|
Püf Noktası
Dünya Bankası eski başkanı ve ABD eski Savunma Bakan Yardımcısı Neo-Conservative Paul Wolfowitz’in Türkiye’ye yolunun düşmesi çok eski yıllara dayanıyor. Öyleyse, püf noktası tam da burasıdır diyebiliriz!

Abdi İpekçi’nin suikasta kurban gittiği gün, Humeyni’nin de İran’a döndüğü gündür. (1 Şubat 1979)

Bu tarihten hemen sonra, ABD’den İstanbul’a gelen ve Boğaz’a nazır bir lokantada yemek yiyen derin kadroda kimler vardı? Sorunun cevabı, A.Frachon ile D.Vernet’in imzalarını taşıyan “Mesyanik Amerika” adlı kitapta (2004, Sayfa: 102) veriliyor:

Neo-Con’ların başöğretmeni olarak da kabul edilen Soğuk Savaş döneminin nükleer stratejisti Albert Wohlstetter (1913-1997) ekip başıdır. Yemekte, öğrencileri Richard Perle ile Paul Wolfowitz de yer alıyordu! Derin kadroyu ağırlayan dostları, İran devriminin çok konuşulduğu o günlerde “Sırada Türkiye mi var?” diye sorduklarında, Wohlstetter’dan aldıkları cevap şu olmuş: “Türkiye, sıradaki problem değil; sıradaki cevaptır!”

Perle-Wolfowitz’in akıl hocası Wohlstetter’ın, İstanbul’da mukim dostlarına verdiği bu karşılık 12 Eylül darbesi için işaret fişeği anlamına geliyordu!

*

O yemekteki, Amerikalı derin heyetin “Türkiye’deki yakın dostları” yani “masadaki derin baronlar” kimlerdi, acaba?

Kenan Evren’in, anılarında 12 Eylül 1980 darbesi için nihai hazırlıklara “Mart 1979’dan itibaren başladıklarını” yazdığını hatırlıyoruz.

O dönemde Bülent Ecevit Başbakan’dı. Suikasta kurban giden gazeteci Abdi İpekçi mi, Ecevit’in çok yakın arkadaşıydı.

Ecevit, 1979 sonbaharında iktidardan ayrılmak zorunda kalışını TÜSİAD’ın 13 Mayıs-13 Haziran 1979 tarihleri arasında yedi gazete ve bir dergide yirmi dört kez yayınlanan ilanlarına bağlamıştır. (7 Şubat 1994 tarihli açıklaması, TRT 1)

TÜSİAD ilanları son haftasına girdiğinde, “şahane tesadüf” bu ya; dönemin Genelkurmay Başkanı Evren’in ABD ziyareti başlamıştı!

Evren, 7-18 Haziran 1979 tarihinde ABD Genelkurmay Başkanı’nın davetlisi olarak yaptığı ziyarette Brzezinski ile de görüşmüştü. Zbigniew Brzezinski, o sırada ABD Başkanı Jimmy Carter’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı idi.

1979’un Mayıs’ından itibaren Carter yönetiminin Türkiye ile ilgili toplantılarında “İstikrarın ancak ve ancak generallerin müdahale etmesiyle kurulabileceği” seslendiriyordu!

Carter, 12 Eylül darbesinden beş yıl sonra Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda şöyle demiştir: “12 Eylül’le ferahladık! Afganistan’ın işgal edilmesi, İran’da monarşinin devrilmesinden sonra Türkiye’deki bu istikrar hareketi içimizi ferahlatmıştı” (21 Temmuz 1985)

*

24-29 Nisan 1977’de Washington’ı ziyaret eden “Feyyaz Berker’in başkanlığındaki” TÜSİAD heyetinde de yer almış olan Şahap Kocatopçu, 12 Eylül’ün bakanları arasındaydı.

Kocatopçu’nun eşi ile Kenan Evren’in eşi akraba idiler.

Şahap Kocatopçu, önde gelen masonlardandı. Vaktiyle TÜSİAD Başkanlığı yapmış, Koç Holding İcra Kurulu Başkanı da olmuştu. Hayata veda etmeden önce, G.Saray Kulübü’nün en yaşlı üyesi sıfatını taşıyordu…

*

Mehmet Ali Birand’ın Galatasaray Lisesi’nde okurken, okul dergisinde (1961) Şahap Kocatopçu ile alakalı bir portre yazısı kaleme aldığını Can Dündar’ın “Birand” adlı kitabından (Kasım 2012) öğreniyoruz.

Gençliğinde Vehbi Koç’un kanatları altına aldığı, yetişkinlik döneminde ise İnan Kıraç ve Coşkun Kırca’ya çok yakın bir isim olan Birand’ın 6 Mayıs 2003’de CNN Türk’te Paul Wolfowitz’le yaptığı “iliştirilmiş” röportajı unutamıyoruz. Röportajı, Cengiz Çandar’la birlikte yapmışlardı. Çandar mı, Wolfowitz’in evinde yatıya kalabilecek kadar, işbu Neo-Con’cu isme yakındır!

Eski kaşar Neo-Con’cu Wolfowitz’in Pentagon’a ilk girişi ise Carter dönemindedir! Başlangıçtaki farklı siyasi forması, Yahudi kökenli Wolfowitz’in “derin vazifesinin varlığına” engel teşkil etmiyordu.

*

25 Haziran 1979’da bir kahvehanede otururken yapılan ihbar sonucu yakalanan Mehmet Ali Ağca’nın üzerinden çıkan kâğıtta yer alan üç isimden ikisinin Şahap Kocatopçu ile Can Kıraç olduğunu biliyoruz. Bu mühim ayrıntının üzeri vaktiyle neden örtülmüştür? Niçin, hiçbir soruşturma yapılmamıştır?

Can Kıraç, İnan Kıraç’ın ağabeyidir.

İtalya’daki cezaevi günlerinde, Ağca ile ilk röportajı yapan da Birand’dır. Birand’ın uzun yıllar boyunca çalıştığı Milliyet gazetesi mi? Genel yayın müdürleri İpekçi’nin öldürülmesi olayının perde arkasına seyahat etmekten itina ile kaçınmıştır!

*

1977’nin Nisan ayında Washington’ı ziyaret eden ve 65 Kongre üyesi ile görüşen TÜSİAD heyetinde Şahap Kocatopçu dışında Rahmi Koç, Selahattin Beyazıt, Nejat Eczacıbaşı ve Jak Kamhi gibi isimler de yer almıştı. Heyet Zbigniew Brzezinski ile de görüşmüştü. Görüşmeye katılanlar arasında, Brzezinski’ye o dönemde yardımcılık yapan ve 1974-1977 arasında CIA’in Türkiye Masası Şefi olan Paul Henze de vardı!

12 Eylül darbesinin temellerinin atıldığı yıl 1977’dir. Kanlı 1 Mayıs 1977 örneği, en baştadır. Mart 1979 ise 12 Eylül için “geriye sayımın başladığı” ve “dönüşü olmayan” kritik tarih
#TÜSİAD
#ABD
#Ecevit
9 yıl önce
Püf Noktası
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset