Şam’daki rejimin zindanlarında işkenceyle hayatını kaybeden binlerce insanın fotoğrafları yayınlandı.

Açılan her sayfada dörde onluk sütunlarda ölmüş insanların ellişer ellişer fotoğrafları çıkıyor.

İlk sıradakine 224947 numarası verilmiş.

Bilmem “suçu” neydi?

Bir F-4 daha düşüyor Konya’da bu sefer.

Uzmanlar, yetkililer açıklama üstüne açıklama yapıyor.

Süleyman Şah Operasyonu’nun hemen ardından iki tane birden Malatya’da düşeli daha kaç gün olmuştu?

Üç uçak altı şehit.

Türbe Operasyonu kimleri rahatsız etti acaba?

Operasyonun açık mesajı neydi?

Musul bütün dünya haber ajanslarının ilk on haberi içinde geziniyor gün boyu.

Daha da gezinecek anlaşılan.

Askerî operasyon, sınır, uçak, harita, destek birliği, danışman kelimeleri yığınak yapıyor üzerimize.

“Küçük terörist”e ders veren İsrail köpeklerinin saldırısı nedeniyle soruşturma açmak zorunda kalıyor Telaviv.

Geçen yıl iki yüz binden fazla çocuk ilköğretimi yarıda bırakmış Milli Eğitim Raporu’na göre.

Tam bu sırada bilim adamları ay’ın dünya’dan uzaklaşmaya devam ettiğini açıklıyor. Dünyadaki denge hatta yaşam için hayatî öneme sahip olduğu belirtilen uydumuzun yokluğu ciddi bir sorun ama içimizi de rahatlatıyorlar.

Ay’ın tamamen ayrılması mümkün olmadığı gibi bütün bu işler için tahmin edilen süre milyarlarca yılmış. O gün geldiğinde zaten güneş etrafındakileri yutmuş olacakmış.

Putin eğer “Ukrayna’nın her iki sınırında da Rus askeri olunca güvenliği tamdır” mealinde twit atmasa bu konuyu da unutmuş olacaktık.

Dolar küresel çapta değer kazanırken altının gramı da yine 100 lirayı aşıyor.

Analistler direnç diyor, teknik analiz diyor, ivme, emtia, seyir diyor... anlamadığımız onca şey söylüyor tam bu sırada.

Adana’da zabıta baskısından intihar ettiğini belirten el yazısı notunu bırakıp hepimizi bir kere daha vicdanımızla baş başa bırakıp giden 62 yaşındaki Cemil Bozkuş’un Yedisi için komşuları fısıldaşarak bir şeyler hazırlamayı planlıyor.

İmralı’ya yeni bir heyet gidiyor; sadece Sırrı Süreyya Önder ve bu sefer yanında Leyla Zana. Dönüşte yazılı açıklama yapmaları bekleniyor.

Kandil bu açıklamayı beklemeden biraz ortadan biraz kenardan her seferinde bir başka yetkiliden demeçler vermeye devam ediyor.

Dünya medyasında Türkiye aleyhine cımbızlanacak ne kadar malzeme varsa sökün ediyor.

Musul Harekâtı veya Türbe Operasyonu ile bir ilgisi var mı kimse ses etmiyor.

Aklına gelen susuyor, işine gelmeyen geçiştiriyor.

Yükselen dolar bir rekor daha kırıyor gün batarken.

Aday adayları Anadolu’da gördüklerinden biraz şaşkın dönüyor metropollere; “Twitter değil facebook daha yaygın...” diyor meselâ biri.

Tam o sırada Halep göğünde bir helikopter sesi beliriyor. Benzin ve mazot satan dükkana bırakıyor varil bombasını, yirmi insan daha yanarak ölüyor.

Her gün yeniden bıçaklanan Türkçe'nin kanlar içindeki son moda haliyle yazarsak “raatolun, korkacak bir şey yok”.

Henüz beş milyar yılımız var.

Cinayet işlemeye, savaşlara, altın ya da dolara yatırım yapmaya, komşu evdeki cenaze için helva kavurmaya, işkencede öldürülen insanların fotoğraflarına uzun uzun bakmaya, yeni şehitler için yeni törenler hazırlamaya, Cuma için abdest almaya.

Bilmem sevinsek mi üzülsek mi bu kadar vakit kaldığına...