|
Belgeler hayat hikayesiyle uyumlu değil mi?
Yeni Şafak’ın dünkü manşetinin etkisinin ne olduğu gün boyu şu saatlerde de sürmekte olan açtığı tartışmadan ortada.

Belli ki önümüzdeki günlerde de sürecek ve tartışma programlarının, köşe yazılarının, uzman görüşlerinin en önemli konusu olmaya devam edecek.

Gazete, konuyla ilgili yayınların ve yeni belgelerin de peşi sıra geleceğini açıkladığına göre bundan kaçılamaz.

Fethullah Gülen’in mason olduğuna dair haberden bahsediyorum.

Gülen’in avukatlarının jet hızıyla yolladığı tekzipler, karşı açıklamalar ve uzun süredir yaptıkları gibi yüzlerce dava açacaklarını belirtmeleri şaşırtıcı değil.

Özellikle sosyal medyada Cemaat adına yazıp çizen belirli isimlerin ve onların ‘güya’ yandaşları olmayan kesimlerin ve onların temsilcilerinin haberi küçümsemek için icad ettiklerinin bu aşamada hiç bir önemi yok.

Öyle bir dönemdeyiz ki orijinal belgelerin de atılan bir ıslak imzanın da üretilmiş olduğunu iddia edebilecek kadar veri ve teknolojik gelişme çoktandır yaşandı, yaşanıyor.

Yaşadıklarımız ispatladı ki bunu da en iyi Paralel Örgüt’ün bazı elemanları biliyor üstelik.

Yakında sahtesiyle orijinalini ayırmak için daha da gelişmiş ve yeni yöntemler bulunacak, muhtemelen dünyada bunun üzerine çalışılıyor sürekli.

Haberin kendisine gelirsek ortada belgesi olan ciddi bir iddia var.

Söz konusu belgelerde görülen tartışmaların, içeriğin dönemin Masonlar arasındaki bölünmeyle tarihsel olarak uyumlu olduğu biliniyor.

Bugün ve sonraki günlerde çıkacak yeni belgeler, tanıklar, uzmanlar neler söyleyecek hep beraber göreceğiz.

Bence asıl gözden kaçırılmaması gerekense toplamda Fethullah Gülen kültünün inşa süreçleri.

İlkokul mezunu bir müezzin olarak başladığı mesleki yaşamının sonunda oluşturduğu devasa yapı.

Nur Talebelerinin onca güçlü ismi arasından ekol olarak da onların çoğuyla çatışan bir yaklaşımı benimseyen Gülen’in yaygınlık kazanan başarısı.

1960’ların ortasında erat olarak yaptığı askerlikten izinli geldiği memlekette Komünizmle Mücadele Derneği’ni kurabilmesi.

12 Eylül darbesinin lideri Evren’den Özal’a, Ecevit’ten günümüzdeki onca isme kadar açık kişisel destek ve koruma alabilmesi.

ABD’deki köklü ilişkilerinden günümüzde çok şaşırtıcı akademik, medya desteklerine sahip olabilmesi.

Nihayet 17/25 Aralık’taki açık darbe girişimini yapabilecek kapasite ve ama cesaret ama görev bilincine sahip olacak bir yapının yöneticiliği…

Hayat hikayesi fazlasıyla karanlık, soru işaretleriyle; icraatları ve pozisyonu 1960’lar, 70’ler, 90’lar, 28 Şubat’tan günümüze en azından çok tartışmalı bir ismin mason olduğunun ortaya çıkması bütün bu tablo içinde şaşırtıcı mı sizce?

Masonluk uzun zamandır ya gücünü kaybettiği ya perde arkasına çekilmeyi tercih ettiği için bugünkü kuşaklar açısından doğru algılanmayabilir ama özellikle Yeni Şafak’ın yayınladığı belgelerin ait olduğu dönemde etkin, cesur ve de çok saldırgandı. O yüzden özellikle o dönemlerde böyle bir ilişki kurmaları tarafların çıkarına olacağı için de çok mantıklı.

Dahası, Paralel Örgüt’ün yapılanmasının en çok masonluğa benzediği de yakın zamanda iyice görüldü. İkisinde de girildi mi çıkmak imkansız gibi; ikisi de gizli örgütleniyor; ikisinde de sert bir hiyerarşik yapı var; ikisinde de emir demiri kesiyor; iki yapıda da kendi biraderleri/şakirt kardeşleri herkesten önceliklidir; ikisinde de her kesim ve çevre ve din ve ülkeden yaygın bir bağlantı ağı var ve her ikisinde de ne pahasına olursa olsun kendi çıkarları önce geliyor.

Bu “her ne pahasına olursa olsun” içine ülkeler, milletler de dahil 28 Şubat, 7 Şubat MİT Krizi, Adana’daki tır durdurma, Dışişleri’ndeki dinleme başta olmak üzere tüm dinleme ve servislerle ve 17/25 Aralık’la devamındaki tüm operasyonlarda gördüğümüz gibi…

Dolayısıyla belgeler hakkında taraf olunan kampa ait standart savunma veya saldırıdan önce Fethullah Gülen’in bütün hayat hikayesine bakmak daha aydınlatıcı.

Bütün bunlara bakınca da insan ister istemez soruyor; “Mason çıkmış… çok mu?”

Öcalan’ın İmralı’daki heyetle görüşmesinden sızdırılan tutanaklarda yer alan cümlesini unutmak bütün olup biteni yanlış okumaktır.

Ne diyordu Öcalan; “Beni verdiler Gülen’i aldılar…”

Öcalan’ın bu eşleştirmeyi laf olsun diye söylediğini düşünmüyorsunuz herhalde…
#Fethullah Gülen
#Gülen'in Masonluk belgeleri
#17-25 Aralık
#Paralel yapı
9 yıl önce
Belgeler hayat hikayesiyle uyumlu değil mi?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti