|
Saklambaç!

Evvela, Gürsel Tekin’e “Öğleden sonra günaydın” diyelim!

“Bir el siyaseti dizayn ediyor. Derin CHP var. Baykal’ın kasetle gidişi, Kılıçdaroğlu’nun gelişi de dizayndı” diyor...

Bunları, Mayıs 2010’da kaset operasyonu patladığında söylememiş; aradan geçen bunca zamandır yakınından bile geçmemiş; çıkmış şimdi söylüyor!

İstanbul için aday adaylığını açıklamış bir isim olarak, aday gösterilmesini hiç istemediği 30 Mart mağlubu Sarıgül Şişligate’le nakavt olduğunda sahne alıyor! Adama “CHP’nin dizayn edildiğini söyleyebilmek için neden dört buçuk yıl boyunca bekledin?” diye sorarlar!

Üstüne, bir de “CHP’nin dizayn edilmesine neden karşı çıkmadın?” derler! Buna da cevap veremiyor, verebileceği ikna edici bir cevap da yok!

CHP operasyona uğrarken, Kılıçdaroğlu paraşütle genel başkanlık koltuğuna indirilirken Gürsel Tekin “uzayda bir yerlerde” değildi; o da oradaydı, neticede CHP’nin dizayn edilme sürecine destek verdi. Kılıçdaroğlu Düzeni’nin asli parçası olmaya devam ediyor.

Peki, CHP’yi perde arkasından yöneten güç odağının, Derin CHP’nin İstanbul Baronları olduğunu söyleyebiliyor mu?

-Kocaman bir hayır!

Turgay Ciner’in gazetesinde “Sessiz kalmadım, Deniz Bey’e gitmeyin dedim” diye konuşarak bize afiyetle hikâye anlatıyor. Baykal’ın istifa ettiği günlerde gözyaşı dökerken gözlerimizi bağlayan da Gürsel Tekin’di!

*

Kemal Kılıçdaroğlu, (CHP Grup Başkan Vekili olduğu dönemde) Kasım 2009’daki Almanya ziyaretinde Baykal’a kaset operasyonundan haberdar edilmişti! CHP ile BND arasındaki o tarihteki görüşmeler, İstanbul Baronları ile bağlantılı olarak gerçekleştirilmişti. Orada başka kimler vardı?

Takvim gazetesi, Gürsel Tekin’in de Deniz Baykal’a kaset operasyonundan haberdar olduğuna, BND ile pazarlık yaptığına ve “Kemal Bey’le görüştüm. Kendisi CD’yi sizden istiyor” dediğine dair ciddi iddiaları geçtiğimiz Ağustos’ta manşetine çekmişti.

CHP, bu iddialara tatmin edici cevaplar verememişti.

*

Tam da burada, Akşam gazetesinde çıkan ve itina ile göz ardı edilen 23 Eylül 2014 tarihli, “Kılıçdaroğlu’na şok suçlama: İhanet kasetini kasasında sakladı” başlıklı haberi hatırlayalım!

Haberde, “Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen 2011/1544615 nolu soruşturma kapsamında tanık (işadamı) Canfer Deliismail, 18 Eylül 2014’te Savcı Serdar Coşkun’a verdiği ifadede...

-Kılıçdaroğlu’nun, Deniz Baykal kasetini bankadaki kasasında sakladığını iddia etti...” deniliyordu!

Deliismail, “7 Aralık 2009 tarihinde işlerini takip için gittiği İş Bankası’nın Akay Şubesi’nde yaşadıklarından dolayı” böyle bir kanaate varmıştı ve şunları söylüyordu:

“Bankada Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü iken sekreterliğini yapan kişiyi gördüm. Kendisini önceden tanıyordum ama o beni bilmiyordu. Elinde Kılıçdaroğlu’nun verdiği Ankara 17. Noterliği’nce düzenlenmiş 7 Aralık gün ve 321173 sayılı vekâletname vardı. Bununla, Kılıçdaroğlu adına işlem yapmıştı. Bankadaki tanıdıklarıma sordum ve Kılıçdaroğlu’nun bankada kiralık kasası ve hesabı olduğunu öğrendim. Sekreteri kasadaki eşyaları alıp hesabı kapatmış. Bundan beş altı ay kadar sonra Baykal CD’si yayınlandı...”

*

Şimdi de, medyada yer bulamayan bir gelişmeyi haber verelim: 15 Nisan 2010’da Baykal’a suikast hazırlığını ihbar eden maili gönderen ve bundan dolayı da “hedefe konulan” genç işadamı Kahraman Şeref Kasap, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 2011/1544615 nolu soruşturmaya “kamu tanığı” sıfatıyla müdahil oldu!

Kasap, işbu dilekçesinde “Elektronik posta ile yaptığı ihbarın tam 21 gün boyunca İstanbul Emniyeti tarafından savsaklandığına” dikkat çekiyor!

Ayrıca, dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, Deniz Baykal’a yönelik kaset operasyonundan bir gün sonra 8 Mayıs 2010’da düzenlediği televizyondan canlı yayınlanan basın toplantısında...

“Bir şekilde ulaştığı veya ele geçirdiği, soruşturma dosyasının en önemli ve tek bilgi kaynağı olan elektronik posta ihbarının içeriğinin tamamını kamuoyuna açıkladığı, dolayısıyla ihbarda adı geçen kişilere ve yakınlarına ‘ihbarla ilgili soruşturma başlatıldığını’ haber vermek suretiyle...

Soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğini...

Böylelikle, ihbarda isimleri geçen şüphelilerin ilgili suç delililerini karartmalarına imkân sağladığını” dile getiriyor!

*

Kahraman Şeref Kasap’ın ihbarında adı geçen tetikçiye dönemin Şişli Belediye Başkan Yardımcısı üzerinden talimat verdiği iddia edilen kişi, Mustafa Sarıgül’dür!

Deniz Baykal’a 13 Nisan 2010’da Brüksel’de Stefan Füle ile görüşmesinden hemen önce “her iki dizinden vurulmak suretiyle yapılması planlanan silahlı eylemden son anda vazgeçildiği” de, söz konusu ihbarda dile getiriliyordu...

Sonra ne mi oldu? “Deniz Baykal’a suikast hazırlığı yapanların, 750 bin dolara tetikçi tutanların” değil...

Paralel Kontra Atak’la, ihbarı yapan Kahraman Şeref Kasap’ın üzerine gidildi! Yani? Halen yargılanıyor!

#Gürsel Tekin
#CHP
#Kılıçdaroğlu
#Derin CHP
9 yıl önce
Saklambaç!
Yalan mevsimi
Soma…
Sen benim ne çektiğimi nerden bileceksin!
Psikolog koltuğu
Sistemi dönüştürmek için çıktık yola ama sistem tarafından dönüştürüldük sonunda! Neden peki?