eden Üst Akıl gibi Baronsal Cumhuriyet de, Savcı Kiraz'ın Berkin Elvan dosyasında neticeye çok yaklaşmasından…

Bir başka söyleyişle, Gezi Kalkışması esnasındaki dramatik hadiselerin arka planının aydınlatılmasına (kontra niteliğinin deşifre edilmesine) ramak kalmasından “ciddi bir rahatsızlık” duymuştur!

*

Paris'teki Charlie Yürüyüşü'nün fotoğrafını ilk sayfasından verirken “Haç” çıkaran Cumhuriyet, DHKP-C terör örgütü ile BND arasındaki Gladio temelindeki birebir bağlantıyla meşgul olmuyor!

Bu Polonya asıllı Alman ajanıyla da röportaj yapıp; onun aslında “casus veya ajan olmadığını” yazmayı, hatta “İyi kalpli bir Alman eylemci” olduğu hikâyesini anlatmayı ne kadar çok isterlerdi!

Aydın Doğan'ın Hürriyet'inde, DHKP-C'nin yuvasında ele geçirilen Kaczynski'nin BND ajanlığı gerçeğine gözler sımsıkı kapatıldığına, dahası sadece BND ajanının ağzıyla konuşan bir haber yayınlandığına göre…

Hissedarları arasında, “Almanya devletiyle yakın ilişkileri olan” Aydın Doğan'ın da yer aldığı Cumhuriyet gazetesi…

DHKP-C'yi yönlendiren BND ajanını da pamuklara sarmayı ihmal etmeyecektir!

*

BND, uzun yıllar boyunca CIA ve MOSSAD'la yakın işbirliği içinde çalışıyor. Üç istihbarat örgütü, birbirleriyle eklemlenmiş vaziyette faaliyet gösteriyor.

Alman Vakıfları, “Alman derin devletinin politikaları ve dış hedefleri kapsamında” sahne alırlar. Avrupa'da Türkiye aleyhinde itina ile kamuoyu oluştururlar. Bu vakıfların alayı BND'nin kontrolündedir. O vakıflardan biri de Friedrich Ebert Vakfı'dır. Türkiye'de 1988'de şube açan bu Alman Vakfı, Gezi Kalkışması'nın da destekçileri arasındaydı.

“Gladio'nun Piyonu” DHKP-C, Gezi Kalkışması'nda sahaya sürülen başat örgüttü. Baronsal Cumhuriyet, en öndeki Gezi'ci gazetelerdendi.

Tüm bunlardan sonra, Cumhuriyet gazetesinin Türkiye'de faaliyet gösteren belli başlı Alman Vakıfları'yla yakın bir ilişkisi var mıdır, diye merak ediyorum!

*

İnan Kıraç'ın nüfuzu altındaki Cumhuriyet'in, 2 Aralık 2011 tarihli manşetinde “Almanya'daki Neo-Nazi cinayetine MİT'e çalıştığı söylenen bir Türk'ün de karıştığı” iddia ediliyordu!

Haberin kaynağı Alman Stern dergisiydi. Stern'in haberi, “Amerikan istihbarat kaynaklarına” dayanıyordu!

Haberin “uydurma” olduğu kısa süre zarfında ortaya çıkmıştı…

Cumhuriyet, işte bu manşetle “optik çarpıtma” yaparak…

Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişinin Alman Derin Devleti tarafından (Kontra Neo-Nazi örgütü eliyle) infaz edildiği gerçeğinin üzerini örtmeye çalışmıştır!

*

Cumhuriyet'in internet sitesinde, 4 Nisan 2015 tarihli haberin başlığı “İran Kazandı, Türkiye kaybetti” şeklindeydi…

İran'ın ABD ile nükleer programıyla ilgili anlaşmaya varmış olmasından dolayı bu başlık atılmıştı! En başta 'Uğur Mumcu Suikastı' olmak üzere faili meşhur suikastlarla alakalı olarak yıllardır defalarca İran devletini kesin ifadelerle suçlayan ve böyle yaparak suikastların arkasındaki Türkiye'deki Gladio'yu (Üst Yapı) perdelemeye çalışan Cumhuriyet, şimdi birdenbire İran sempatisiyle dolup taşıyor!

Amerikancılığı ve Yeni Türkiye'ye husumeti, Cumhuriyet'e neler yaptırıyor, neler!

Kaldı ki, İran'ın ABD ile vardığı anlaşma, Ankara'nın 17 Mayıs 2010'da Tahran'la yaptığı anlaşmanın aynısı!

Yani? Neticede ABD'nin değil, Türkiye'nin istediği oldu.

Hal böyleyken, Türkiye nasıl “kaybetmiş” oluyor?!

Cumhuriyet gazetesi mi, Bağımsız Türkiye'ye karşıdır!
#dhkpc
#köşe yazısı
#taner korkmaz
il y a 9 ans
Pamuklara sardılar!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’